Çinli düşünür  SU  TZU`nun bizim üzerinde çok düşünmemiz gereken şöyle bir öğretisi vardır;  “Kendini ve düşmanını iyi tanıyorsan , her zaman zafer senindir. Kendini tanıyor, düşmanını tanımıyorsan, her zafere karşı bir mağlubiyet beklemelisin. Kendini de düşmanını da tanımıyorsan her defasında mağlubiyete hazır ol”

Ülkede bir FETÖ gerçeği ve devlette bu gerçeğe karşı bir mücadele var ama işler nasıl yürüyor bakalım!...

2016 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan FETÖ soruşturma kapsamında, Yeniçağ Gazetesi yazarları gözaltı kararı verilmişti.

Büyük bir tepki geldi ve bu yazarlar serbest kaldılar.

Nitekim bu olaydan dolayı cumhurbaşkanı `At izi, it izine karıştı` dedi…

Bu bir hedef saptırmaydı ve olayın tek amacı vardı; FETÖ’ ye hizmet!

Piyasaya FETÖ itirafçısı ve kandırıldık diyen birçok yazar çıktı ve bunlar her gün TV karşısında halen yorum yapıyorlar. İsimlerini vermeme gerek yok her halde.

Bunlara da tepki gelince bir gerekçe uyduruldu “ aslında falanca şahıs devlet görevlisiydi, FETÖ`nen içine ajan olarak sokuldu” denilmeye başlandı.

Bu saçmalamaların tek amacı vardı; FETÖ’ ye hizmet.

Hamile kadın evinden alındı, tutuklanan suçlu çocuğunun doğumunu göremedi, kapı bekçisinden BYLOCK çıktı, başörtülü bacıların ellerine kelepçe vuruldu…vs…Bunlar ve bunlar gibi bir çok haber `mağduriyet` olarak  günlerce TV`lere, gazetelere manşet oldu…

Buna dayanamayan Ana Muhalefet partisi Lideri  “ADALET” diyerek sokaklara düştü…

Sokaktan 2019`a rüzgâr aldığını düşünerekten ülkemizdeki iktidarların tayin edicisi Avrupa`nın yollarına döştü.

Ve ülkenin kurucu partisi olarak ülkesini Avrupa`ya şikâyet etti.

Bu densizliklerin tek amacı vardı; FETÖ’ ye hizmet.

DAMATlar tutuklandı, aptalca sebeplerden serbest kaldılar, sonra tekrar tutuklandılar.

Bu arada bir hükümet partisi yetkilisi “Yeni bir devlet Kuruyoruz” diyerek TV ekranlarında müptezellik yaptı.

Bu kafa bulandırmaların tek amacı vardı; FETÖ’ ye hizmet.

Ve en son Pazarcı abla olayı!

Gündem de olduğu için detaylarını yazmıyorum.

Ama ilginç olan olaya ablayı evinden aramadan, pazarda bulmaya kadar bir kamera her şeyi kaydedip sanal âleme sundu.

Ve TV karşısın olan halk “bu kadar da olmaz” diye isyan etti…

`Mecliste FETÖ`ye dua edenler dururken, bu garibanın suçu nedir?` dediler.

Haklılar. Haklılar da olay sade görüldüğü gibi değil aslında!

Devam edelim…

Bunlar FETÖ ile ilgili birkaç olay, bir de FETÖ olayı ile ilgili olmayan ilginç olaylar oluyor ülkemizde!

Tüm delilerin üzerinde olduğu kailler serbest kaldı, çocuk tecavüzünden suçu kesinleşenler iyi hal indirimi aldılar, ekmek çalana hapis, devlet dolandırana öldüler verildi.

Belki bana inanmayacaksınız ama bunlarda FETÖ’ ye hizmet için yapıldı.

Peki, kim bu FETÖ?

Benim başından ülkemizde beri CİA operasyonlarının bir taşeronu olarak gördüğüm bir cemaatten üretilen bu yapı artık ülkemizin üzerinde emelleri olan koskoca bir düşmanın aracı bir örgüt.

Buraya kadar saydığımız her şey Türkiye Cumhuriyeti`nin güvenirliğini, bu örgüt  ile olan mücadelede ADALET yoksunluğunu kamuoyuna taşıyan çalışmalardır.

Devlet ile milletin arasını açarak başka bir kurtarıcıyı ülkeye sokma çalışmalarıdır.

Belki de yeni bir darbe planının ayak sesleridir.

BOP`un bir parçası olan Türkiye`yi yavaş yavaş Ortadoğu bataklığına çekme çabasıdır.

Bunun için köpekleri ile ülkemizde bir darbe girişimine giren CİA başarılı olamayanınca ikinci planı, yani kaos planını devreye sokmuştur.

Evet, kamuoyuna mal olana FETÖ davalarında insanın vicdanının alamayacağı şeyler oluyor ama bu olan şeylerin amacı zaten vicdanla devleti kavga yaptırmaktır.

Gelelim baştaki öğretiye!

Tarihin hiçbir devrinde ülkemiz böyle bir kargaşa ile karşı karşıya kalmamıştır.

Kimin kim olduğu, ne olduğu, neye hizmet ettiği belli değildir.

Ama belli olan bir şey vardır, bu ülke için kimlerin bedel ödeyeceği.

Ve bir hakikat ortadadır, düşman bizi iyi tanıyor biz ise aynada kendimiz ile kavga yapıyoruz.

Yeni dünya düzeninin bu kaos yarat, işgal et planlarına karşı Türkiye artık özel bir birim kurmalı ve buradan psikolojik harp taktikleri, kaos önleme uzmanları gibi toplumsal mühendisler yetiştirmelidir.

Demedi demeyin; FETÖ olayı bilinçli bir şekilde kamuoyunda sulandırılarak ülkemiz bir bataklığa itilmektedir.

FETÖ ile mücadele bu değil, bu olmamalı.