Her dönemin yandaşı, pabucu dama atılınca bir kaos mimarı olan Nazlı Ilıcak'a,

Uğur Mumcu yıllar önce şu soruyu sormuştu;

''YUNANLILAR İZMİRİ İŞGAL ETTİĞİ ZAMAN SİZİN DEDENİZİN HÜKÜMET KONAĞINDAN TÜRK BAYRAĞINI İNDİREN YUNANLI SUBAYIN YANINDA NE İŞİ VARDI?''

Aile geçmişi ile insan elbet yargılanmaz ama bu tipleri yargılamak vatan görevidir.

Zira ailevi geçmişi ile hareket eden bu tiplerin yaptığı her şey bir görev üzerinedir.

Zira Ilıcak SEBATAİST bir ailenin sosyal medayada “NOTRE DAME DE SİON” rumuzunu kullan son görevlilerindendir.

İmam nikahlı, resmi nikahlı birkaç kez evlenen bu görevli en büyük kaos planını Merve Kavakçı olayında kullandı.

Sırf babası DP milletvekili diye muhafazakârlığa soyuna bu kadın aslında insanların muhafazakârdan uzak durmasının da mimarı olmuştur.

Arnavut olduğunu söyleyen ikinci kocası Emin Şirin  ülkemize olan düşmanlığını tıpkı Hakan Şükür gibi şu cümlelerle  dile getiriyordu : ‘’Türkiye’de safkan Türk yoktur. Ben de kanında tek damla Türk kanı olmayan bir insanım.’’

`Osmanlı`yı yıktık sıra Cumhuriyet saltanatında` diyen bu hanin zihniyet,  işler yolunda giderken kıçına kına yakmış halleri ile Ergenekon kumpasının savcısı firarı Zekeriya Öz ile kartopu oynuyordu.

Peki “Osmanlı`yı yıktık, sıra Cumhuriyet saltanatında” cümlesini nerede mi kurdu?

Bugün Gazetesinde yazıyordu.

Koza İpek Grubu'na kayum atanması sonrası binanın önüne giderek hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Canlı yayında kayyum kararını değerlendiren Ilıcak, "Bakın 1 Kasım geliyor. 1 Kasım'da Osmanlı saltanatı yıkılmıştı, şimdiki 1 Kasım'da da Türkiye Cumhuriyeti saltanatı da yıkılacak" dedi.

Günah galerisi okadar çoktur ki, ben birkaçını söyleyeyim:

-Nazlı Ilıcak Ak Parti Milletvekili Aday Adayı olup Ak partinin çıkısından itibaren destekleyen tavrı, 3 milyon Iraklı ölürken ABD'yi destekledi..
-Hisarbank, Nazlı Ilıcak'ın kardeşine ait. Bankayı hortumlayıp, soyup soğana çevirip gidiyor. Devlete battım diyerek yolsuzluklarına soysuzluk kattılar.

- Akşam Gazetesi, oğlu Mehmet Ali Ilıcak, annesinin fikriyle kampanya ve promosyon işine soyunup kuponlar TV verme bahanesiyle halkı kandırdı. Sahtekarlığı ortaya çıkınca sahibine yani ABD'ye kaçıyor.

Nerede bir çıkar ilişkisi varsa orada ot gibi biten NAZLI ILICAK`ın sonunda terör örgütü üyesi olarak gözaltına alındı ve hapse atılarak yargılanmaya başlandı.

Güç elinde iken atıp kesiyordu, gücün elinden gittiğini anlayınca, devletten başka güç olmadığını keşfedince mahkemede başladı kıvırmaya.

Bence bu sadece bir insanın gözaltına alınma olayı değil, sıradan bir yargılanma olayı değildi.

Devlet FETÖ`den öte SABATAİSLERİDE artık yargılıyor, cezalandırıyor ve rafa kaldırıyor.

Ve Kod adı : “NOTRE DAME DE SİON” olan bu zavallının gözyaşlarına asla aldanmamalı.

Hergün TV maymunu olarak ekranlara çıkan, hem hakim, hem savcı,  hem avukat rolünde ülkeyi bir kaosa iten, kendi (sahtekar olmasına rağmen ) oğlu tarafından bile reddedilen bu şarlatan, jigolo sevici şimdi tutuklu olduğu davada zır zır ağlamaya başladı.

Oysa bir zamanlar TV karşısında, gazetelerdi yazılarında dünyayı ben yarattım der gibi hareket ediyordu.

Cezası çoktur ama bir yazısındaki çu cümlelerini hiç unutamam “ Gerçekçi olalım: Barışı, ancak PKK ile anlaşmak suretiyle sağlayabiliriz. Çünkü silâh bu örgütün elinde. Dönüp dolaşıp yeniden masaya oturulacaksa, bence zaman kaybetmemek lâzım.”

ABD lobisi yaparak; Açılım için Kürtçülük, işgal için Yunancılık, para için her türlü hilekarlık yapan zevki için  jigololara kadar düşen bu zavallıya mahkeme savunmaları dolayısı ile acımak, pişman oldu demek, gerçekleri gördü demek bence vatana ihanettir.

Beni daha fazla konuşturmayın zira onun Kıbrıs dosyasına daha değinmedim.

ANNAN Planındaki rolü onun ihanetinin, dedesine olan sadakatinin, Türk milletine düşmanlığının delilidir.

Tekrar ediyorum ihanete acımak, vatana yapılan en büyük düşmanlıktır.