Erdoğan'dan Kızılcahamam'da flaş açıklamalar Cumhur İttifakı kazandı

Erdoğan'dan Kızılcahamam'da flaş açıklamalar Cumhur İttifakı kazandı

Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilen 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda gündeme dair çok önemli açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam'da gerçekleştirilen 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda gündeme dair çok önemli açıklamalarda bulundu. 

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Bu toplantıda değerlendirmelerimizin hassasiyetle olması ve 31 Mart seçimlerinde yaşananlar, bundan sonra önümüzdeki süreci en güzel şekilde değerlendirmek için hazırlıklarımız, 2024 yerel seçimlerine yönelik hazırlıklarımızı konuşacağız. 31 Mart seçimlerinde seçilen belediye başkanlarımızı bir kez daha kutluyorum.

AK PARTİ TÜRKİYE GENELİ 44.4 OY ALDI

Her seçim bir imtihandır, her seçim bir muhasebe vesilesidir. 31 Mart seçimlerinde bu imtihanı büyük oranda başarıyla verdik. Bu mücadeleden bir kez daha alnımızın akıyla çıktık.

Aday adaylarından, seçim kampanyasına kadar bu süreçte emeği geçen tüm arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Türkiye genelinde AK Parti olarak yüzde 44.4'lük bir orana ulaştık. Bundan önceki yerel seçimlerde böyle bir sonuca ulaşamamıştık.

BAHÇELİ VE TÜM MHP'Lİ KARDEŞLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM

Cumhur İttifakı olarak da toplamda yüzde 51.7 gibi bir sonuç elde ettik. Karşımızdaki 4'lü ittifakın toplamı ise yüzde 44.5'ta kaldı.

Oy oranları olarak baktığımızda AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın tartışmasız bir başarısı vardır. Bu vesileyle birlikte mücadele verdiğimiz Bahçeli'ye ve tüm MHP'li kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Milletimiz AK Parti olarak bize 15 büyükşehir, 24 il, 516 ilçe, 203 belde belediyesini yönetme sorumluluğunu vermiştir.

KAYBETTİĞİMİZ VE KAZANDIĞIMIZ YERLER OLDU

Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de kaybettiğimiz ve kazandığımız yerler olmuştur. Mesela 3 büyükşehir, 12 büyük il, 89 belde belediyesini maalesef kaybetmiş bulunuyoruz. Buna karşılık 6 il, 125 ilçe 89 belde belediyesini de kazandık. Özellikle doğu ve güneydoğu Anadoluda pek çok il ve ilçe belediyesinin yönetimini devraldık.

İSTANBUL'DA SÜRECİ TAKİP EDİYORUZ

Tabi itirazlar sebebiyle seçimin yenilenmesi kararı verilen 3 ilçe bunun dışındadır. Ayrıca İstanbul seçimleriyle ilgili süreci de sonuna kadar takip ediyoruz, takip edeceğiz.

İSTANBUL VE ANKARA'DA SEÇİMİ KAZANDIK 

Tüm bu fotoğraf içinde İstanbul ve Ankara önemle üzerinde durulması gereken yerler olarak öne çıkıyor. Esasen biz İstanbul ve Ankara'da kaybetmedik. Tam tersine seçimi kazandık. Sayın genel başkan ne diyor diyenleriniz çıkabilir? Arkadaşlar, her şeyden önce kazanmak nedir kaybetmek nedir?

İstanbul'da 39 ilçenin 24'ünde AK Parti, birinde MHP; 25 ilçeyi Cumhur İttifakı olarak almış bulunuyoruz. Kalan 14 ilçede de muhalefet ipi göğüslemiştir.

25'e 14 ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ndeki toplam 312 üyeden 176'sı AK Parti'ye, 4'ü MHP'ye 132'si ise diğer partilere mensuptur. Ankara'da da durum farklı değildir. 25 ilçe belediyesinden 19'unu AK Parti, 3'ünü MHP aldı. Ne kaldı onlara? 3 tane.

CHP'LİLER SEÇİMLERE GÖLGE DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYOR

CHP demokratik hakların kullanılmasında daima sınıfta kalmıştır. CHP'liler, seçimlere gölge düşürmeye çalışıyor. Halk oylamasını iptal ettirmek için AYM'ye başvurmuşlardır.

AYM onlar için en önemli müracaat kapısıdır. Hızlarını alamayıp seçim sonuçlarını AİHM'e kadar götürmüşlerdir. Tabi CHP'nin bu hukuk tanımazlığı hem AYM'de hem de AİHM'de karşılık bulamamıştır. Aynı CHP'nin bugün seçim kanunumuzda yeri olan itiraz yollarını kullandığımız için bizi hedef alması tam anlamıyla trajikomik bir durumdur.

İSTANBUL'DA ÇOK CİDDİ BİR ÖRGÜTLÜ ORGANİZASYON SÖZ KONUSU

İstanbul'da verdiğimiz mücadele sayesinde, 15 bin oyu gasp edilmekten kurtarmamız dahi itirazlarımızın ne kadar yerinde olduğumuzu göstermiştir. 30 bin fark diyorlardı, bu düşe düşe 13 bin küsüre kadar düştü, daha da düşecek.

Son yaptığımız itirazlarla, son verilerle düşmeye devam ediyor. Yani burada çok ciddi bir örgütlü organizasyon söz konusu. Elimizdeki belgeler bunu gösteriyor.

Kamu yöneticiliği bu vasfı taşıyanların memur sıfatıyla orada olması gerekirken, ama kamu yöneticisi olmadığı halde birçok bankalardaki adeta işçi statüsünde diyebileceğimiz kişilerin sandıklara memur gibi sokuşturulması yenilir yutulur bugüne kadar uygulanmış bir şey değildir. İş Bankası, Şeker Bank, Garanti Bankası gibi bu bankaların yüzlerce binlerce mensubu buralarda memur statüsünde görev almıştır.

Şimdi dün İş Bankası bir açıklama yapmıştır. "Bunlar bilgimizde değildir vesaire... Biz sizin görevlilerinizin buralarda görev aldığını söylüyoruz. Partimize verilen oyların takibini elbette yapacağız.

"SON ANA KADAR HUKUK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"

İçimize sinse de sinmese de YSK'nın kararına duyacağız. Şöyle bir şey konuşuluyor. "AK Parti umudunu kesti" Şunu çok açık net söyleyeyim. Son ana kadar biz hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bu bir normal yargı mücadelesi olmaktan aslında seçim hukuna yönelik bir mücadeledir. Bunu da sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız. Zira öyle bir şey burada var ki, milletimiz diyor ki bu İstanbul benim içime sinmedi, burada bir şaibe olduğu kesin. Ve bu şaibenin giderilmesi şart ki rahatlayalım.

Biz 'artık bu iş bitti kaybettik' noktasında değiliz. Hakkımızı arayacağız ve bunun çalışmasını da sürdürüyoruz. Ben her birinizi ayrı ayrı tebrik ediyorum.

"DAHA MECLİSTE YAPILACAK SEÇİMLER VAR"

Daha ilk andan itibaren belediye başkan vekillerinin odalarındaki kilitlerinin göbeğini sökecek kadar bir hırs... Yahu zaten kazandıysan buralar size teslim edilecek. Ama dur bakalım, daha Meclis'te yapılacak seçimler var. E ne oldu? Meclis'teki seçimlerde İstanbul'da tüm belediye başkan vekilliklerini bizim arkadaşlarımız kazandı.

Atanmış - seçilmiş... Dolayısıyla encümende atanmışlar mı hakim olacak seçilmişler mi? Tabi ki seçilmişler... Bunun çalışmasının yapılması lazım. Bu yanlışı düzeltmemiz lazım.

"İÇİMİZDE BİZE YANLIŞ YAPANLARIN OLDUĞUNU İFADE..."

Tabi şunu da söylemem lazım. İçimizde de bize yanlış yapanların olduğunu ifade etmeden geçemeyeceğim. Bu yeni bir şey değil, ilk insandan başlayan bir süreç... Maalesef içimizde belli seviyeye, noktalara gelenlerin yaptığı çalışmalar yenilir yutulur cinsten değil. Bu davanın adamı olduğunu söyleyenler, bütün kampanya boyunca bu adamlar neredeler ya? Bunlar nereye gittiler?

Ama bu teşkilatın ahlakından mahrum olanlar kendilerini hiçbir zaman anlatamayacaklar. Ve şunu açık, net ifade ediyorum. Bilesiniz ki, bu teşkilat sadece Ankara'da kabuğuna çekilmiş bir teşkilat değildir. Hangi ilde neler oluyor, ilçelerde neler oluyor bunların hepsi bize geliyor.

Nerede neler olduğunu, döndüğünü bunların hepsini biliyoruz. Gün ola harman ola, zamanı geldiğinde tabi ki bizler bu teşkilatın geleceği için de bunların hesabını sormasını biliriz.

Bunları biz sırtımızda taşıyacak değiliz. Biz bunu bir hareket olarak görmüyoruz, bu parti bir davadır. Bu davaya gönül verenler kendilerini sıkı tutmalı eğer tutmazlarsa kusura bakmasınlar.

"ASIL GÜNDEMİMİZDEN KOPMAYACAĞIZ"

Kırşehir, Bayburt, Bolu, Karaman gibi yerlerde; Yozgat gibi, Erzurum gibi yerlerde ilçe düzeyinde pek çok örnekte bu sıkıntıyı yaşadık. Bu konularda da derinlemesine çalışıyor, hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu muhasebeyi yaparken asıl gündemimizden kopmayacağız.

"DEĞİŞİMLERİ ADIM ADIM GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"

Değişim hayatın gerçeğidir. Değişimleri adım adım gerçekleştireceğiz. Tabi bu adımları birileri istediği için değil, kendi ihtiyaçlarımız için atacağız. Değişim demek her şeyi tepe taklak etmek anlamına asla gelmez. Bizim hareketimizin mayasında ahde vefa vardır.

Hiçbir emeği, hiçbir birikimi, hiçbir potansiyeli heba etmeyeceğiz. Aynı zamanda yeni değerlerle, yeni kadrolarla saflarımızı genişletip güçlendireceğiz.

"MİLLETİMİZİN UMUT IŞIĞINI TEKRAR CANLANDIRDIK"

AK Parti; kökleri Söğüt'e Malazgirt'e kadim bir geleneğin olduğu kadar geleceğin de partisidir. AK Parti 1071'den 1453'ten 1923'ten 1950'den ilham aldığı kadar 2023'ye 2071'e ilham veren, ruh katan, istikamet çizen bir partidir. Biz kadro olarak sadece şehit ve gazilerimizin emaneti olan kutlu bir davayı sırtlamadık.

Aynı zamanda büyük ve güçlü Türkiye sevdasına can verdik. Devletimizin 2200 yıllık köklü geçmişinden aldığı güçle, ülkemize yeni bir vizyon kazandırdık. Ekonomik siyasi ve diplomatik olarak içerde ve dışardaki belli odaklar tarafından söndürülmeye çalışılan milletimizin umut ışığını tekrar canlandırdık.

AK PARTİ MİLLETİN PARTİSİDİR

Sırtını terör örgütlerine dayayanlar anlayamaz. İkbalini siyaset mühendisliğinde görenler bizi idrak edemez. Türkiye karşıtı senaryoların figüranlığına razı olanlar bizim mücadelemizi kavrayamaz. Esen rüzgara göre yön değiştirenler bizim verdiğimiz kavganın sırrına eremez. Şu gerçeği tekrarlamak istiyoruz.

AK Parti milletin partisidir. Bunun için de 82 milyon her bir ferdinin çatısı olmaya taliptir.

HERKESE KUCAK AÇIYORUZ

Ülkemizi ve milletimizi hedeflerine ulaştırmak için herkese kucak açıyoruz. 2001'de nasıl aziz milletimizin umudu olarak vücut bulmuşsak, inşallah bundan sonra da can borcumuz olan insanımız için çalışmayı sürdüreceğiz.

YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ

Eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz, dört bir yanda mevzilenmiş fırsatçılara bu meydanı bırakmayacağız. Saflarımızı sıklaştırarak, kardeşliğimizi perçinleyerek dostluğumuzu daha da güçlendirerek yolumuza devam edeceğiz.

Tabi ki seçim dönemlerinde tansiyon yükselir, söylemler keskinleşir. Ancak bizim siyaset kültürümüzde, sandıklar kapanıp oyların sayılmasıyla beraber seçim dönemi de geride bırakılır.

TEHDİTLERİ 82 MİLYON OLARAK HEP BİRLİKTE GÖĞÜSLEMEMİZ GEREKİYOR

Seçim dönemi ile icraat döneminin dinamikleri farklıdır. İcraat döneminde tüm enerji ülkenin meselelerinin çözümüne hasledilir. Biz kızgın demiri soğutalım çağrımızla işte bu ince noktaya dikkat çektik. Çünkü biz hep önce Türkiye diyen, önce Türk milleti diyen, önce kardeşlik diyen, önce demokrasi, önce yatırım üretim büyüme diyen bir parti olduk.

Ülkemizin milli meselelerinde uzlaşmanın, dayanışmanın, asgari müştereklerde bir araya gelmenin önemini iyi biliyoruz. Türkiye'nin bekasına yönelik tehditleri 82 milyon olarak hep beraber göğüslememiz gerekiyor. Hatta Türkiye'nin kalbi o kadar büyüktür ki, bu millete hüsnü niyet besleyen herkese kucak açar.

Ne zaman birliğimizi muhafaza etmişsek o zaman büyük devlet olduk. Ne zaman içimize kapanmış, birbirimizle kavga etmişsek işte o zaman kavga ettik.

Gün bir olma, iri olma, diri olma, kardeş olma, hep birlikte Türkiye olma günüdür. Gün 82 milyon olarak tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi birbirimize kenetlenme günüdür. Bizim nazarımızda rabiamız; tek millet, tek bayram, tek vatan, tek devlet ilkesine inanan herkes Türkiye ortak paydasında zaten buluşmuş demektir.

Cumhur İttifakı işte bu ortak paydanın itici gücüdür, en büyük temsilcisidir. Zihnini terör örgütlerine vermemiş herkesi Türkiye ortak paydasında buluşmaya davet ediyoruz. Bu ülkedeki tek kutuplaşma, Türkiye ortak paydasında buluşma ile terör örgütü safında yer alanların kutuplaşmasıdır. Onun dışında bir kutuplaşma bilmiyoruz.

"CHP OLAYI ÇIĞRINDAN ÇIKARMAYA ÇALIŞTI"

CHP zihniyeti hep yaptığı gibi geçtiğimiz hafta bir şehit cenazesinde yaşanan müessif bir hadiseyi yine çığrından çıkarmaya çalıştı. Sadece bununla kalmayıp, işi hem şehitlerimizin yakınlarına, hem milletimize hem de çalışma arkadaşlarımıza hakarete vardırdılar. Öncelikle tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları için gelin birer Fatiha okuyalım...

"SEN ŞEHİT İÇİN DEĞİL, SİYASİ İSTİSMAR İÇİN ORAYA GİDİYORSUN"

Şehit cenazesine katılmak elbette herkesin hakkıdır. Güzel de bir şeydir. Ancak seçim sürecinde kendini PKK'nın güdümünden kurtaramamış, PKK ile işbirliği yapmış ve bu konuda atması gereken adım daha dikkatli olması gerekenler, daha özenli hareket etmek zorunda olmaları gerekir. Acaba buraya gitmek ne getirir? Ne götürür? Çünkü bu şehit nereden geliyor?

Senin işbirliği yaptığın o PKK'nın canavarlarının, alçaklarının evet siyasi görüntüsü olan HDP ile sen işbirliği yapmışsın. Yani bunu söylemeyelim mi? Bunu yutalım mı? Benim Mehmedimi şehit edenlerin, siyasi görüntüleriyle işbirliği yapacaksın, güç birliği yapacaksın, bunları yutalım.... Yutmayacağız arkadaşlar bunları söyleyeceğiz. Dağ ile anlaşacaksın, dağ ile el tutacaksın, dağ sana talimat verecek, bunları TV'lerde hep izledik. İşte HDP Ankara, İstanbul, Antalya burada seçime girmeyecek...

Ve sen onlarla dayanışma içinde olacaksın, ondan sonra da kalkıp Çubuk'a şehidimin cenazesine gideceksin. Siz o kardeşlerimi hiç düşünmüyor musunuz ya? Ben bir Cumhurbaşkanı olarak gittiğim zaman önce soruyorum, gidişim rahatsız eder mi, etmez mi? "Bir sıkıntı var" derlerse gitmiyorum. Niye? İkinci bir sıkıntıyı niye yaşatayım? Herkes benim gibi düşünmek zorunda değil, herkes beni sevmek zorunda da değil. Sen siyasi istismar için oraya gidiyorsun, şehit için değil. Ve çıkıyor bunların bazı hokkabazları, diyorlar ki, hükümetten kimse orada yoktu. Yahu benim genel başkan yardımcılarımdan tut, savunma bakanıma kadar hepsi cenaze merasiminde bulundular. Kırşehir, Bayburt, Bolu, Karaman gibi yerlerde; Yozgat gibi, Erzurum gibi yerlerde ilçe düzeyinde pek çok örnekte bu sıkıntıyı yaşadık. Bu konularda da derinlemesine çalışıyor, hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu muhasebeyi yaparken asıl gündemimizden kopmayacağız.

"CHP'Lİ BELEDİYELERDE İŞÇİ KIYIMLARI BAŞLAMIŞTIR"

CHP'nin Çubuk'ta yaşanan hadiseyi mecrasından saptırarak, işi şehitlerimize, AK Parti'ye hükümete karşı nefret kampanyasına çevirmesi yanlıştır. Şişli'de belediyenin 100 metre ötesinde kız yurduna saldıranların, şehit cenazesinde tepki gösteren Çubuk halkını teröristler gibi çirkin ifadeyle yaftalamaya hakkı yoktur. Ondan sonra kızlar gençler şunlar bunlar deyip duruyorsun. Biz sizin cibilliyetinizi biliriz, geçmişini de biliriz. CHP bu davranışlarıyla dahi eline güç geçirmesi halinde, devletin kadrolarına, masum insanlara neler yapabileceğinin işaretlerini vermiştir.

Bakın şu anda CHP'li kabul edilebilecek belediyelerde hemen işçi kıyımları başlamıştır. Sen diyorsun ki, hangi partiden olursa olsun kimse bizim kazandığımız belediyelerde işlerinden atılmayacaktır diyorsun. E ne oldu? Şu anda atılıyor, kapıya konmaya başladılar. Hani nerede müdahalen? asgari ücret ilan ediyorsun. Ne asgari ücreti ya, biz ilan ettik. Kimi aldatıyorsun? 

"BELEDİYECİLİK AK PARTİ'NİN UZMANLIK ALANIDIR"

Biz kabinemizle, bürokratlarımızla birlikte özellikle ülkemizin meselelerinin çözümüyle ilgili mücadelemizi sürdürüyoruz. Hep söylediğimiz gibi belediyecilik AK Parti'nin uzmanlık alanıdır. 

Vatandaşın elini sıkmaktan kaçınandan belediye başkanı olmaz. Vatandaşına tepeden bakan, görünce sağa sola sapan böyle belediye başkanı olmaz. Halktan biri olacaksınız. Hiçbir zaman küçümsemeyeceksiniz, tepeden bakmayacaksınız. Gurur, kibir olmayacak.

Benim belediye başkanlığım döneminde personel harcamaları bütçenin yüzde 30'uydu. Bu birçok belediyelerde yüzde 100'e vardı. Arkadaşlar böyle belediyecilik olmaz. Bir defa belediye olarak hangi yatırımı yapacaksın? Bu konuyu bilimsel bir zemine üreteceğiz.

İki şey çok önemli. İstikrar ve güven. Bunu başaramadığımız zaman kaybederiz. Şimdi yeşil şehirler, huzurlu nesiller diyoruz değil mi? Şehirlerimiz yeteri kadar betona boğuldu. Yatay mimari, park gibi çalışmalarla şehirlerimizin rengini yeşile dönüştürmeliyiz. Millet Bahçelerini yaygınlaştıracağız. Millet Kıraathanelerinin sayısını daha da artıracağız. Niye? Gençlerimizi bu kıraathanelerde meşgul edelim. Bunlar sağa sola savrulup tinerci olmasınlar, değerlerimizden kopmasınlar.

"TELEFONUNUZ 24 SAAT AÇIK OLMALI"

Telefon 24 saat açık olmalı. Telefonumu 24 saat açık tutan birisiyim. Siz de 24 saat telefonlarınızı açık tutacaksınız. Kapısı açık olmayan, ekibini doğru şekilde kurup denetlemeyen bir başkan AK Parti'nin belediye başkanı olamaz. Yönettiği şehrin tüm kesimlerine ulaşamayan, tüm kesimleri karar alma süreçlerine dahil edemeyen bir belediye başkanı mutlaka hata yapar."

SİYASETCAFE.COM

 

İlgili Haberler
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.