Türk okçuluğunda yeni dönem

Pek çok ulusun tarih sahnesine çıkışından itibaren rağbet ettiği okçuluk, İslâmiyet’ten önce Türk yaşayışına damgasını vurmuş ve tarih boyunca Türklerin ayrılmaz bir parçası olmuştur. İslâmiyet ile birlikte inanç ve düşünce zemininde aynı canlılığını koruyan ve kültür tarihimizin yapı taşlarından olan geleneksel okçuluğumuzu dünyaya tanıtmak amacıyla Kemankeş Projesi hayata geçiriliyor.

Başta okçuluk olmak üzere ata sporlarının milli, tarihi, sportif, sanatsal, kültürel ve eğitim nitelikleriyle kavranması ve kültürel bir bilinç olarak benimsenmesi için çalışmalar yürüten Okçular Vakfı ve 5 kıtada, 61 ülkede 54 Enstitü ve 79 irtibat noktasıyla Türkiye’nin birikimini ve değerlerini dünyaya tanıtan Yunus Emre Enstitüsü, Türk okçuluğu ile ilgili çeşitli ülkelerde yapılması planlanan eğitim, kültür ve sportif etkinliklerle ülkeler arasındaki dostluk ve kültür bağlarını da güçlendirmeyi hedefliyor.

Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş’in, 23 Kasım 2017’de Ankara’da imzaladığı iş birliği protokolüne göre ilk yıl itibariyle Almanya, Bosna-Hersek, Fas, Filistin, İran, Japonya, Katar, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Lübnan, Malezya, Mısır, Polonya, Sırbistan, Sudan ve Ürdün’deki Yunus Emre Enstitülerinden gelecek sporcular İstanbul Okçular Vakfı Spor ve Kültür Merkezinde geleneksel Türk okçuluğu eğitimi alacaklar.

27 Kasım - 4 Aralık 2017 tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak Türk Okçuluğu Eğitimi için 16 ülkedeki Yunus Emre Enstitülerinde başvurular alındı. 200’ü kadın ve 350’si erkek olmak üzere 550 kişinin başvuru yaptığı İstanbul’daki eğitim için çeşitli sporları amatör ve profesyonel olarak icra eden 40 kişi seçildi.

Sporcular, Fatih Sultan Mehmet Han’ın fermanı ile Ok Meydanı’nda kurulan, ilim, irfan yuvası olan ve vakıf kültürüyle yüzyıllar boyunca hizmet veren Okçular Tekkesi’nin bulunduğu tesislerde hem yoğun bir okçuluk eğitimi alacaklar, hem de Türk kültürünü, kendi tarihi atmosferi içinde yaşama şansını bulacaklar.

Tesislerde açık ve kapalı antrenman sahaları, eğitim sınıfları, kondisyon salonları, ok ve yay yapım atölyeleri, kafeterya ve yemekhane ile dünyada sadece okçuluk sporuna tahsis edilmiş en büyük atıcılık parkuru yer alıyor.

  Türkiye’de aldıkları okçuluk eğitiminin ardından sporcular, “Türk Okçuluğu” müfredatı kapsamında ülkelerindeki Yunus Emre Enstitülerinde ata sporumuza ilgi duyanlara kurs verecekler. Türk Okçuluğuna tahsis edilen sınıflarda, özel kaynak ve el yapımı okçuluk malzemeleri ile düzenlenecek bu kurslarla projenin ikinci aşamasına geçilmiş olacak. Yunus Emre Enstitülerinde Türk kültürüne ilgi duyan herkes, belirlenen gün ve saatlerde okçuluk eğitimi alabilecek ve atış talimi yapabilecek.

Projenin bir diğer aşaması ise 16 ülkede geleneksel Türk okçuluğuna dair yapılacak seminer, sergi ve performans gösterilerinden oluşuyor. Yunus Emre Enstitülerinde, okçuluk kursları devam ederken ata sporumuzu daha geniş kitlelere duyurabilmek ve sevdirebilmek için alandaki ilmi çalışmalarıyla tanınan hocalar, ok atıcılığında usta isimler 16 ülkede seminerler ve performans gösterileri sunacaklar. Yapılacak sergilerle de geleneksel Türk okçuluğu tarihi, kültürü ve tüm incelikleri ile gözler önüne serilecek.

Kemankeş Projesinin son aşaması ise Yunus Emre Enstitülerinde okçuluk kurslarına katılan kişilerin İstanbul’da düzenlenecek büyük yarışmada hünerlerini sergilemeleriyle tamamlanacak. 16 ülkede yapılan okçuluk kurslarında en yüksek başarıyı gösteren kursiyerler, Yunus Emre Enstitüsünün her yıl 60’a yakın ülkeden 700 öğrenciyi misafir ettiği Türkçe Yaz Okulu programına katılma hakkını kazanacak ve bir ay boyunca alacakları Türkçe eğitimin yanı sıra birçok tarihî, coğrafi ve kültürel mekânı gezecek; ebru, çömlek, yemek, bağlama, halk oyunları gibi kültürel kurslara katılacaklar.  

Siyasetcafe.com