Terörle mücadelede flaş gelişme: Aileler devreye giriyor

Terörle mücadelede flaş gelişme: Aileler devreye giriyor

İçişleri Bakanlığı, terör örgütü PKK tarafından kandırılan çocukların teslim olması için yeni bir konsept uygulamaya başladı.

İçişleri Bakanlığı’nın terörle mücadelede uygulamaya koyduğu yeni konseptle, Türkiye genelinde yürüttüğü çalışmalarla 214 gencin terör örgütü PKK'dan kurtarılmasını sağladı.

Çalışmalar öncelikle PKK'lı teröristlerin, küçük yaşlarda kandırarak örgüte kattığı gençlerin, aileleriyle iletişime geçmesiyle başlıyor. Ailelerin de yardım talebi üzerine TEM Şube polisleri devreye giriyor.

Polisler, ailelerle istedikleri yerde görüşüp, onlara çocuklarının Türkiye’de suça karışmadıkları sürece ceza verilmeyeceğini, teslim olmaları halinde ifadeleri alınıp, soruşturma geçirdikten sonra hayatlarına özgür bir şekilde devam edeceğini anlatıyor. Aileler de bu bilgileri, çocuklarıyla paylaşıyor. Sabırlı ve titizlikle yürütülen diyalog sürecinde, bir süre sonra örgüt üyesi gençlerin bu kez polisle temas kurması sağlanıyor.

Ailesi ve polisin ikna çalışmaları sonuç verdiğinde, örgütten kaçabilen gençler, güvenlik güçlerine teslim oluyor. Önce aileleriyle buluşmalarına izin verilen örgüt üyeleri, mahkeme süreçleri tamamlandıktan sonra ise normal hayatlarına devam ediyor.

Oğlunun 15 yaşında örgüte katıldığını belirten baba, yaşadığı süreci şöyle anlattı:

"Oğlum 15 yaşında kayboldu. Karakola müracaat ettim, kaydını aldılar, onu arayacağız, bulacağız dediler. 6- 7 sene geçti, o zamandan beri haberimiz yok. Kimseyle bağlantı kurmadı. Okula gidiyordu, arkadaşları o tarafa meyilliydi. Ben işe erken gidip geç geliyordum. Çocuk benden habersiz, o tarafa kaymış. Kandırmışlar çocuğu, götürmüşler.

O dönem bizim mahallede oturanlar arasında terör örgütüne katılanlar çoktu. Oğlum benimle pek konuşmazdı ama, ben ona hep anlatırdım. Bu dava boştur, Hepimiz Müslümanız, Müslümanlıkta böyle bir şey yok. Peygamberimiz buyurmuş ki İslam’da ırkçılık yoktur. Sen Kürtsün, ben Türküm, böyle bir şey yok.

Devlet bize zulüm hakaret yapmamış. İstediğin yerde iş yeri açıyorsun, istediğin yerde ev yapıyorsun, sana karışan yok. İsrail’in Amerikan’ın oyunudur. Böl, lokmayı küçült, yut. Ama çocuğa para verdiler, onu kandırdılar. Eve geç gelmeye başladı. Telefonla aradığımda sanki konuşma yapılan bir yerden geliyordu sesi. Ben bir şey yapamadım. Oğlum kayboldu gitti. O arkadaşlarını da uyarıyorduk, ben de annesi de çocuğumuzun peşini bırakın diyorduk. Ama yakasını bırakmadılar."

 

'BİZİ KEPENK KAPATMAYA ZORLUYORLAR'

 

Bir Kürt olarak devletten hiçbir zaman zarar görmediğini belirten baba, "Bir devlet insana karışmıyorsa, biz kardeşiz diyorsa, bundan daha güzel bir şey var mı? Oraya giden mutlaka ölecek, ölüm yolu orası. Devletten bize zarar gelmez ki. Ben bir Kürt olarak 20 yıldır buradayım. İş yerim var. Ben devletten en ufak bir zarar görmedim. Ama bir ara kepenk kapatmaya zorluyorlardı. Kapatmazsan dükkanı yakıyor. Asıl zararı onlar veriyor. Ama millete anlatamıyorsun. Biz bunlardan çok çektik" diye konuştu.


'SEBEP OLANLARIN ALLAH BELASINI VERSİN'

 

Çocuğunun pişman olduğunu, ancak geri dönemediğini belirten baba, "Çocuk aslında pişman olmuştu ama geri dönemedi, kancayı takmışlardı. Sebep olanların Allah belasını versin. Binlerce genç gitti. Kürt, Türk Çanakkale’de dedelerimiz beraber çarpıştı. Bu örgüt çıktı çıkalı düşmanım onlara. Benim bu durumumu bilirler, bana 'caş', yani bizden değil derler. Kuran okudum, hadis biliyorum, İslam’da ırkçılık yok. Ben bunu bildikten sonra nasıl kardeşin kardeşi öldürmesini kabul edeyim" ifadesini kullandı.

 

'MADDİ GÜCÜM OLSA SURİYE'YE GİDER OĞLUMU İKNA EDERDİM'

 

Güvenlik gerekçesiyle isminin açıklanmasını istemeyen bir başka baba ise oğlunun Suriye’de terör örgütü PKK/YPG'ye katıldığını anlattı. Oğlunun kendileriyle irtibata geçtiğini, ama farklı insanların telefonlardan aradığı ve baskı altında olduğu için konuşamadığını söyledi.

İkna etmek için Suriye tarafına geçmek istediğini söyleyen acılı baba, şunları anlattı:

'Oğlumun örgütle alakası yoktu, çocuk yaştaydı, 15’e yeni girmişti. O sene ben kaza geçirdim, dengem yerinde değildi. Babam da yoğun bakımdaydı. O, aradaki 3 ay içinde bizde boşluk buldular. Oğlum babamın mevlidinden sonra ortadan kayboldu. Çocuğum bir sene sonra aradı, Suriye’de olduğunu söyledi. En azından artık nerede olduğunu biliyorduk. Çok uğraştık, ama o tarafa geçme durumum olmadı. Maddi olanağım olsaydı Suriye tarafına geçer, oğlumu da yüzde 99 ikna ederdim. Garantisini verirdim.'

 

BASKI ALTINDA

 

Çocuğunun pişmanlık duyduğunu, ancak başka birinin telefonundan aradığı için rahat konuşamadıklarını belirten baba, "Aradığında başka birinin telefonuyla konuşuyor. Çevre müsait olunca sıkıştıramıyoruz, telefonu kapatıyor. Baskı altında. Eminiz ki içinde çocuğun pişmanlık da var. Herhangi bir olaya karışmışlığı da yok. Devletimizden istediğimiz yerini de söylüyoruz; Suriye’de YPG’nin içinde. Emniyete gittiğimizde kendilerine de söylüyoruz. Oğlum kaçınca hemen gidip, bildirdik. Komiserler bizi çağırdı, askerler de evimize geldi. Bütün durumları kendilerine de söylüyorum tekrar tekrar. Komiserlerle görüştüm.

Ne yapabilirim diye. En son 12 gün önce beni değil, ağabeyini aradı. Sağlık durumunun iyi olduğunu söylüyor, haberdar ediyor. Biz gel teslim ol diyoruz, müsait bir ortamda olmadığı için teslim ol dediğimiz zaman cevap veremiyor. Her irtibatta komiserlerle, fırsat bulsam Cumhurbaşkanıyla bile irtibat kurarım. Şu an irtibat kurduğumuz komiserlerimize gereken her şeyi açık ve net en ufak bilgileri de paylaşıyoruz. Gizli saklımız yok" ifadelerini kullandı.

Teslim olan genç, şunları söyledi:

"Aileyle bir kırgınlığım vardı, 2015 yılında arkadaşlarla İstanbul’a gidecektik. Terör olayları o zaman çok yaygındı. Terör örgütü YDG-H’tan birileri bunu duyunca İstanbul’a gitmekten vazgeçirdi. Lice’den örgüte katıldık. Terör örgütünü gerilla diye anlatıyorlardı. Kürtler için savaşıyorlar, Kürtlerin özgür bir ülke olması gibi söylentiler.

Bir çocuğu çabuk kandırabilirsin biraz güzel konuşarak. Arkadaş ortamı nasılsa, insan da o hale geliyor. Gittikten sonra her şeyi daha iyi anladık. Eğitim vermeye başladılar. Silah eğitim verdiler. Kullanabileceğimiz silahların eğitimini, bomba eğitimi, roket atar eğitimi aldık. 3 ay sürdü. Sonra kamplara dağıtıldık.

Bir sene bile olmadan 15 yaşındayım daha, Irak'ın kuzeyine, Şengal’e götürdüler. Çatışmaların içinde kaldım. Pişmanlık yaşadım tabii ailemin sözünü dinlemediğim için. Okulunu oku adam ol. Arkadaşlara uyduk, çocukluğumuz gitti, gençliğimizi yaşayamadık.”

 

'KAÇMAK İSTEYENLERİ ÖLDÜRÜYOR'

 

Kaçmak isteyenlerin öldürüldüğünü belirten genç, "Baskınlık vardı. Bunu yapacaksın mecbursun. Bir işi yapmakta zorlanıyorsan sakatım diyemiyorsun. Sakatsan, 'herkes sakat' diyor. Yapmak zorundasın, sakat olup olmaman önemli değil. Bir korku var. İş yapmadığın için, sakatsan bile tutukluyorlar. Kaçmak isteyenleri öldürüyorlardı. Bakıyor kaçıyor durduramayacaklar öldürüyorlardı. Yakaladıklarını da cezaevine atıyorlar pişman olana kadar, olmuyorsa çıkartmıyorlardı" ifadelerini kullandı.

 

siyasetcafe.com

 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.