Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

Onlar!

Onlar!

 

Onlar, “hakların kardeşliği` deyip yollara düşerlerken... Türk`ü bütün halkların dışında kabul ettiler ve Türk`e kalleşlikten öteye siyaset yapamadılar.

 

Onlar, Hak – Hukuk Adalet diyerek ordumuza, devletimize, mukaddesatımıza kalleşçe saldırdılar ve ellerinde kan bulaşmışken `barış` diye bağırdılar.

 

Onlar, devrim dedikleri ülke bölme sevdaları için silahladırlar ve “Barış” çığlıkları atarken kan akıttılar…

 

Onlar, Volga kıyılarında Nazilere karşı savaşan askerlerin yardımına koştular. Dönüm kendi vatanının askerlerine kurşun sıktılar.

 

Onlar, üzerlerinde pamuklu ceket, kafalarında kızıl yıldızlı şapkaları taktılar ve sarı-kırmızı-yeşil halleri ile Mehmetçiğe kurşun sıkarken dönüp kendilerine “KÜRK MİLİSLERİ” dediler. Oysa her biri KÜRT katiliydi. 

 

Onlar,  kimi hindu, kimi yamyam kimi bilmen ne bela olanların torunlarına hizmet etmek için kendi komşularına, kendi arkadaşlarına, kimliklerini taşıdığı vatanlarına hep ihanet ettiler.

 

Onlar, ayaklarında ki postallarla, kırmızı atkıları ile ve “sarı, kırmızı, yeşil “ görünümleri ile Sofya’dan, Rusya’dan Çin’den Enternasyonal sesleri dinlerken Amerika’nın paralı askerleri oldular.

 

Onlar, Peluş kâğıdına basılmış “orak-çekiç” li gazeteleri ile meydanlarda özgürce nara atarken, basın özgürlüğü diyerek yaygara yaptılar ve gidip Avrupa devletlerini kalemşorları oldular…

 

Onlar, vurdular, sattılar, bölmek istediler ve utanmadan çıkıp meclis kürsülerinde devletin bölünmez bütünlüğüne yemin ettiler.


 

Onlar bunları yaparken biz ne yaptık!

 

Ha bugün düzelecekler ha yarın düzelecekler diye sabrettik...

Onlara da yazık, kandırılıyorlar diye merhamet ettik.

Yapmayın, etmeyin, bölmeyin diye ikaz ettik.

 

Bu sırada;

Sıra sıra şehitlerimiz geldi.

Dokuz aylık bebekleri toprağa verdik.

Yavuklusu ile sokakta gezerken gencecik polisimizin ensesine kurşun sıktılar,

Eşini ziyarete giden anne ve yavrusunu havaya uçurdular,

Eğitim için o bölgelerde çalıkuşu olan öğretmenlerimizi acımasızca katlettiler,

 

Can almaya doymadılar, yetmeyince;

-Devletin kamu mallarını yaktılar,

-Ormanlarını yaktılar,

- Şehirlerin altlarına lağım fareleri gibi hendekler kazdılar…

 

Onlar kim mi?

İnsan değiller ki, resmini çizeyim, cismini tarif edeyim.

 

İşte BARIŞ PINARI operasyonu ONLARA ve uzantılarına  yönelik bir operasyondur.

Onların dolaylı veya direk yönden yanında kim varsa Allah belasını versin.

 

Ve inanın bana Sezgin Tanribelası gibi, CON Dündar gibi şahsiyetsiz, kimliksiz müptezeller de onlardandır ve belki de onlardan daha çok zarar veriyorlar bu ülkeye.

 

Cephe de savaşmak kolayda, kapı içeriden kilit tutmuyor.

Onlar mahalle yanarken saçını tarayanlardır.

Onlar dolar karşılığı makyaj tazeleyenlerdir.

 

Kahrolsun onlar.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi