Veysel BOĞATEPE

Veysel BOĞATEPE

Enkaz Anayasası, Zümre Siyaseti ve Kutsal Sömürge Ekonomisi

Enkaz Anayasası, Zümre Siyaseti ve Kutsal Sömürge Ekonomisi

  Örgütlenmiş her toplumda devletin yönetim biçimini belirten yasama, yürütme ve yargılama erklerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların hak ve ödevlerini belirleyen, özgürlüklerini saptayan ve düzenleyen anayasa, her ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Tüm yasaların üstünde olduğu için de yapılacak veya çıkartılacak olan hiçbir kanun da anayasaya aykırı olamaz. Ancak ne var ki gelişmiş toplumlardaki siyaset, ülke ve halkın menfaatleri üzerine inşa edilirken Türkiye gerçeğinde ise durum tamamen iktidar odaklıdır. Geçmişten günümüze kadar iktidara gelenleri enkaz bırakmakla suçlarken çözümü de anayasa değişikliğinde görmüştür ancak AKP kadar hiçbir iktidar bu ülkenin üzerinde böylesine tepinmemiştir.

   İktidar olduğu 2002’den günümüze 12 kritik yasa değişikliğini içeren düzenlemeler hazırlayan AKP, 7 kısım, 177 madde ve 21 geçici maddenin bulunduğu anayasanın 30’u aynı olmak üzere toplam 134 hükmünde değişiklik yapmasına rağmen değiştirilmesi bile teklif edilemeyen ilk dört maddesi de dâhil olmak üzere tümden değiştirilmesini son çare olarak görmektedir. Çünkü ben merkeziyetçiliğinin, bilgisiz ve donanımsızlığın sonuçları artık daha da belirginleşmeye başladığı için 83 milyonun kaderini, geleceğini iki dudağının arasına alabileceği bir anayasa hazırlamaktan başka seçeneği kalmamıştır. Anayasasının bu ilk dört maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, rejimini ve üniter ulus devlet yapısını koruyan maddelerdir ve en başta kaldırılmasını isteyen de emperyalizmin öncüleri AB / D’dir. 

 

Türkiye’ye figüran ajansı rolü

  Yapım şirketlerine hizmet veren figüran ajansları kalabalık sahnelerin çekimleri için kullanılır. Filmin esas oğlanı ile esas kızın bar, kahvehane gibi kalabalık ortamlardaki sahneleri için arka planda kullanılabilecek figüranlar işte bu ajanslardan temin edilir. Yapımcı, ihtiyacı olan figüranı yalnızca ajans sahibiyle veya ajansın cast sorumlusuyla müzakere eder, figüranlarla bire bir muhatap olmaz. Ajans ise yapımcının istediği figüranları ekip başına teslim eder. Örneğin 50 kişiden oluşan figüran grubunun başındaki ekip başı tek yetkili kişidir. Bu hiyerarşik düzeni siyasete indirgediğimizde CIA ajanlarının “şeriatla yönetilen ülkeleri daha iyi kontrol ediyoruz” söylemleri daha net anlaşılmaktadır. Çünkü ayrılıklar ilkesine dayalı, birbirinden bağımsız işleyen kurumlar hedef ve amaçlarına engel olmaktadır. Bu bakımdan tüm yetkilerin tek adamın elinde toplanması Türkiye’nin kontrol edilmesinde ve dönüştürülmesinde büyük kolaylıklar sağlayacaktır. Farklı bir deyişle, projenin yapımcılığını üstlenen emperyalizmin, bütün kurumlarını muhatap almak yerine tıpkı figüran ajanslarında olduğu gibi tek yetkiye sahip tek adam üzerinden hareket etmek istemektedir.

  İdam cezasının kaldırılması, DGM’lerin kapatılması, milletlerarası antlaşmaların Türk yasalarının üstünde olması, milletvekili yaşının 25’e düşürülmesi, Cumhurbaşkanının 7 yıllık görev süresinin 5 yıla indirilmesi, aynı kişinin iki defa cumhurbaşkanı seçilmesi, TBMM seçimlerinin 4 yıla indirilmesi, AYM ile HSYK’ya üye gönderme kriterlerinin değiştirilmesinin yanı sıra sistemin, rejimin değiştirilmesi yönünde ilk adım ise 2017 seçimlerinde atılmıştı. Bu seçimle başbakanlık kaldırılarak parlamenter rejimden yarı başkanlık sistemine geçildi. Yürütme yetkisi, kararname çıkartma yetkisi yarı başkana devredilirken TBMM’de hükümetin denetlenmesinde etkin rolü olan güvenoyu ile gen soru gibi kontrol sistemi de ortadan kaldırıldı. Bugün yeniden gündeme getirilen anayasa değişikliğindeki amaç da yarı başkanlıktan tam başkanlığa geçiş için gerekli koşulların hazırlanması için atılan son adımlar veya girişimlerdir diyebiliriz. 

 

Türkiye karanlıkta yönetiliyor

   AKP, 15 Temmuz’dan sonra gece çıkartılan kararnamelerle, atılan imzalarla ve yönetmeliklerle Türkiye’yi karanlıkta yönetmeye başladı. Kurumları öylesine yozlaştırıp işlemez duruma getirdiler ki adeta fincancı dükkânına girmiş fil gibi her yeri kırıp döktüler, dökmeye de devam ediyorlar. Dört buçuk ay önce atadığı Merkez bankası başkanı ile TÜİK gibi dünya standartlarındaki önemli kurumun başkanının iki sene de dört defa görevden alınması, altında kendi imzaları bulunan İstanbul Sözleşmesi’nin iptali, İBB mülkiyetinde olan Gezi Parkının vakıflara devredilmesi gibi gece yarısı operasyonlarla otoritesini koruyacağını düşünmektedir. Türkiye’nin 1960 ekonomik planlamasını yapan dünya standartlarındaki TÜİK, siyasetin vagonuna eklendikten sonra işlemez duruma gelmiş, istatistik verileri doğru açıkladığı için başkanları görevden alınmıştır. Artık öyle bir noktaya geldiler ki devlet güvencesi verdikleri havalimanına giren, çıkan yolcu sayısını bile tutturamayan AKP’nin dilenci ekonomisi de iflas etmeye başlamıştır. Kendi çulunu sudan çıkartamayacak duruma geldikleri için de ezan, bayrak, şehit gibi sözde milli seferberlik bahanesiyle kutsal sömürgecilik üzerinden halkın parasına, hesabına çökemeye başladılar. 

   AKP’nin satacağı bir şey kalmadığından Türkiye’nin kendi milli kalkınmasını yapabileceği finansman kaynağı da kalmamıştır. Bir yandan uluslararası para piyasalarından borç para bulmanın yollarını ararken diğer yandan da borcu borçla döndürmek için yüzde 19 gibi yüksek faize yüklenerek, yükselterek ekonomiyi yürütmeye çalışmaktadır. Ancak Türkiye uluslar arası piyasada riskli grupta yer aldığından yüzde 6 ile 7 bandında seyreden yüksek faizle borçlanması da pek mümkün görünmemektedir. Bu sebeple Kanal İstanbul projesiyle Arap sermayesini ülkeye çekerek kaynak yaratma çabasına girmiştir. Fakat bu bile kıtlık ve kısırlığa doğru hızla giden ekonomiye ancak bir depoluk yakıt olabilecektir. Zümre siyasetiyle belli bir kitlenin çıkar ve refahını gözeten AKP’nin bırakacağı enkazı da en az beş nesil yüklenmek zorunda kalacaktır. Böylesine sömürgeyle borçlanma mekanizması cumhuriyet tarihinde görülmemiştir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Veysel BOĞATEPE Arşivi