İmamı sürdüler lojmanına çöktüler

İki yıl önce olayın yaşandığı günün ertesi sabahı camiye inceleme için giren ilk kişi Bilal Erdoğan’ın arkadaşı Milli Saraylardan Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Yasin Yıldız’dı. Yıldız’ın incelemesinin ardından ezilmiş bir bira kutusu görüntüsü basına servis edildi.

ERDOĞAN: CAMİDE İÇKİ İÇTİLER

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan derhal medyaya açıklama yapıp “Camide içki içtiler” dedi. Ak-Trol hesaplarından caminin değişik yerlerine photoshopla yerleştirilmiş bira kutusu görüntüleri boca edildi sosyal medyaya.

TAM 102 CUMADIR O GÖRÜNTÜLERİ YAYINLAYAMADILAR

Erdoğan 11 Haziran Salı günü “Camide içki içildiğine dair elimizde görüntüler var. Cuma günü yayınlayacağız“ dedi. Üzerinden 102 Cuma geçti hala o görüntüler yayınlanmadı. Tıpkı Kabataş yalanının görüntülerinin yayınlanamadığı gibi.

“DİN ADAMIYIM YALAN SÖYLEYEMEM”

Camide içki içildiği yalanına kanıt arayan AKP iktidarı, son çare olarak Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nin imamı ve müezzinine “camide içki içildiğini gördük” dedirtmek istedi. Olaylar esnasında camide bulunan Müezzin Fuat Yıldırım‘a, emniyette “Camide içki içildi mi?” diye soruldu; “Din adamıyım yalan söyleyemem. Ben camide içki içen görmedim” dedi.

Cami imamı da olay anında camide olmadığını beyan etti. Camiye eylemcilerle görüşmek için giren emniyet görevlileri bile içki şişesi gördüklerine dair rapor tanzim etme taleplerine direndiler.

“SİYASİ MALZEME OLMAK İSTEMİYORUM”

Baskıların üzerinde yoğunlaştığı Müezzin Fuat Yıldırım, “Ben siyasi malzeme olmak istemiyorum. Polisler beni çok şık bir şekilde ağırladı ve bana camide içki içilip içilmediğini sordular. Ben de görmediğimi söyledim. Caminin içi kan ve ilaçlarla dolmuştu. İç tarafta pencerenin önünde ezik bir bira kutusu ve müezzin mahfilinde yarım paket sigara tespit ettik” şeklinde açıklamalar yaptı medyaya.

İKTİDAR İÇİN YALAN SÖYLEMEYENLER SÜRGÜN EDİLDİ

Böylece ipler kopmaya başladı. Caminin müezzini ve imamı hedef tahtasına konuldu sonra itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Erdoğan meydanlarda, “Cami de içki içtiler” iddiasını sürdürdü.

Müezzin, imam ve Beyoğlu Müftüsü hakkında sürgün kararı çıkardı. Hedef haline getirilen müezzin Fuat Yıldırım, eşi hastanede kanser tedavisi görürken Başakşehir’e bağlı Kayabaşı Köyü Camii’ne tayin edildi. İmam Halil Necipoğlu Zeytinburnu’na gönderilirken Beyoğlu Müftüsü Recai Albayrak ise Karadeniz Ereğli’ye gönderildi.

BOĞAZ’I SIFIR LOJMANLARA EL KONDU

İnşa edildiği günden bu yana Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nde görev yapan imam ve müezzinler, camiye bitişik halde bulunan lojmanlarında ikamet ediyorlardı.

Caminin vakfiyesinde açık açık o lojmanların Bezmiâlem Valide Sultan Camisi imam ve müezzini için yapılıp vakfedildiği yazıyor. İslam'da vakıf malıyla ilgili katı kurallar var ama Diyanet yönetimini bu kurallar bağlamış değil.

O lojmanlarda kalan son cami görevlileri İmam Necipoğlu ile müezzin Yıldırım oldu. Camiye atanan yeni imam ve müezzine lojmanlar verilmedi.

Caminin yeni kadrolu imamı Celalettin hoca, hakkı olan lojmanda kalamadığı için Zeytinburnu'nun da ikamet ettiği evden git gel yapıyor.

DİYANETİ’N LÜKS DÜŞKÜNLÜĞÜ

İstanbul Boğazı’na sıfır konumdaki Bezmiâlem Valide Sultan Camisi lojmanları, şimdilerde şimdi çok farklı amaçlarla kullanılıyor. Nokta’ya konuşan müftülük çalışanları ile cami cemaatinden duyduklarımız şaşırtıcı değil. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lüks düşkünlüğü İstanbul Boğazı’na sıçramış durumda.

YÜKSEK MAKAMDAKİLERİ AĞIRLIYOR

Mercedesler ve jakuzuli konutlar için cami cemaatinden toplanan paraları kullanmakla suçlanan Diyanet’in üst düzey isimleri boğaza sıfır lojman binasını kişisel ağırlama mekanı olarak kullanıyor. Cemaate göre, lüks otomobilleriyle gelen üst düzey isimler boğaz manzaralı vakıf malı imam lojmanında sohbet edip, konaklıyor…

siyasetcafe.com