FLAŞ GELİŞME! Takas rafa kalktı

FLAŞ GELİŞME! Takas rafa kalktı

ABD ile Türkiye arasında yaşanan gerilimin en önemli unsurlarından biri olan rahip Brunson ile ilgili bir gelişme yaşandı.

ABD ile Türkiye arasında yaşanan gerilimin görünen yüzü haline gelen, tutuklu ABD vatandaşı Rahip Andrew Brunson olayında kritik bir gelişme yaşandı.

ABD ile krizi çözmek için AKP hükümetinin Rahip Brunson'u, New York'ta Sarraf davasından hapis cezasına çarptırılan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla ile “takas” edilebileceği söyleniyordu. Hatta Türk ve ABD’li yetkililer arasında bu konuda diplomatik görüşmeler yapıldığı bile basına yansımıştı.

Ancak Hakan Atilla'nın yaptığı hukuki hamle ile “takas” konusu resmen rafa kalktı. Atilla'nın avukatları müvekkillerinin “haksız yere hüküm giydiği” gerekçesiyle Amerikan Yüksek Mahkemesi'ne başvurdu. ABD yasalarına göre bir tutuklu Yüksek Mahkeme'ye başvurduğu andan itibaren, kendisinin herhangi bir şekilde “takas” sistemine dahil edilmesi imkansız hale geliyor. 

SARRAF'IN İFADELERİNİN GEÇERSİZ SAYILMASINI İSTEDİLER

Yüksek Mahkeme'ye yapılan başvuruda avukatlar, Atilla'nın hüküm giymesindeki en önemli unsurun “itirafçı” olan Rıza Sarraf'ın mahkemede verdiği ifade olduğunu, ancak Sarraf'ın ifadesine güvenilmemesi gerektiğini vurguladılar. Sarraf'ın güvenilir bir tanık olmadığına gerekçe olarak ise, Sarraf'ın itirafçı olmadan önce hapishanede dayısıyla yaptığı bir telefon konuşmasını gösterdiler.

Atilla'nın avukatlarının kanıt olarak mahkemeye sundukları 15 Eylül 2016 tarihli telefon konuşmasında Sarraf dayısı Ahad Khabbaz Tamimi görüşüyor. Konuşma sırasında Sarraf ABD hukuk sisteminde ceza almamak ya da daha az ceza almak için hükümlünün “yapmadığı bir şeyi bile yapmış olduğunu itiraf etmesi gerektiği” görüşünü savunuyor.

Konuşmanın ilk bölümünde Sarraf dayısına Amerikan hapishanelerindeki şartlardan yakınıyor. Hücresinin 4 metrekare olduğunu, orada yemek yiyip, orada içip ,orada tuvalet ihtiyaçlarını gördüklerini anlatıyor. Dayısına, “Sen yemek yerken, yanında biri tuvalet ihtiyacını görüyor” diye dert yanıyor. Ardından da, suçunun bir bölümünü zaten itiraf ettiğini, hepsini etmesi halinde ise 10 hapis cezası alabileceğini söylüyor.

İŞTE O TELEFON GÖRÜŞMESİ

Sarraf- Ahad dayı, o öyle değil. Eğer sen burada “ok. Ben bu b.ku yedim” dersen bu seni rahatlatıyor. O b.ku yediğini itiraf ettiğinde artık seninle uğraşmıyorlar

Ahad- Ha

Sarraf- Bildin mi? Ben zaten o b.ku yediğimin daha önceki iki seferini kabul etmişim

Ahad- Bunu yapmamalıydın. Neden yaptın?

Sarraf- Baba, çarem yoktu. ne yapsaysaydım? Şimdi gidip müebbet mi alayım?

Ahad-Baba, şimdi bu meseleye ne kadar verecekler?

Sarraf- 10 yıl, 10, 10.

Ahad- 10 yıl ile 20 yılın ne farkı var ki?

Sarraf- 10 ile 11 yılın da çok farkı var. Allah işini rast getirsin. Bir yıl ne anlama geliyor biliyor musun? nasıl 10 ila 20 yılın ne farkı var dersin?

Ahad- Ama, sen ama diyorum ki hiçbir suç işlememişsin. Neden bahsediyorsun?

Sarraf- Ama burada kanun yok. Burada kanun yok. Bak, burada yapmadığın birşeyi yaptım demen gerekiyor. Burada işler böyle yürüyor. bu memleket böyle. Bak, yapmadığın şeyi yaptım diyeceksin.

MAHKEMEDE AVUKATLAR SORMUŞ

Atilla'nın yargılandığı New York Güney Bölge Federal Mahkemesi'nde de avukatlar bu telefon konuşmasını gündeme getirmiş, ancak Sarraf konuşmada geçen ifadelerini reddetmişti. Aralık 2017'de görülen davanın Hakimi Richard Berman ise, avukatların bu telefon görüşmesine dayanarak yaptıkları “davanın düşürülmesi” başvurusunu reddetmiş, telefon konuşmasının içeriğinin mahkemeye delil olarak sunulamayacağına karar vermişti. Berman kararına, avukatların mahkeme salonunda konuşmayı Sarraf'a sorma imkanı bulmaları ve onun da bunu inkar etmesine bağlamıştı.

siyasetcafe.com

 

Kaynak:Sözcü

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.