Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

HAKİKAT VİCDAN`ın AYNASIDIR!

HAKİKAT VİCDAN`ın AYNASIDIR!

 

HAKİKAT VİCDAN`ın AYNASIDIR! 

 

 

Geçtiğimiz günlerde Yavru Vatan KKTC`de  okuyan ATA Vatanımız Türkistan`ın Kafkasyalı çocukları,  yani Azerbaycan Türkleri bir eylem yaptılar.
 
Eylem Doğu Akdeniz Üniversitesinde  sergilenen bir tiyatro saynesinde ermeni bir oyuncunun rol amasına karşı tepkiydi.
 
Ermeni oyuncu Türkiye vatandaşı Arat Vartanyan`dı.
 
Arat Vartanyan Türkiye`de meraklıları tarafından çok okunan bir yazar ve anlaşıldığı kadarı ile siyasetlede pek ilgisi olmayan bir Türkiye vatandaşı…
 
Türkiye vatandaşı diyorum zira adam kendini azınlık kabul ediyor ve her nekadar siyasete girmese de Türkiye`de azınlık olmanın derdi ile kalemine kelimeler yükleyen bir bilinçaltı uzmanlığı görevi yapmaktadır.
 
Ve işte bu ismin üniversitelerine gelmesinden dolayı KKTC`de okuyan Azerbaycan`lı gençler tamda 24 Nisan `sahte ermeni soykırımı` iddialarının doruk yaptığı bir zamanda rahatsızlığını dile getirerek protesto yaptılar.
 
`Protestonun amacı, mahiyeti, mantığını ve doğru zamanda doğru insan mı yapıdığı? ` ayrıca tartışılacak bir durumdur.
 
Ama bu protestonun sonuçları,  KKTC`de her zaman tekrarlanan bir  iğrenç ziyniyeti yine  ortaya çıkarmış ve  gözümüzün içine sokmuştur.
 
O zihniyet kendini biraz rum, biraz yunan, biraz lüzinyan sayan ve sıkıştığı zaman Türklüğe sığınan,  kendini adanın tek varisi sayacak kadar ukala, bir okadarda cahil zihniyettir.
 
 Evet, KKTC`de Azerbaycanlı Türkler bir eylem yaptı, ama demokratik ama değildi buna oranın iç hukuk sistemi karar verecek ve eylem yapanlarda kanun karşısında bedelini ödeyecekler.
 
Kanunlar insanın toplumsal düzenini, vicdan insanın  içsel dengesini sağlar.
 
Herşeyede kanun açısından bakmak bazen başka acıların devetçisi olur.
 
Ve hakikat vicdanın aynasıdır, gelin birazda hakikat penceresinden bakalım bu olaylara!
 
Evet, bu gençler sırf adı `ermeni` olduğu için bir sanatçıyı hazmedemediler ve protesto yaptılar.
 
 Ve ertesi sabah bir kara kabusla uyandılar, gördükleri heryerde kendilerine `FAŞİST` diyorlar ve hakarete uğruyorlardı...
 
Korku cehennemi kuruluyor ve adadan sürgün edilmeyle tehtit ediliyorlardı...
 
Kimler tarafından? 
 
İşte yukarıdaki mozaik entel-danteller tarafından.
 
Kendini adanın sahibi sayan bu ucube zihniyet aynı zamanda birer hakim, birer savcı gibi hüküm veriyorlar.
 
Oysa birazcık insanlaşsalar yaşları 18 ile 24 arasında değişen bu çocuklar için duygudaşlık kurarlar, o cahilce gördükleri eylemler için `ükenin en iyi üniversitesinde eğitim gören bu cocuklar acaba neden böyle yaptılar ?` diye birazcık düşünürlerdi.

O duygudaşlığı  kuramayan   kimliksizlere bir kaç soru sorayım;
 
Siz hiç `HOCALI` diye bir yer duydunuz mu?
 
Siz dünyanın globelleştiği son çeyrek asırda acaba sırf Türk olduğu için hamile kadınların karınlarının deşilerek öldürüldüğünü duydunuz mu?
 
Siz kendi yerlerinden, yurtlarından edilen 1 milyondan fazla Azerbaycan Türk`ünün çeyrek asırdır nasıl yaşadığını, ne yiyip içtiğini, ne kadarının savaş piskolojisi ile intihar ettiğini vs.. merak ettiniz mi?
 
Veya tüm bu vahşetlerin yapan katilin bugün Ermenistan Cumhurbaşkanı olduğunu biliyormusunuz?
    
İşte  `FAŞİST` diye horladığınız, adadan `deport` ettirmek suretiyle  tehdit ettiğiniz o oçuklar bu asrın  hüzünlü evlatlarıdır.
 
Yaşları 18 ile 24 olan  bu çocukların herbirinin üzerinde son yüzyılın en acı soykırımlarından biri olan Hocalı`ın kokusu var.
 
Ve o çocuklar elbette ki,   sizin iğrenç saldırılarınıza aldırmıyorlardır.
 
Ve yine elbette ki,  bu çocukların yaşadıkları taranvadan Vartanyan sorumlu değildir. 
 
Ozaman Varyandan sahne sonunda arkadan kaçacağına gelip çocuklara `Hocalı`da  soydaşlarımın yaptıkları için dedelerim adına sizlerden  özür diliyorum ` deseydi ne kaybederdi? 
 
     
Dilerseniz bu soruya ben cevap vereyim; ertesi gün piyasadan silinirdi, hiçbir eseri okunmazdı ve ASALA tarafından öldürülüp Hırant gibi kahraman ilan edilirdi.
 
 
Size de artık `hepimiz ermeniyiz ` diye sokağa çıkardınız.
    
Evet bu çocuklara FAŞİST diyenler kim?
 
Oranın bir partisinin ve üniversitenin  yolsuzluklarla anılan sendikası.
 
Sendika başkanı ise rektör danışmanına şiddetten mahkemelik olmuş  bir antisosyal.
 
Ne diye kendilerini yırtıyorlar  bu entisosyallar?
 
”Deport edelim “, “bizim ülkemizde yabancıların protestosu kanunla yasak” diye 

Soralım ozaman Niye Yasak, Kime Yasak?
 
 
`Sizin ülkenizde`  1 Mayıs Törenlerinde Parti başkanınızın arkasında APO posteri açıp, zılgıt çekmek yasak değil de,  bu çocukların içsel tepkisi mi yasak? 
 
Sizin ülkenizde üniversitelerde kan akıtıp, Türkiye`yi geçin sırf Türk Dünyasından geldikleri için çocuklara saldıran o soysuz bölücülere her şey serbestte,  bunlara mı yasak?
 
Başkent Lefkoşe`de hemde bir üniversite sahibi tarafından himaye edilen terör örgütünün talebelerine şehitlere mevlit okutulduğu için cami basıp, kavga çıkarıp,  kan akıtanlara herşey serbestte,  bu kendi halinde tepkisini ortaya koyan çocuklara mı yasak?
 
Yoksa devletin  sınır dışı edip, sonra terör örgütlerinin korkusundan geri aldığı ve sizlerinde arkalarından hergün ağıt yaktığınız  o ayrılıkçı örgütlerle bir bağlantınız mı var ki, bu çocuklara  `FAŞİT` diyerek FAŞİSTÇE saldırıyorsunuz?
 
Elbette ki, biz bunların hepsinin cevabını biliyoruz ve sizleri vicdana değil, devletin istihbaratına ve kanunlarına havale ediyoruz.
 
Ve sizlere rağmen oradaki 300 yiğit KKTC`den vazgeçmeyecek ve  Yavru Vatan`larına daha da fazla sahip çıkacaklardır.
 
DAÜ rektörünün zihniyetini bildiğim için ona hiç bir söz söylemeyeceğim, zira bu olaylar olamadan önlemi alabilirdi ama almadı…demek ki, onunda hizmet ettiği bir yerler  var.
 
Şimdi görev oradaki Milli olan devlet yetkililerine düşmektedir.
 
KKTC`de en kısa zamanda bir `HOCALI ` abidesi dikilmelidir.
 
Hakikat vicdanın aynasıdır.
 
Vicdanınız varsa elinizi  taşın altına koyun ….vesselam 

Selçuk Düzgün 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi