FETÖ Ulusal Ajans’ta TURNA’yı gözünden vurmuş: Devasa konsorsiyum şebekesi

Türkiye’nin AB ve yurt dışı proje desteklerini organize eden Türkiye Ulusal Ajans’ın projeleri FETÖ’ye finansman aktarıldığı iddialarıyla büyük bir şaibe altına girdi.

AB eski Bakanı Egemen Bağış tarafından kurulan Ulusal Ajans 2002 yılından bu yana ülkemizde yürütülmekte olan hareketlilik projeleri, öğrenci, öğretmen, çalışanların ve iş piyasasında görev alan bir çok insana yeni fırsatlar sunuyordu.

Gerek kurulan sistem, gerekse de amaçları, uygulamaları bakımından örnek teşkil edecek tarzda faaliyetlerini sürdüren Ulusal Ajans ile ilgili, kamu tarafından en fazla kabul gören ve projeye katılımın her yıl daha da fazla olduğu LDV ve Gençlik projelerinin gerek değerlendirilmesinde gerekse de uygulanmasında önemli problemler olduğu iddia ediliyor.

Ulusal Ajans’ın kontrolünde gerçekleşen bu projelerin olmazsa olmazı olan bağımsız dış değerlendiricilerin öncelikle tarafsız, adil ve dürüst olmaları gerekirken, proje değerlendiren bütün bağımsız dış uzmanların bağımsız olmamaları ve bu ayarlamaların da kurum (Ulusal Ajans) içinde yapılıyor olduğu söyleniyor.

BAĞIMSIZ DENETÇİLER DEVRE DIŞI

Ulusal Ajans tarafından gerçekleştirilen programlar içinde en çok katkı sağlayan proje AB, ülkemiz önceliklerine göre hazırlanmış kalite değerlendirmesinden geçmiş projeler olduğu ifade edilirken, ajansın yürüttüğü LDV (Leonardo Da Vinci) ve diğer hareketlilik projelerinde, dış değerlendirme uzmanları (son dönem değerlendirme bağımsız değerlendiriciler) ülkemiz adına proje işlerini yürüten ulusal ajansa bağlı olarak çalışmakta ve verilen eğitime, rehbere, ulusal önceliklere, proje kalitesine, okullara, sektöre olan katkısına, kurumlarımızın uluslar arası nitelik kazanmasına, rekabet edebilirliğinin arttırılmasına katkı sağlayacak nitelikleri ayırt ederek puanlama yapabilecek şekilde eğitim almışlar.

Bu durum özellikle tabana yayılmış ve LDV mobility projelerinde çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafında çok talep görür hale gelmiş ve projelerin değerlendirilmesinde ufak tefek hatalar da olmuş fakat genel olarak kurulan sistem ve bağımsız dış uzman havuzu son derece titiz davranmış.

FETÖ DEVREYE GİRİYOR

İddialara göre, FETÖ’nün TSK’dan yargıya, emniyete ve bürokrasiye en yoğun sızdığı yıllar olan 2009-2010’da bağımsız dış uzman havuzu eskiden görev yapmış bir çok bağımsız dış uzmanı devre dışı bırakılmış. Problem de burada başlamış. Bu havuzun içinde hala bağımsız olan dış uzmanların da olduğu bilinmekte ancak; ne yazık ki bağımsız dış uzmanlara verilen paranın az olması, Ulusal Ajans’ın bazılarına hiç haber vermeden o yılki bağımsız dış uzman havuzunu oluşturması nedenleriyle bağımsız dış uzmanların büyük çoğunluğu bağımsız olmayan –taraflı uzmanlardan oluşturulmuş.

ULUSAL AJANS ÜZERİNDEN TERÖR ÖRGÜTLERİNE FİNANS

Bu cümleden olmak üzere bağımsız değerlendiricilerin yaklaşık % 80’nin bağımsız olmadığı, AB ülkelerinde organize olmuş bazı şirketlere bağımlı konsorsiyum oluşturmuşlar ve Ankara’da şirketleşmişler bütün organizasyonları da buradan yürütmektedirler. İstedikleri bazı terör örgütlerine, buradan para akışı sağlanmışlar.

SİSTEM NASIL İŞLİYOR?

Projeler Ulusal Ajansa verilmekte, öncelikle teknik değerlendirmeye alınmakta. Teknik değerlendirmede bazı projeler % 5 -10 elenmekte. (2014 yılı projeleri için hiç bir eğitimde uzmanlar tarafından söylenmeyen bazı kriterler bu kişiler tarafından bilinmekte.)

İddialara göre; daha sonra projeler bağımsız dış uzmanlara bir proje iki bağımsız dış uzmana gönderiliyor ve Konsorsiyuma ait projeler kendilerine bağımlı dış uzmanlara gönderilmekte ve ayarlama tamamlanıyor. Geriye kalan projeler de bir bağımlı (konsorsiyumun adamı) bir bağımsız dış uzmana gönderiliyor. Bağımsız dış uzman gerçek değerlendirme yapmakta diğer ise düşük not veriyor. Eğer dış uzmanların puanları arasında 20 puandan fazla fark varsa proje 3. Bir dış uzmana (buna konsalidasyon denmekte) gönderiliyor. 3. Dış uzman havuzu ise UA tarafından daha önceden ayarlanmış bağımlı (korsorsiyumun adamı) dış uzmanlar olduğundan o da düşük not veriyor ve proje de geçemiyor.

Bu sistem özellikle 2010 yılından beri gittikçe artan oranda işlememeye başlanmış ve bu sistem dışında kalan bazı projeler her şeye rağmen bu grup yeterli sayıda proje veremediğinden geçebilmiş.

TURNA’YI GÖZÜNDEN VURMUŞLAR

2016 yılında konsorsiyum diye ifade edilen FETÖ yapılanması TURNA diye ifade edilen sistemdeki kayıtlı projeleri, istedikleri konsorsiyum ortaklarına vermekte, bu sayede çok sayıda proje hazırlamış, hazırladıkları ve geçen projelerin neredeyse tamamı bu konsorsiyumun projeleri olmuş. Kurumlar tarafından özgün olarak hazırlanmış projeler ise basit sebeplerden kopya muamelesine tabi tutulmuş yada düşük puan verilere elenmiş. Bu projeler teknik inceleme aşamasında şartları sağlamamasına rağmen, kopya proje incelemesine alınmadan, içerik değerlendirmesine gönderilmiş, burada konsorsiyum çetesine bağımlı uzmanlar tarafından yüksek puanla ödüllendirilmiş. Bu durumun proje yazan bütün projeciler tarafından bilindiği iddia ediliyor.

Ulusal Ajans tarafından yürütülen projelerin; AB, Ülkemiz amaç ve hedeflerine, belirlenen amaç ve esaslara göre yönetilmediği ve çıkar amaçlı oluşturulmuş paralel çetesinin amaçlarına hizmet etttiği söyleniyor.

OKULLAR NASIL MAĞDUR EDİLİYOR?

Edindiğimiz bilgilere göre konsorsiyumun gerçek mağdurları sadece projesi geçmeyen projeciler proje yazan okullar değil, gerçek mağdurların projesi geçen okulların olduğu söyleniyor. Çünkü; projenin yürütülmesi sırasında da çok fazla usulsüzlükler gerçekleşiyor, AB projesi de olsa Kamu İhale yasasına aykırılıklar içeriyor. Ulusal Ajans’ın projelerinine çöken bu konsorsiyum çetesi kazandırdığı projelerde dilsel eğitim verilmeden sadece belge verilmekte, gerçek gider olan bu miktar çete taraflarınca pay ediliyor. Yaşanan bu durum; projesi geçen kurumlar tarafından Ulusal Ajans’a bildirilmesine rağmen hiç bir girişim gerçekleşmeden konunun üstü de kapatılmış.

İDDİALAR ÇOK VAHİM

Şöyle ki; herhangi bir projede 100.000 Avro gibi bir meblağ çekilip şirkete veriliyor. Bu ihale yasasına aykırı bir durum ama bu okulları inceleyen müfettişler de AB ihale yasasının böyle olduğunu düşünüyorlar.

Kurulan uluslararası çetenin esasen 3 kolu bulunmakta,

ULUSAL AJANS’TAKİ UZANTILAR

Ulusal Ajans’ta bulunan bazı uzmanlar ya uzaklaştırılmış ya da sessizliğe gömülmüş ve bu durumun Ajans’ta çalışan herkes tarafından bilindiği söyleniyor.

Projelerle ilgili tüm yönlendirmeler buradaki uzmanlar tarafından yapılmakta, konsorsiyum vesayetindeki projelerin teknik incelemeye alınmadığı, (örneğin 2014 yılında geçen bazı projelerde yetişkin eğitiminde olması gereken projenin öğrenici projesinde sunulması, daha önce sunulmuş projelerin kopyasının ortakların bilinmesine ( uyarıldıkları halde) rağmen bunlar görmezlikten gelinmiş. Test edilmek için yapılan bir proje kopyaları 2-3 farklı yerden sunulmuş olup sadece yurtdışı ortaklar konsorsiyuma bağlı olan ve proje sahibi kuruma sözleşme imzalattırılmış olan proje hibe almaya hak kazandırılmış. Diğer kurumların projeleri daha güzel ve titiz hazırlanmasına rağmen kasıtlı olarak elenmiş.

Bir yıl içinde hibe almaya layık görülmeyen, elenen proje ne hikmetse bazen adı bile değiştirilmeden kopyası konsorsiyum çetesi tarafından daha önceden her türlü teknik bilgilerin verilmesi, projelerin kopyasının şirkete verilmesi sonucunda, başka kurumlar üzerinden sunularak proje kazandırılmış.

İddialara göre Çetenin faaliyetleri şöyle: Proje yürütülmesi aşamasında her türlü kolaylığın sağlamak, şirket yöneticileri ile gizli toplantılara katılmak, şirket ortaklığı yapmak, şirketlerin aldığı özel telefonları kullanmak, projelerin yurtdışı ortaklarını şirket isteğine ve çıkarına göre değiştirmek ya da değiştirmemek, rehberde yer alan kriterleri, öncelikleri teknik incelemede elemek ya da elenmesi gereken projeleri geçirmek.

Çetenin işine gelmeyen uzmanları, görevlileri ve bağımsız değerlendiricileri uzaklaştırmak için her türlü işbirliği için planlı programlı çalışmalar yürütmek, lobi oluşturmak, projenin AB, ulusal ve program önceliklerine uymadan yürütülmesini sağlamak, sadece çıkar amaçlı örgütleşmek.

ŞİRKET SAHİPLERİ

Ulusal ajansın bağımsız değerlendirici seçiminde kendilerine bağlı, çevrelerinden insanları yönlendirmek, bağımsız değerlendirici olmalarını desteklemek, bağımsız değerlendiricilerden projelerin kopyasını almak, proje havuzu oluşturmak, adına proje yazılacak kurumları ve proje yazacak kişileri bulmak, koordine etmek, projenin bütçesini doğrudan şirket hesabına aktarmak, yürütmek, proje kalitelerinin düşürülmesi, standartların taahhütlerin yerine getirilmemesi, Herhangi bir dilsel kültürel eğitim vermeden sahte belge vermek, projenin AB, Ulusal ve Program önceliklerine uymadan yürütülmesini sağlamak, sadece çıkar amaçlı örgütleşmek, bütün bunları denetleyecek kurum olan Ulusal Ajans çalışanlarını da işin içine almak, sahte (gerçek olmayan) yurtdışı ortak kurum oluşturmak.

Paravan kişilere (Yurtdışı ortaklarmış) gibi para akışı sağlayıp, ortakları temsilen hiçbir yerde adı geçmeyen bu kişiler tarafından FETÖ örgütüne para aktarılmakta.

Ulusal Ajans Konsorsiyum, yurtdışı paravan kişiler arasında sistem işletilmektedir.

Hangi projelerin geçeceğine kendi aralarında yaptıkları toplantılarda kararlaştırıyorlar.

Kazanan projelere bakıldığı zaman gerçek yurtdışı ortak olarak gösterilen kurumlar diğer konsorsiyum şirketleri tarafından kullanılmakta ve projelere o ortaklar yazılmazsa veya konsorsiyum şirketleri tarafından liste olarak verilmemiş projelerin kazanma ihtimali neredeyse hiç bulunmamakta.

Projede programı olmamasına rağmen seçilmiş belgelerin eğitimlerini yapmadan grafikerlerine sahte belge sertifika, europass belgesi düzenlemek, bu belgelerin anlamını bile bilmemektedirler. Yararlanıcıların hakları gasp edilmekte.

Her konsorsiyum şirketinin bir grafiker elmanı bulunmakta ve 7-8 konsorsiyum şirketinin olduğu tahmin edilirken, 70 proje sunan bir konsorsiyum şirketinin yaklaşık 66 projesi geçmekte, bu şirket sahipleri ve çalışanlarının neredeyse tamamı, başka kurumlar tarafından hazırlanmış projelerin Ulusal Ajans’ın elektronik proje yönetimi TURNA sisteminden yasal olmayan yollardan elde edilen kopyalardan proje üretmekte.

YURT DIŞI ORTAKLARIN YAPTIĞI İŞLER

Proje sahibi kurumlara sözleşme imzalatmak, bu yetkiyi daha sonra Türkiye’deki projeyi yönetecek konsorsiyuma devretmek, projede belirlenen programa uymamak, eğitimler vermeden usulsüz belge düzenlemek.
Projelere ortak olsalar bile, sözleşme imzalamayan kurumların projelerine referans olmuyorlar (kazanacaklar listesine almayıp) Ulusal Ajans’taki uzantılarına bildirmiyorlar.
Proje akışlarını programa uydurmak, staj eğitim yapmadan belge düzenlemek, grupları staj ya da çalışma programlarını gerçekleştirmek yerine, gezdirmek, projenin asıl amaçlarına uymadan projelerin akışlarını gerçekleştirmek.
Türkiye’deki şirkete kişi başı pay vermek, sahte( gerçek olmayan)yurtdışı ortak kurum oluşturmak.
Daha çok para kazma uğruna öğrencileri şehir dışında ücra noktalarda ev veya basit sıra dışı hostellerde konaklatmak, öğrencilerin yeme içme barınma haklarını gasp etmek, aç kalmalarına sebep olmak
Daha çok para kazanma hırsına projede belirtilmiş kriter ve programa uymamak.
Türkiye’de değişik yollarla proje hazırlanacak kurumlara ulaşmak, koordinasyona destek vermek, projenin AB, ulusal ve program önceliklerine uymadan yürütülmesini sağlamak, sadece çıkar amaçlı örgütleşmek.

 

ULUSAL AJANS’TAKİ YAPI İNCELENMELİ

İddalara göre; FETÖ’nün kontrolünde olduğu iddia edilen bu konsorsiyum çetesi; son yıl olan 2014 yılında alenen ve fütursuzca, açılan ihaledeki bütün projelerin nerede ise tamamını uhdesine almış ve bu durumun çok küçük bir inceleme ile bile açıkça ortaya çıkacağı söyleniyor ve gerçek bağımsız değerlendiricilerce örnekleme yöntemi ile 10’ar tane geçen ve geçmeyen projeler değerlendirildiğinde çok net bir şekilde görüleceği ifade ediliyor.

Hakan Sönmez

Siyasetcafe.com

Bu haberler de ilginiz çekebilir.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri