Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

Fırat`ın Kanı Akarken!

Fırat`ın Kanı Akarken!

Fırat`ın Kanı Akarken!


İkide bir `sağduyu` telkin edenlere önce bir sözü hatırlatalım;

 

`Sokağa hakim olan devlete hakim olur`  Alparslan Türkeş


Sonra devam edelim…


Bir can Fırat`ın kanı derin derin akarken,

 

siz sakın haaa bu işi abartmayın!


Ve sakın haaa!..

 

Sokağa falan çıkmayın…

 

Evinize girin, kapınızı, camlarınız kapayın, perdeleri çekin, ışıkları söndürün.

 

Hatta dışarıya asla bakmayın

 

Çünkü; sokak kirlidir, pistir…


Oturun eviniz de,  emir büyük yerdendir…

 

Geçin klavyenin başına, atın sloganınızı `Şehitler Ölmez!` diye.


Sonuç;acılar, hüzünler `ölür be, öldü!`  diye feryat eden anne, babalar kalsın.


Siz Ankara`da ki beyler!


Oturun meclisteki yağlı emeklilik koltuklarına, çıkın basının karşısına `bu kan yerde kalmayacak` diye slogan atın.

 

Yerde kalmayacak o kanı bir temizlik görevlisi gelsin, yavaş yavaş suyla temizlesin…

 

Kanı dökülene önce otopsi yapılsın, sonra kefene sarılsın, sonra gidin mezarı başında siz dıştan,  ANNESİ içten içe ağlasın…


Hadi yüreğiniz yiyorsa dokunun o annenin içten içe akan gözyaşlarına!


Heee  be kardeşim heee öyledir!

 

Sokak kirdir, sokak pislikdir, sokak kan doludur.

 

Bunu diye diye sokakları kalleşlere  

 

Hüzünleri, ölümleri kardeşlere bıraktınız.


Sokak pisse, sokak kirliyse temizlemeyen aynı sokağın çocuğudur.


Yine başlayın, `kışkırtmalara gelmeyin` diye 

 

Nereye kadar sabır?

 

Nereye kadar itidal?

 

Nereye kadar `Devlet`in bekası için sineye çekmek bu ihanet manzaralarını?


Devlet mi kalmış?

 

Adamlar bölgesel mahkemelerini, kamu yönetimlerini kurmuşlar, sıra pasaport uygulamasına gelmiş.


Sokaklar kirli ya, pis ya oradaki devletin kolluk kuvvetleri de birileri incinmesin, siyasi kriz olmasın diye sokağa çıkmamaktadırlar.


Bu ülkede iki türlü ana var ve iki türlü çocuk yetişiyor!

 

Birisi `HEWAL, HEWAL`diyerek sokakta her türlü kanı akıtıyor,

 

Diğeri `Vatan Sağ Olsun! ` diyerek kanını kurban ediyor ay-yıldıza.

 

'Büyüttüm besledim asker eyledim' diyen anneler,  `Gitti de gelmedi` diyerek kan kusmaktadırlar.


Fırat,  Gökalp`in `Ala Geyik` şiiri de ki gibi çocuktu, ufacıktı top oynadı acıktı…

 

Annesi terini başörtüsü ile sildi, karını kendi elleri ile besledi yavrucağın…

 

Babası gece gündüz ona gelecek sağlamak için kendi hayatından geçti…

 

İstiyorlardı ki; okusun, adam olsun, vatana, millete hayırlı evlat olsun…

 

Okudu, en güzel üniversitelerden birinde öğrenci oldu…

 

Ama sosyal hayatla, eğitim hayatını birlikte yürütmek istiyordu, bir davaya baş koydu daha 19 yaşındaydı…

 

Akranları caz, barda, pavyon da, yerleşkenin ara sokaklarında şuursuzca eğlenirken…


O sadece bir değil  `3 Hilal Uğruna` kanını, canını bıraktı yerleşkenin ortasında, hepimize ibret olurcasına şahadet şerbetine içenlerden biri oldu.


`Sokak kirdir, pistir`  diyenler bilmiyorlar mıydı ülkede yerleşkeler sokağın ta kendisi olduğunu?


Madem sokak pis, madem kirli ozaman ne diye sokakların en kirlisi olanı, o yerleşkelerde teşkilat kuruyor, tüyü bitmemiş çocuklara `reislik` yükleyerek hedef yaptırıyorsunuz.


`Lider, teşkilat, doktrin`üçlemi içerisinde her şey istediğiniz bu çocuk kalleşçe bir saldırı sonucu rahmetli olunca siz hangi yüzle bu konuda insanları itidale çağırıyorsunuz.


Birine bir görev verdiyseniz ve `Kurt Kaya Çöz Elini`  dercesine liderlik taslıyorsanız, Kürşad gibi bedel ödemeniz gerekmektedir.


Sus, pus olup sloganlarla gaz almaya çalışanlara sorarım;

 

Peki kim bu işin hesabını soracak?

 

Devlet mi?


O devlet bugün kendi şehit askerinin hesabını soramamaktadır, o devlet bu davaya `karşıt görüş` mantığı ile bakacak ve durumu mahkemeye bu şekilde taşıyacaktır.


Görüş dediğin insana değer katmak içindir, insanı ortadan kaldır için değildir.


Bu yazdıklarımı `kışkırtma` olarak düşünenler olacaktır, `Ne duruyorsun sen çık sokağa?` diyenler olacaktır…


Adamın adamı olanlar, mevcut koltuklarında kebap yapanlar elbette bu saldırıları yapacaklardır, onlardan da başka bir şey beklemiyorum.


Ama geldiğimiz manzara göstermektedir ki; deniz kabarmadan durulmayacaktır.

 

Dün ülkenin işgaline karşı komunizimle mücadeleyi ölümüne yapan bu dava mensupları, bugün terörizmle de aynı şekilde yapmak zorundadır.


Türk`sek töreye, Müslüman`sak Bakara \179 da dediği gibi  ` Ey aklı erenler, özü sözü temiz kimseler, korunmanız, sakınmanız için kısasta size hayat var.` ayetine uymamız gerekir.

 

Kısaca;

 

Bizim sokağı geri almaya ihtiyacımız var.

 

Bedeli ne olursa olsun ödemeyen namerttir… Vesselam


Selçuk Düzgün

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi