İlham Aliyev`in Türkiye Seferi!
İlham Aliyev`in Türkiye Seferi!
Bu sefer göstermiştir ki, gerçekten `Bir Milletin İki Diasporası Olmaz!` ve olmayacaktır da!
Şimdi siyasi taraftarlığınızı bir kenara bırakın ve olaya şu açıdan bakın,
Bu sefer her neresinden bakarsanız bakın sonuçları itibari ile çok önemli mesajlar doğurmuştur.
Her iki cumhurbaşkanının iki ülke ilişkileri açısından orada kaydettiği görüşler, temenniler ve uygulanması gereken planlar, yapılan anlaşmalar ülkelerimizin geleceğine yönelik önemli adımlardı
En önemlisi, Antalya`da düzenlenecek olan G-20 toplantısı dolayısı ile Türkiye`nin daveti ve özel girişimleri ile Azerbaycan`ın da katılacak olması ve 24 Nisan Günü Çanakkale`ye İlham Aliyev ve dünya liderlerinin davet edilmiş olmasıdır.
Malumunuz üzere bu yıl Ermeniler dünya çapında `sözde ermeni soykırımını` yalanlarını anlatmak ve Türkiye`yi uluslararası kamuoyunda baskı altına almak için propagandalar yapmaktadırlar.
Ve bunun içinde özelikle Türkiye`de uzun yıllardır yaptıkları propaganda sonucu kendisine aydın sıfatını takan bir kitle ve terör eylemleri ile yine Türkiye`yi esir almak için sokak eylemlerinde kullandıkları PKK vardır.
`Hepimiz Ermeniyiz!` diye sokaklara çıkanlarla, PKK`lıların ve dahi uzantısı milletvekillerinin tutum, davranış, eylem ve yayınladıkları demeçler ve dahi sanal alemlere düşen resimlerine bakın iki gurup hep birbirine kardeş kardeş hareket etmektedirler.
Sözde kürt halkını temsil ettiğini söyleyen bu zevat ile ermenilerin bir arada yürümesini sorgulaması gereken bir konudur ve bunu sorgulaması gereken ise gerçek kürtlerdir.
Hele hele `Ermeniler biz katlettik` diyen BDP milletvekili Ahmet Türk`ün bu sözünü hazmeden insanlara ` kürt olarak bunu nasıl hazmediyorsunuz?` demek lazımdır.
'Yok onlar bizden değil` diyorlarsa ozaman bu tablodan şu soru net ortaya çıkmaktadır, PKK-BDP gerçekte acaba kimi temsil ediyor, kime hizmet ediyor?
Sosyal demokrasi adına buna cevap veren hümanist entelektüeller de çıkabilir ve diyebilirler ki,` hakların özgürlüğü ` dayanışmasıdır bu.
İşte bu tablo; asla sosyal demokrasinin değil düşman birliğidir.
Bakın bu ülkenin vatandaşlarına ben düşman diyorum hain demiyorum.
Zira hain başka düşman başkadır. Bunu da başka bir yazımda inşallah açacağım.
Gelelim asıl konumuza!
Türkiye`nin hem ekmeğini yiyen hem de açık düşmanı olan bu kesim aynı zamanda dünya kamuoyunda da büyük bir lobicilik faaliyeti oluşturmuş ve başarılı bir şekilde 100. Yıl sözde Ermeni Soykırımına kadar olayı getirmişlerdir.
Türkiye`de düşmanların dünya çapında lobicilikte bu kadar başarılı ve güç sahibi olmasının tek sebebi vardır.
Türk milletinin diaspora faaliyetlerine pek önem vermemesidir.
Türk milletinde bir yaradılış kaidesi vardır ki; haklı olduğu davayı, masum olduğu olayı pek anlatmayı sevmez.
Bunun iki açıklaması vardır; birincisi önemsememesi (haklıdır çünkü), ikincisi köklü millet olmasından kaynaklanmaktadır.
Ama günümüz dünyasında uluslararası kamuoyu bu denli etkili iken artık bunu bir eksiklik olarak görmemiz lazımdır.
Maalesef üzülerek söylemeliyim ki, Türkiye bu sahte yalanlarla mücadelede zayıftır, başarısızıdır.
Ama Azerbaycan bu konuda hem altyapıya sahiptir, hem ilim adamları çok güçlüdür.
Bunun sebeplerinden biri Azerbaycan`lı bilim adamları dil meselesinden dolayı Rus kaynaklarına rahat ulaşmakta, ikincisi ve belki daha önemlisi Azerbaycan devleti bu konuyu milli bir politika ile yürütmektedir.
Bu yüzdendir ki, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatı üzerine, Milli İlimler Akademisi Tarih Enstitüsü’nde görevli 30 akademisyen Azerbaycan, Rusya, Türkiye ve Avrupa arşivlerindeki belgeleri inceleyerek,
1. Dünya Savaşı’nda Doğu Anadolu bölgesinde yaşananlarla ilgili çalışmalar yapıtı ve Tarih Enstitüsünün çalışmaları sonucu üç yılda otuz yedi kitap yayınlandı.
Azerbaycanlı bilim adamları arşiv belgelerine dayanarak yaptıkları çalışmalar sonrasında, soykırım iddialarının gerçekleri yansıtmadığının ortaya belgelerle çırdılar.
Ve bu iddiaların aksine ermenilerin Doğu Anadolu ve Azerbaycan’ın farklı bölgelerinde mezalim yaptıklarının ispatladılar.
Bu ispatın en güzel delili ise; ermenilerin soykırım var dedikleri yerlerde yaptıkları araştırmalar sonucu toplu mezarlardan sadece Türk kemiklerinin çıkmasıdır.
Bu araştırmalar batılı yalancı ve riyakâr siyasetçiler ile ermeni çığırtkanların iç yüzünü ortaya çıkartmaktadır.
Buda gösteriyor ki, Türkiye`nin Azerbaycan ilim adamlarından yeterince yararlanması gerekmektedir.
Bunu yapmadığı içindir ki, bir sanatçı müsveddesinin `dandik` ve Ar-sız anlayışı pirim yapmaktadı
Evet özellikle G-20`ye Azerbaycan`ın katılması ve 24 Nisan`da İlham Aliyev`in Çannakkale`ye gidecek olması bence son yıllarda alınmış en güzel kararlardan birsidir.
Oraya Azerbaycan`ın özelikle çağrılması ise, Prag`da ermenistan cumhurbaşkanına 'Türkiye burada yoksa ben varım, ne diyeceksen bana de!' diyen ve İlham Aliyev`in tavrına destekle aynı güzellikle dünyaya `biz biriz` mesajını bir kez daha vermektir.
Türkiye ve Azerbaycan`ın birlikte ermeni ve batılı yalancılara karşı uyguladığı bu siyaset ise her defasında `Bir milletin iki diasporası olmaz` diyen İlham Aliyev`in politikalarının geldiği bir sonuçtur.
Bu sonucun kaynağı ise kısaca; Türk Milleti.
Ve kimse tabiatın çağlayan bir su gibi Türk Birliğine giden akışına direnemeyacektir.
Sonuç; Yaşasın iki ülke kardeşliği, yaşasın Turan`a giden yol…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.