Mehmet Salkım

Mehmet Salkım

Suriyeli milletvekillerine hazır mıyız? 

Suriyeli milletvekillerine hazır mıyız? 

Mültecilerin verdiği endişeyi aylar önce yazdığım yazıda anlatmıştım (Asıl Tehdit!)

Yazımı şöyle bitirmiştim, “Korkarım bugünün mültecileri, önce vatandaşlık alıp daha sonra “eşit vatandaşlık” söylemiyle ülkenin bölünmez bütünlüğüne kastedecek.” 

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın mülteciler hakkında açıklamaları benim gibi birçok insanın endişesini hat safhaya çıkarmış durumda. Peki, neydi bu açıklamalar? 

“Hatay’da yeni doğan her 4 bebekten 3’ünün Suriyeli olduğunu ve önlem alınmaması halinde 12 yıl sonra Hatay Suriyeli bir başkana teslim edilecek” şeklindeydi. 

Gerçekten Hatay’da ve özellikle Reyhanlı’da yaşayanlar bu durumu gayet net bir şekilde hissediyor. Reyhanlı son 5 yılda öyle bir hal aldı ki yerli nüfus kendi şehrinde deyim yerindeyse “turist” gibi. Reyhanlı’da her 3 kişiden 1’i Suriyeli. İthalat-ihracat, altın ticareti alanlarında Suriyelilerin tek elinde olma yolunda hızla devam ediyor. 

Reyhanlı’nın yerli nüfusu 100 bin iken, Suriyelilerin sayısı 130 bin. Devlet okulları Suriyeli çocuklarla dolup taşmış. Nüfus fazla okullarda da bu görülecek tabi diyeceksiniz. Peki, Reyhanlı’daki özel okulların %70’i Suriyeli öğrenci olmasına ne diyeceksiniz? Bu özel okulların yıllık ücreti 15 bin TL’den başlıyor. Bu para nereden geliyor? 

Türk vatandaş fakirleşiyorken, Suriyelilerin zenginleşmesine cevabınız var mı? 

Değerli okuyucum, “rızkı veren Allah’tır!” Dediğini duyar gibiyim. 
Hatta Kuran’ın 90 yerinde rızık kelimesinin geçtiğine dair bilgi edinmişsin ama 84 defa “düşün” 49 defa “aklını kullan” dediğini görmemişsin. 
Allah herkesin rızkına kefilse Türkiye’nin hazinesindeki 90,8 Milyar doları neden Suriyelilere dağıtıyorsun? Allah versin!  

Kaseti biraz geriye saralım.

ABD Suriye’de iç savaş çıkartırken elbette sadece oradaki petrolü kullanmak maksatlı değildi. Mültecilere Türkiye kapılarını açarken de amaç “ümmetin” Türkiye’ye minnet duygusu uyandırmaktı. Ama büyük problem göz ardı edildi. Suriyelilerin boşalttığı yerlere PYD terör örgütü yerleşti. 

Sonuç, Ümmet dediklerinin hiç birinde bize karşı minnet duygusu uyanmadı. Aksine Esad’a kucak açtılar. Bizim demografik yapımızı bozdular. Sanırım stratejimiz “ümmet” temalı değil “millet” temalı olsaydı bugün bu konuları konuşmazdık. 

Lütfü Savaş’ın açıklamalarına geri dönelim, uzun uzun anlatmayacağım. Zaten Sağlık Bakan’ı Fahrettin Koca’nın açıklamaları tehlikenin ne boyutta olduğunu gösteriyor. Açıklama şu şekilde, “son 10 yılda 754 bin bebek doğdu.”  Bu rakam 50 ilimizden daha fazla!!!

Suriyelilere vatandaşlık verilmeye devam edilirse, bu insanların doğal hakkı olarak; vakıf, dernek ve siyasi partilere üye olmak ve siyasi parti kurmak olacaktır. 

Demokrasinin en yaygın tanımı, “çoğunluğun yönetimidir.” Düşünsenize, Suriyeli belediye başkanları, Suriyeli milletvekili, Suriyeli meclis başkanı vs.
Eğer saydıklarımda bir problem görmüyorsanız, bu yazıyı okuduğunuzu unutun.

Eğer sorun varsa, tek çözümü Suriyeli ve diğer mültecileri ülkelerine en kısa sürede geri gönderilsin. Seçimi kim kazanırsa kazansın, ülkenin demografik yapısının bozulmasına müsaade edilmesin! 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Salkım Arşivi