Ahmet YILDIZ

Ahmet YILDIZ

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Acilen Açılmalıdır!

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Acilen Açılmalıdır!

Dünyada ulusal devlet (yanlış deyimle ‘ulus devlet’) kurması istenmemiş, engellenmeye çalışılmış ilk devlet Türkiye Cumhuriyeti’dir.

Avrupa gibi gelişmiş bir uygarlığın yanı başında, üstelik onu yüz yıllarca tehdit etmiş bir milletin ekonomik altyapısı olmamasına rağmen, tarihsel gelişmeye ters olmasına rağmen olmazı olur yaparak Avrupa düzeyinde bir devlet yapılanmasını kurmayı başarması, -üstelik onlardan daha kansız biçimde devrimlerini gerçekleştirebilmesi- mucizedir.

Avrupa, kendi içindeki ülkelerde devrimleri yaymaya çalışırken bizde köstek olmaya çalıştı.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkler, inanılmaz olumsuz şartlar içinde gerçekten çok özgün ve de Türklere özgü müthiş bir ulusal devlet modeli geliştirdiler.

Ünlü İngiliz tarihçi, (Ermeni propaganda kitabı Mavi Kitap’ın yazarlarından)  Arnold JosephToynbee’nin deyişiyle, ‘Batı’nın devrimlerini alıp yine Batı’ya karşı kullanan Kemalistler’i hiç sevmediler.

Türk milletinin en önemli tarihsel özelliği iyinin, güzelin, gelişmenin, bilginin olduğu yer neresiyse oraya koşma ve ona uyum gösterme özelliğidir. (Devrimleri şaşılacak biçimde olgunluk ve yumuşaklıkta kabul etmesi bundandır.)

Türkiye Cumhuriyeti ulusal devlet yapılanmasında kıt kaynaklara sahipti.
Bunun için de planlama şarttı.

Plan kavramının dünya çapında ön plana çıkması, liberal batı düzenine karşı Sovyet devriminin gündeme getirmiş olduğu bir girişimdir. Özellikle kısa sürede iki dünya savaşı felaketinden sonra ülkeler ulusal devlet tahkimatlarını kısa ve uzun vadeli planlamayla yapma tercihinde bulunmuşlardır.

Beş yüz yıllık bir imparatorluğun çöküşü ile beraber meydana gelen devlet ve kamu düzeni yokluğu Türklerin yeni ulusal devleti ile birlikte halkçı cumhuriyetçi bir rejimle taçlanmıştır.

Bütün bunlar Atatürk’ün kurucu plan ve projeleri aracılığı ile başarılmıştır.
Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti modeli, bizzat Atatürk’ün planlaması ürünüdür.

Türkiye Cumhuriyetinin ilk planlı çalışmaları daha çok sanayileşme hedefli “5 yıllık” planlardır ve tek parti hükümetiyle uygulanmaya çalışılmıştır.

Prof. Dr. Anıl Çeçen bloğunda yazdığı son yazısında, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü dünya konjonktürü içinde Devlet Planlama Teşkilatı’na (DPT) acil ihtiyacı olduğunu belirten bir yazı yazdı.

Anıl Çeçen Hoca, “Sovyetler Birliği’nin planlı ekonomi çalışmalarından da yararlanılarak, üç kıta ortasında kurulmuş olan Türk devletinde, doğu-batı ya da kuzey-güney ekseninde yapılacak açılımlar ile ülkenin bulunduğu konumun gerekli kıldığı birleşik ve uyum hedefli ülke planlarına öncelik verilmiştir.” diyerek kurulan fabrikaların da ülkenin dürt bir yanına eşit dağıtılmasına dikkat çekiyor.

Bugün, 50 yıllık plansızlık döneminde, (Demirel ‘bize plan değil pilav lazımdır’ demişti) sanayimizin, deprem bölgesi olması bile dikkate alınmayıp  Avrupa’nın dibi İstanbul/Marmara’ya yığıştırılarak jeostratejik açıdan en tehlikeli bölgeye kurulması, plansızlığın en vahim örneğidir.

Oysa Türklere çağ değiştiren büyük bir dönüşümün başarılı olmasının sırrı planlı ekonomiydi. 

Düzenli olarak hazırlanan beş yıllık planlarla Türk ekonomisi kontrol altında tutulurken aynı zamanda Türk devletinin geleceğe yönelen siyasal yapılanması da gene beş yıllık kalkınma planları aracılığı ile denetlenmeye çalışılmıştır. 

“Bu kadar başarılı olmuş bir kamu kurumu ve bir devlet örgütlenmesi olarak Türk devletinin birçok gereksinmesini sağlayan Devlet Planlama Teşkilatı” küresel emperyalizm döneminde küreselci merkezlerin baskı ve müdahaleleri sonucunda bir gece ansızın kapatılmıştır!

(Yine benzer şekilde, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en büyük kamu kurumlarından birisi olarak Köy İşleri genel müdürlüğü bir gece yarısı operasyonu ile kapatılırken, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü gibi devletin kendini yenileme örgütü doğrultusundaki bir kamu kurumu da bir gece ansızın torba yasalarla birbiri ardı sıra tasfiye işlemleri yapılırken ortadan kaldırılmıştır.)

Bunların yerine yenileri kurulmuş mudur?

Evet küresel güçlerin istediği biçimde, “belediyelerin ağırlıkta olduğu orta çağ dönemindeki şehir devletleri gibi ya da alt kimlikçi eyalet ve federasyon tipi yapılanmalar, bölücü ve devlet ile milleti ortadan kaldıran tasfiye girişimleri küresel merkezlerin yönetimi altında devreye sokularak küresel emperyalizmin 200 ulus devletten, 2000 eyalet devletine dönüşmesi programı ısrarlı bir biçimde dışarıdan zorlanarak eyleme dönüştürebileceği” yapılar kurulmuştur!

Bugün gelinen noktada ulusal devletimizi derleyip toparlayacak, merkezi bir planlamaya şiddetle ihtiyaç vardır.

Kemal Dervişlere, Mehmet Şimşeklere, Gaye Erkanlara muhtaç olmamak ve ulusal yapımızı kuvvetlendirmek için planlama yapacak “büyük kamu kurumları”na, bugün eskisinden çok daha acil ihtiyaç vardır!

Bakınız, silah sanayinin planlamayla, (şimdilerde ‘ekosistem’ deniyor!) nasıl geliştiğini gördük.

Aynısı sanayi, eğitim, kimya, ilaç, bilişim, tarım, denizcilik alanlarında niçin olmasın!

Dünya üçüncü dünya savaşına sürüklenirken bölgemiz kaynarken emperyalistler bütün dünyayı kaos ve alçakça katliamlarla çökertmeye çalışırken ayakta kalmanın yolu, Atatürk gibi planlı hareket etmektir!
Türk dünyasıyla bir mucizenin eşiğinde olan Türkiye, “Var olma kavgasını kazanabilmek için yeni bir ulusal mücadele savaşına hazır olmak zorundadır.” 

Aklın yolu birdir, büyük hatadan dönülerek Devlet Planlama Teşkilatı acilen açılmalıdır!

Teşekkürler Anıl Hocam.
 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet YILDIZ Arşivi