Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

GÖÇ İDARESİ!

GÖÇ İDARESİ!

Göç olgusu, insanlığın en eski tarihlerinden bu yana süregelen ve gelecekte de devam edecek olan, dünyanın her yerinde görülebilecek bir durumdur.

 

Tarih boyunca var olan göçün eski dönemlerdeki en önemli nedenleri doğa olayları, afetler, kıtlık iken günümüzde; ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel nedenler öne çıkmaktadır. 

 

Günümüzde ise özellikle bizim ülkemizi ilgilendiren bölümü ile ORTADOĞUDAKİ SAVAŞLAR yüzünden göç önemli hareketlenmeler göstermektedir.

 

Uzun zamandır ülkemiz de özelikle `SURİYELİLER` diyerek ve SURİYE üzerinden yaratılan bir göç problemi tartışılmaktadır.

Ve bu tartışmalar maalesef bazen yerli ,yersiz haller almakta, kendini `milli` gören bazı siyasiler yüzünden özelikle gayrı milli bir hal almaktadır.

Şunu tekrar etmek gerekir  ki, GÖÇ SORUNU insanlık tarihinin var olmasından beri vardır.

İnsanlık tarihi ile milletler ve onların kurduğu devletler bu sorunla karşı karşıya kalmış, kimileri sorunların karşında alın açıklığı ile çıkmış, kimileri yüz karası haline sorunu getirmişlerdir.

Türkiye son yıllarda coğrafi ve stratejik konum nedeniyle geniş boyutta büyük kitlesel göç hareketine maruz kalmış ve birçok göçmene kapılarını açmıştır. 

Türkiye Cumhuriyeti büyük göç dalgalanmalarıyla karşı karşıya kalmasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına sağladığı hakları göçmenlerden esirgemeyen bir insanı göç politikası izlemiştir. 

 

Oysa en medeni ve gelişmiş görünen Batı Avrupa ve diğer ülkeler bu büyük kitlesel göçe karşı dışlayıcı, yasakçı ve negatif yönde bir tutum sergilemiştir.

Bu ülkeler her ne kadar hukuk bakımından gelişmiş ve sağlam sistem temellerine dayansa da büyük kitlesel göçlerle karşılaştıkları durumda katı bir yasakçı politika izlemişlerdir. 

Buda göstermiştir ki; 

Türkiye mazlumlar için son durak, Türk milleti zalimler için son kaledir.

Türkiye ona sevdalı olanlar için VATAN olduğu kadar, ona sığınanlar için VATAN olmalıdır.

 

Türkiye`nin bu insani tavrı yanında bir şey ortaya çıkmıştır ki, göç olayına ülkemiz hazırlıksız yakalanmıştır.

İşte bu hazırlıksız yakalanmayı bir an önce düzene sokmak için Türkiye Cumhuriyeti Göç İdaresi dairesi kurulmuştur.

 

Kurulduğundan beri önemli işlere ve projelere imza atan bu devlet kurumumuz, özelikle İç İşleri Bakanımız Süleyman Soylu döneminde çok daha büyük yollar kat etmiş, toplumumuzun ve göç edenlerin UYUM sorunları konusunda önemli mesafeler almıştır.

 

Buna rağmen bazı çevreler tarafından bu güzide teşkilatımız hedef alınmakta, sistemli bir şekilde iç politikaların içine çekilmeye çalışılmaktadır.

 

Oysa göç iç politikaya alet edilemeyecek gibi ya da uluslararası ilişkilerde “ulusal çıkarlar esastır” şeklinde soğuk ve de vicdansız dış politika soğanlarına terk edilemeyecek kadar insani bir durumdur. 

 

Hal böyleyken; nasıl ki emniyet, askeri kurumlarımız üzerinde konuşurken hassas davranıyorsak GÖÇ İdaresi konusunda da öyle davranmalıyız.

Zira Göç idaresi bizim mazlumlara açılan gönül kapılarımızdır.

O kapıları siyasi emellere alet etmemek gerekir.

 

Yolunuz düşerse göreceksiniz ki, Türkiye devleti ve milletinin insani esaslar üzerine oluşturduğu yapı, aynen GÖÇ İDARESİ dairesine de nüfuz etmiş ve bu kurumda çalışan her vatandaşımız devletimiz adına gecesini gündüz ederek yollara düşmüşlerdir.

 

Fakat insani tavırların yanında artık dünya şartlarına uygun bazı düzenlemelerin yapılması da şattır.

 

Önerilerim şudur ki, 

-Göç İdaresinin yapısı daha güçlendirilmelidir,

-Yönetim kadroları sık sık yer değiştirmemeli,  uzun süreli ve kalıcı personelle hizmetler yürütülmelidir,

-Üniversitelerde GÜÇ konusunda ihtisas sahaları açılmalı ve buradan eğitim alanların personel olması sağlanmalıdır,

-Göç İdaresi İl Müdürlerinin yanlarına yardımcı müdürler alınmalıdır,

-Göç İdaresinin ayrı bir kolluk kuvveti olmalı ve ayrı bir birim olarak göç idaresi kolluk teşkilatı kurulmalıdır.

-Göç idaresi binaları daha modern hale gerilmeli, GÖÇ problemli tiplerin kontrolü için idarenin kendi karakolları olmalıdır.

 

Kısacası; GÖÇ idaresi kurumumuz ülkemizin manevi ruhunun, insanlık yanının aynasıdır. Orada çalışan her görevlimiz aynı zamanda ülkemizin birer gönüllü elçileridir. Zorlu ve kutsal bir görevdeler Mevla’m yar ve yardımcıları olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi