Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

Corona'dan mektup var

Corona'dan mektup var

'Hey gidi insanoğlu hey…'

Ne olduğunuzu bile anlamadan hani diyorsunuz ya 'Feleğinizi şaşırttım sizin…'

Siz birbirinizi boğazlarken, petrol, doğalgaz savaşları yapıp birbirinizle savaşırken bırakın başka ülkeler ile uğraşmayı kendi memleketlerinizi bile kontrol edemez hale düşürdüm sizi…

Hani anlı şanlı bili adamlarınız vardı sizin, büyük büyük hastaneleriniz, doktorlarınız hemşireleriniz…

Hepsi karşımda çaresiz kaldı, bana karşı bir aşı bile geliştiremediniz. 2000 yıllık insanlık medeniyetinin benim karşımda bulabildiği en etkili çözüm ancak 'Sokağa çıkma yasağı' oldu…

'Devlet' dediğiniz o kocaman organizasyonlarınıza şöyle bir bakın…

Vatandaşları için zamanın da hiçbir önlem almadığı gibi hepinizin gözüne aslında en gelişmiş o devletlerin dahi sağlık sistemlerinin aslında benim gibi bir küresel virüs karşısında ne kadar dayanıksız olduğunu sizlerin gözüne soktum…

Hatta o çok gelişmiş dediğiniz bazı devletler için özellikle yaşlı nüfusun hiçbir önemi olmadığını,ülkelerinin bana karşı korunma stratejisi diye “sürü bağışıklığı” adı altında yaşlılardan kurtulmayı nasıl da kurnazca hesap ettiklerini gösterdim …

Zengin olanların da “çaresiz” kalabileceğini bir kez daha ispat ettim size…

Yıllardır Dünyanız üzerinde bir grup var ve bu kendilerine “elit seçkinler” diyen zümre devletlerin ekonomiden ellerini çekmelerini savunuyor.

Ve bu “seçkin zenginler” sürekli sınırlar kalksın diyordu ve o kadar güçlüydü ki bu “seçkinler” devletlerinize “Küreselleşme” diye bir masalın altında aslında her şeyden elini çektirip, ”Özelleştirme” diye kendilerine peşkeş çekiyorlardı…

Geldim ve sistemlerini altüst ettim…

Bakın bugün o “seçkinlerin” kurduğu düzende onlara ait pek çok özel kurumu benim karşımda çaresiz kalıp devletler “Kamulaştırmaya başladılar”

Bu seçkinler yine kendileri için “Sınırlar kalksın” diyorlardı ve size de bunu “Dünya’da sınırları kaldırıp heryeri sizin eviniz haline getireceğiz” masalı ile ambalajlıyorlardı…

Oysa ki dertleri sınırları kaldırarak aslında üniter ulus devletlerin en önemli özelliği olan “Gümrük Duvarlarını” yıkabilmekti…

Böylece gümrüklerini yıktıkları ülkelere ellerini kollarını sallayarak giriyor ve kendilerine ait büyük şirketler eli ile o ülkelerin yer altı ve yerüstü kaynaklarını rahat rahat ele geçiriyorlardı…

Geldim ve bu “Yalan rüzgarını” da bitirdim…

O seçkinlerin ülkeleri şimdi kendi sınırlarını kendi elleri ile  kapatıyorlar, ”Ucuz iş gücü” diye emekçilerini sömürmeye gittikleri o ülkelerden sayemde arkalarına bile bakmadan çıkıp gidiyorlar…

İnsanlığınız,medeniyetiniz “Gelişmişlikle,hümanistlik” ile övünüyordu…

Tüm bunlar benim karşımda bir “Kuru ve süslü laf” olarak kaldı…

Daha 3 gün önce en büyük hümanist Fransa’da insanlar marketleri yağmalamaya başladı, ABD’de beni ülkelerine soktuğunu düşündüğü Çinli göçmenleri Amerikalı vatandaşlar linç ettiler…

Dünya’nın başına bela olan Trump diye bir adam var sizde.

Beni çok hafife almıştı ilk başta,umursamamıştı bile…

Şimdi gülüyorum haline karşımda düştüğü aciz hallerden sonra.

Vatandaşlarına para veriyor ki daha fazla kişiye bulaşmayayım diye evde otursunlar diye,açıklama üzerine açıklama yapıyor…

Sarı sarı saçları ile bir elini Suriye’ye bir ellini İran’a atıp haritadan yer beğenip ülkeleri karıştırmakla meşgul olan Trump benim karşımda çaresiz ABD’nin dağılmasını engellemeye çalışır hale düştü.

AB diye bir oluşum var sizin Dünya’nızda ve aslında tüm özelliği ekonomik gücü…

Şimdi AB kendi üyesi ülkelere yardımı kesti. Tarumar ettiğim İtalya  AB’ye yardım etmesi için adeta yalvardı ama AB ona sırtını döndü.

En önemli özelliği “sıfır sınırdı” ve kendi aralarındaki ticaretti güya bu AB’nin ama artık sınırları da kapattılar,ülkeden ülkeye geçişleri de yasakladılar sayemde…

Aralarında yaptıkları ticaret de durdu.

Yani aslında fiilen AB’yi de “Çökerttim” ve AB için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…Ben gitsem dahi en zor günlerde kendisine hiçbir hayrı dokunmayan tam tersine adeta “Yalvarmasına” kulaklarını tıkayan AB’de kalır mı dersiniz İtalya?

Ya da diğer küçük AB ülkeleri…

Çin diye bir memleket var sizin Dünyanızda ve zaten ben de ilk olarak orada çıktım sahneye…

Ama onların da hesabı kitabı şaştı sayemde, Dünya’ya meydan okuyan,ABD dediğiniz “Süper gücün” korkulu rüyası olan milyarlık nüfusa sahip bu çekik gözlü insanlar diyarına öyle bir darbe indirdim ki 3-5 sene kendisine gelmesi mümkün değil…

Kendisine gelip ekonomik verilerini toplasa bile benim korkumun yarattığı psikolojik sebeplerle artık öyle herkes sadece ucuz diye ne Çin’de büyük büyük fabrikalar açacak, ne Çin’den ürün ithal edecek..

Çin’in “Süper güç olma” rüyasını hayatını bir “kabusa” çevirerek sona erdirdim…

Dünyanızın tüm ekonomik sistemini  değiştiriyorum adım adım…

Kağıt paraya dokunmaz olacaksınız bir süre sonra,çünkü oradan çıkıp gelebiliyorum…

Her şeyiniz dijital ortama taşınacak…

Alışverişiniz,eğitim sisteminiz,yargı sisteminiz,mahkemeleriniz aklınıza ne geliyorsa dijitale taşınacak,bir dönüşüm yaşayacaksınız.İşyerlerinin çoğu artık evlerden çalışanlar tarafından hizmet verecek…

Allak bullak ettim tüm sisteminizi ve şu an aslında “Sistem” diye bir şeyiniz de kalmadı…

Sizin için şu anda var olan 2 şey var “Hayatta Kalma Savaşı” ve “Kaos”

***

Şimdi bana çok kızıyorsunuz tabii, ben de mektubumda kendimi az övmedim hani…

Onu yaptım,bunu çökerttim,şunu değiştirdim diye…

Ama biliyorum ki beni de yeneceksiniz…

Önünde sonunda beni de alt edecek bir yolu bulacaksınız…

Ama o zamana kadar ben pek çok şeyi hatırlatmış olacağım size…

Örneğin yaşlı anneniz-babanız yahut bir yakınınız ile o “Modern hayat” dediğiniz koşturmaca içerisinde ilgilenmeyip,sesini duymaya,yüzünü görmeye vakit ayırmamanın aslında ne büyük bir hata olduğunu benim sayemde anlayacaksınız…

Evinizden dışarı çıkıp bir bankta sevdiğiniz ile oturup kuşlara yem atmanın aslında ne kadar kıymetli olduğunu benim sayemde anlayacaksınız.
Birbirinize yıllardır ne kadar yabancılaştığınızı, iş, para, kredi borcu dışında eşlerinizle dahi evde artık çok az şey paylaştığınızı benim sayemde evde karantina da kalınca anlayacaksınız…

Devletleriniz size yeterli yardımı yapamayınca yeniden komşuluğun, birlik olmanı yani “ULUS OLMANIN” ne demek olduğunu birbirinize yardıma koşarken benim sayemde hatırlayacaksınız…

Yeniden omuz omuza vermeyi,birbirine destek olmayı,moral vermeyi,her şeyden önemlisi tanımadığınız insanlar için karşılık beklemeden yardıma koşmayı sayemde hatırlayacaksınız.

Sizleri kendi çıkarları için çeşitli kamplara ayıran siyasetçilerin söylemlerinin değersizliğini,aslında bir ve beraber olmadıktan sonra bir “ULUS” bir “MİLLET” olunamayacağını benim sayemde anlayacaksınız…

Siyaset dünyanızın paradigmalarını da değiştireceğim…

Siyaseten çağın gerisinde kalmış,klasik söylemler ile parti ve ülke yönetmeye çalışan yaşlı siyasetçilerin aslında ne kadar yetersiz olduğunu sayemde anlayıp genç,dinamik ve vizyoner bir siyasetçi kuşağına benim sayemde yöneleceksiniz.

Sorgulamadan kabul etmeyi,biat kültürünü bırakacaksınız çünkü en son kertede biat ettiklerinize dahi isyan edecek noktaya geleceksiniz,hiç sorgulamadığınız için göremediğiniz gerçekleri sorgulamaya başladığınız andan itibaren fark ettiğinizi benim sayemde göreceksiniz…

Ve evet belki beni yeneceksiniz,belki beni yok edeceksiniz ve ben günün birinde Dünya’nızın üzerinden çekip gideceğim…

Ama hiçbir şey benim Dünya’nıza geldiğim ilk günkü gibi,hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…

Bunu bilin ve aklınıza yazın,bana karşı savaşırken de bir yandan bunu düşünmeyi unutmayın…”
 

İMZA 
COVİD-19
Ya da sizlerin arasındaki bilinen adıyla:
CORONA

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Celal Eren ÇELİK Arşivi