Prof. Dr. Ersan Şen'den Kılıçdaroğlu'na zor soru

Prof. Dr. Ersan Şen'den Kılıçdaroğlu'na zor soru

HaberTürk'te Açık ve Net programında Prof. Dr. Ersan Şen, 'Dersim olayları'na 'soykırım' diyenlerin dayandığı Çağlayangil röportajını gündeme getirerek, konuşmanın önünün ve arkasının Kılıçdaroğlu tarafından sansürlenip sansürlenmediğini sordu.

Kübra Par'ın sunduğu Açık ve Net programında Erdem Atay'ın Veryansın Tv'de yayınlanan yazısına işaret eden Prof. Dr. Ersan Şen, "CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu veya sözcüsün, Erdem Atay'ın son yazısına cevap vermesini bekliyorum" dedi.

"Şu an sesizlik var CHP'de" diyen Şen, "Herkese bol miktarda cevap verdikleri için bu yazıya da cevap vermelerini bekliyorum" ifadelerini kullandı.

Çağlayangil'le yapılan söyleşi yılı 1986. Ancak söyleşi ilk kez 2008’de Munzur dergisinde yayımlanıyor. Bu röportajda söylenen bazı sözler o günden beri "soykırım" kanıtı olarak karşımıza çıkarılıyor.

Hatta 1 Aralık 2019’da Alman ARD televizyonunda bir belgesel yayınlanıyor.

Belgeselde Türk ordusunun 1937-1938 yıllarında Dersim’de zehirli gaz kullanarak soykırım yaptığı söyleniyor. İtirazlar gelince programı yapan kişi iddialarını eski Dışişleri Bakanımız İhsan Sabri Çağlayangil’in ses kaydına dayandırdığını belirtiyor.

Munzur Dergisi’nde yer alan röportajda ve Youtube’daki kayıtta Çağlayangil şöyle diyor:

"Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içinden bunları fare gibi zehirledi. Ve yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler."

Konuşmanın önü arkası yer almıyor.

Erdem Atay, tarihçi ve yazar Cengiz Özakıncı'nın Çağlayangil olayıyla ilgili yaptığı araştırmadan çıkan çarpıcı sonucu aktarıyor: Çağlayangil’in söyleşisi sansürlenmiş!

Çağlayangil, "soykırım"a kanıt gösterilen sözlerin devamında, "Rivayet… Gözümüzle görmedik ki…" sözlerini kullandığı ortaya çıkıyor.

Atay, soykırıma kanıt olarak gösterilen ve sansürlenen Çağlayangil söyleşisini yapan genç memurun ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu açıklıyor.

İşte Erdem Atay'ın Cengiz Özakıncı'dan yararlanarak yazdığı söz konusu "O şanlı İstiklal Madalyası şimdi kimin elinde?" başlıklı yazısınının ilgili bölümü:

Dersim demişken, şimdi size başka bir konu anlatalım.

Yıl 2008.

Munzur Dergisi’nde manşetten bir habere yer veriliyor.

Haber eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’le yapılan bir söyleşiden aktarılıyor.

Emniyet Müdürlüğü, Valilik, Senatörlük, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı vekilliği gibi görevler yapmış olan Çağlayangil ile yapılan söyleşi yılı ise 1986.

Ancak söyleşi ilk kez 2008’de bu dergide yayımlanıyor.

Çağlayangil’le yapılan söyleşinin bir kısmı da Youtube’a yükleniyor.

… ve bu röportajda söylenen bazı sözler o günden beridir soykırım kanıtı olarak karşımıza çıkarılıyor.

Hatta öyle ki, 1 Aralık 2019’da Alman ARD televizyonunda bir belgesel yayınlanıyor.

Belgeselde Türk ordusunun 1937-1938 yıllarında Dersim’de zehirli gaz kullanarak soykırım yaptığı söyleniyor. İtirazlar gelince programı yapan kişi iddialarını Çağlayangil’in ses kaydına dayandırdığını belirtiyor.

Munzur Dergisi’nde yer alan haberde ve Youtube’daki kayıtta Çağlayangil şöyle diyor:

‘Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içinden bunları fare gibi zehirledi. Ve yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler.’

Konuşmanın önü arkası yok! Bu kadar!

Bu cümlede bulunan iddialar o dönem bomba gibi düşünce araştırmacı yazarlar harekete geçiyor. Araştırmacı Yazar Cengiz Özakıncı, ‘Kalemin Namusu 1, Türk Savun Kendini’ kitabında bu sözlerin nasıl çarpıtıldığını net bir şekilde tam 64 sayfa boyunca ispatlarla anlatıyor.

***

Neyse, konumuza dönelim…

Yıl 2015 oluyor.

Bir kitap çıkıyor.

Kitabın adı: Dersim ve Madımak Söyleşileri.

Çağlayangil ile yapılan söyleşinin tam metni ilk kez bu kitapta yer alıyor.

Kitabı yazan da Munzur Dergisi’ne bu haberi yapan da, Youtube’a bu kesilmiş, biçilmiş söyleşiyi koyan da aynı kişi…

İşte o an devreye Cengiz Özakıncı giriyor ve yaptığı incelemeyi Veryansın Tv’ye anlatıyor. Özakıncı, Munzur Dergisi’nin yayınında Çağlayangil’in söyleşisinin sansürlendiğini ortaya çıkarıyor.

Çağlayangil bu tartışılan sözlerinin devamında, ‘Rivayet… Gözümüzle görmedik ki…’ sözlerini kullanıyor ve bu yukarıda söylediği sözlerin rivayetten oluştuğunu açık açık dile getiriyor.

Ancak Çağlayangil’in bu sözlerinin dergide ve YouTube kaydında kesildiği belirleniyor.

Yani yazar Türk Ordusunun Dersim’de katliam yaptığını hatta soykırıma giriştiğini anlatmak istiyor.

O derginin sahibi ve kitabın yazarı Mesut Özcan.

***

İki ayrı konu arasındaki bağlantıyı merak ediyorsunuz. Anlatıyorum.

‘Dersim’de soykırım var’ yalanlarını çürüten Ali Nejat Ölçen vefat ettikten sonra babasına ait defterler, belgeler ve İstiklal Madalyası da oğlu Dumrul Ölçen’e kalıyor.

Zaten İstiklal Madalyası Kanununa göre madalya satılamaz, bağışlanamaz. Bu durum bağış kanununa da aykırı…

Ancak geçen günlerde Cumhuriyet’te bir haber çıktı. Arkasından da Odatv aynı haberi aldı sitesine taşıdı.

Haberde Ali Nejat Ölçen’in madalyayı birine bağışladığı söyleniyor.

Araştırdık. Evet, Kurtuluş Savaşı kahramanımızın madalya ve defterleri kanuna aykırı bir şekilde bağışlanmış. Ancak bağışlayan kişinin de Ali Nejat Ölçen değil, Dumrul Ölçen olduğunu öğrendik.

Peki bu şanlı madalya kime bağışlandı dersiniz?

Çağlayangil’in sözlerini dergisinde sansürleyen Mesut Özcan’a…

Neydi…

Madalyayı verenler Dersim’de soykırım olmadığını ispatlayanlarken…

Madalyayı alanlar ise Dersim’de soykırım olduğunu ima edenler çıkıyor…

***

Bütün bunları yazarken çok önemli bir konuyu atlamayalım…

Gençlik yıllarında Tuncelili genç bir memur, kafasına ‘Dersim olaylarını’ takıyor. Burada olup biteni öğrenmek istiyor. Etrafındaki birçok kişi de bu genç memurun, Dersim’de bir katliam olduğunu kanıtlamak istediğini söylüyor.

Araştırmalar yapıyor, köy halkıyla konuşuyor, kütüphanelere giriyor, söyleşiler yapıyor.

Bu çok tartışılan İhsan Sabri Çağlayangil röportajını da bu genç memur yapıyor.

Soykırıma kanıt olarak gösterilen ve sansürlenen Çağlayangil söyleşisini yapan genç memurun kim olduğunu biliyor musunuz?

Sıkı durun!

Kemal Kılıçdaroğlu…

Peki Munzur Dergisi sahibi Mesut Özcan’ın kitabının önsözünü yazan kişinin kim olduğunu biliyor musunuz?

O da Kemal Kılıçdaroğlu…

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum