Gönüllü Akademisi'nden mesaj var

Gönüllü Akademisi'nden mesaj var

Ülkemizde vakıf ve derneklerin yeri oldukça büyük durumda. Bu mecralarda gönüllü çalışmalar yürütmek isteyen gönüllülere İstanbul Üniversitesi Gönüllü Akademisi'nden mesaj var.

 

Ülkemizde gönüllü faaliyetler yürüterek topluma fayda sağlayan ve birleştirici faktör olarak görev yapan 125 bin dernek ve beş binin üzerinde vakıf yer almakta. Bünyesinde bulunan kişilere hem gönüllü çalışma hem de istihdam olanağı sağlayan bu vakıf ve derneklerde ne yazıkki profesyonel eleman sayısı yeterli değil. Bu eksikliğin kapatılması amacıyla yeni bir oluşuma imza atan İstanbul Üniversitesi'nden bir grup akademisyen, iki yıldır Gönüllü Akademisi'nde öğrencilere profesyonel gönüllülük eğitimi veriyor. Akademi'nin kurucularından İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, ülkemizde algılanan gönüllü kavramının farklı anlamlarda değerlendirildiğine ve insanların bir yerde gönüllü olurken gönül emeği ile angarya iş arasındaki farkı kavramaları gerektiğine dikkat çekerek, “Gönül emeği ile angarya arasındaki hassas çizgiyi korumak lazım” diyor.

siyasetcafe-gonulluluk-gonullu-akademisi.png

BU ALANDA PROFESYONEL ÇALIŞAN NEREDEYSE YOK
Ülkemizde iyiliği yaymak ve toplumdaki eksiklikleri kapatmak amacıyla çalışmalar yürüten birbirinden farklı dernek ve vakıf var. Bu vakıfların çalışma alanları arasında hayvan haklarından, savaş mağdurlarına, kültür sanattan, yaşadığı kentin değerlerini ayakta tutma çabasına kadar değişik konular yer alıyor. Fakat bu vakıf ve derneklerde profesyonel olarak çalışan insan gücü yok denecek kadar az. Peki bu alanlara gençleri yönlendirmek için ne yapmak lazım ? sorusundan yola çıkılarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümü akademisyenleri, okul bünyesinde birbirinden farklı bölümlerden gönüllü öğrencileri biraraya getirerek Gönüllü Akademisi'ni kurdu. Akademide öğrencilere gönüllülülüğe dair seminerler veriliyor. Atölye çalışmaları, film okumaları, sivil toplum kuruluşları ziyaretleri yaptırılıyor ve öğrencilerden akademiden mezun olabilmeleri için gönüllü bir proje hayata geçirmeleri isteniyor. Alana ilgi duyan ve profesyonel çalışmalar yürütmek isteyen mezunlara ise yine Sosyoloji Bölümü'nde alana ilişkin yüksek lisans programı veriliyor. 


AKADEMİ GÖNÜLLÜLERİ KONUŞTU

gonullu-akademisi-gonullu-ol-istanbul-siyaset-cafe.png
Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel’in kurucuları arasında yer aldığı ''Gönüllü Akademisi'' gönüllülerinden Nursen Tekgöz, Hilal Çakmak, Necibe Kulaç ve Tuğba Uslu bakın akademi hakkında ne diyor.

 
BİZDE ''GÖNÜLLÜLÜK'' ANGARYA OLARAK ALGILANIYOR
2017 yılında Akademi'yi faaliyete soktuklarını belirten Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Türkiye'de sivil toplum alanındaki çalışmaların çok az olduğunu ve bu alanın sektörleşmesinde önemli adımlar atılması gerektiğine vurgu yaparak, “Bizde gönüllülük doğru bilinmediği için angarya olarak algılanıyor. Halbuki angaryadan farklı bir şey. Gönül emeği ile angarya arasındaki hassas çizgiyi korumak lazım. Burada biz hem STK’larda çalışacak uzman adayı arkadaşlara hem de gönüllülük yapacak arkadaşlara bunu anlatıyoruz. Gönüllülük angarya veya emek sömürüsü anlamına gelmiyor. Bir tanımı ve bir sözleşmesi var. Yapacakları işin mahiyeti var. Bunu öğrencilere söylüyoruz. Gönüllülüğün sömürüye dönüşmemesi noktasında hem uzmanları hem de gönüllü adaylarını bilinçlendiriyoruz” diyor.


AKADEMİDE PROFESYONEL EĞİTİM VERİYORUZ

siyaset-cafe-gonullu-akademisi-istanbul-universitesi.png

“Türkiye’de yaklaşık 130 bin STK var. Yaklaşık 125 binini dernekler, beş binini de vakıflar oluşturuyor. Bunların yüzde onunda bile profesyonel çalışan yok. Gönüllülük tabi önemli ama gönüllü yönetimi de önemli. Bunu ancak eğitimini almış uzman bir kişi yapabilir” şeklinde sözlerine devam eden Adıgüzel, bu programın amaçlarından birinin de STK’lara profesyonel yönetici kazandırmak olduğuna dikkat çekiyor. Akademiye üniversitenin tüm bölümlerinden öğrenciler katılabiliyor. Tıpkı yüksek lisans programları gibi mülakat yapılarak alınıyorsunuz. Akademi 30 kişiden oluşuyor. Adıgüzel çok yoğun taleple karşılaştıklarını bunun için de Gönüllü Ol İstanbul adında bir web portalı oluşturduklarını söylüyor. Buradaki amaç da STK’lara büyük bir gönüllü havuzu oluşturmak.


'DAMLA PROJESİ' İLE BÜYÜYORUZ

İstanbul Üniversitesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında bir protokol imzalandığını söyleyen Adıgüzel, bu çervedeki çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Bakanlığın 2 yıl önce hayata geçirdiği ‘Damla Projesi’ var. Üniversitelerde okuyan gençler Anadolu’nun çeşitli illerine gidiyor ve gönüllülük esasına göre etkinliklere katılıyorlar. Bakanlık bu gençlerin az çok gönüllülükle ilgili bilgileri olsun istiyor. Bu sebeple gençlerin gönüllülük eğitimlerini biz üstleniyoruz.

Bizim üniversitede başlattığımız bu hareket aslında Türkiye’nin dört bir yanına yayılıyor.”

 

AKADEMİ CESARET VERİYOR

nursen-tekgoz-gonullu-akademisi-siyaset-cafe.png
Akademinin koordinasyon ekibinde görev alan ve akademi projelerine destek veren Nursen Tekgöz akademi hakkında “Toplumda gönüllülüğe boş iş olarak bakılıyor. Ama sahaya girdiğimizde çok fazla sorun gördüm. Akademi bana bu sorunlara karşı farkındalık kazandırdı ve elimi taşın altına koyma cesareti verdi. Farklı bölümlerdeki arkadaşlarla aynı amaç için bir araya gelmek de cesaret verici. Mesela Kızılayfest kapsamında Vezneciler, Beyazıt, Avcılar ve Bakırköy kampüslerinde kurduğumuz kan bağışı çadırlarında, sadece üç günde 1720 ünite kan topladık” şeklinde konuştu.

 

GÖNÜLLÜLÜK DERSİ ÇALIŞTAYI YAPTIK

hilal-cakmak-gonullu-akademisi-siyaset-cafe.png
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunlarından ve akademinin tanıtım ekibi koordinatörlerinden Hilal Çakmak, bu sene içerisinde Gönüllülük Dersi Müfredatı Çalıştayı yaptıklarına dikkat çekerek, “Türkiye’nin bütün üniversitelerinde gönüllülük dersinin içeriğinin nasıl olması gerektiğini konunun uzmanlarıyla konuştuk” diyor. 

 

GÖNÜLLÜLÜK HER ALANA YAYILMALI
Akademinin ilk mezunlarından ve akademide üç dönemdir tanıtım ekibinde görev alan İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Mühendisliği son sınıf öğrencisi Necibe Kulaç, “Ben akademiye geldikten sonra olaylara bakış açım değişti. Gönüllülüğe farklı açılardan bakabilmeyi öğrendim. Ülkemdeki gönüllülük alanında eksikliklerin olduğunun farkına vardım” yorumunu yaptı. Kulaç, gönüllülüğün sadece sosyoloji bölümüyle alakalı olmadığına, toplumdaki tüm alanlarda birleştirici bir payda sağladığına değindi. Her bölümden öğrencinin kendi alanındaki vakıf ve derneklerde profesyonel gönüllü olarak görev alması gerektiğine de vurgu yaptı.

SPONSOR ARAYIŞIMIZ VAR
Akademi mezunlarından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencilerinden Tuğba Uslu, arkadaşlarıyla oluşturdukları gönüllü projesini ise şöyle aktarıyor, “Toplumda dezavantajlı öğrencilere yönelik özel ders programı geliştirdik. Düşündüğünüz gibi video eğitim değil. Görüntülü konuşma şeklinde birebir dersten bahsediyorum. Öğretmenlerimiz üniversiteli gönüllülerden oluşuyor. Bİrkaç aydır üzerinde çalışıyoruz. Sitemizin yıllık maaliyeti ve akıllı kalemler için aşağı yukarı on bin liraya ihtiyacımız var. Bunun için sponsor arayışındayız. Gönüllülük toplumsal iyileşmeyi sağlayan şey aslında. Benim ilk baştaki motivasyonum iyilik yapmaktı ama öyle olmadığını gördüm. Aslında fayda sağlamak iyilik yapmanın çok daha üstünde.”


Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.