AYASOFYA CAMİ VE 80 YILLIK HASRET!

Dünya mimarlık tarihinin en eski ve en güzel eserlerinden biri de İstanbul’da bulunan Ayasofya Camisi’dir. Ayasofya’nın kısaca geçmişini aktarıp benim ve  tüm Müslümanların  büyük bir beklentisini aktaracağım.

Doğu Roma İmparatorluğu’nun en büyük kilisesi olarak aynı yerde, üç defa inşa edilmiş. Kadetral olarak önem kazanmış, Bizans imparatorları  burada taç giymiş.

İlk defa, İmparator Konstantios tarafından 360 yılında inşa ettirilmiş. Dönemin patriği, sürgüne gönderildiği için çıkan halk ayaklanması sonucunda, 404 yılında yakılıp yıkılmış.

İkinci olarak, İmparator II. Theodosios tarafından 415 yılında yeniden inşa ettirilmiş. “Nika İsyanı”  olarak tanınan halk ayaklanması sonucunda, 13 Ocak 532 yılında yıkılmış.

Üçüncü ve son olarak, İmparator Justinianos tarafından yaptırılmış, 27 Aralık 537 yılında ibadete açılmış.

İnşasında kullanılan malzemeler(mermerler, sütunlar...), Kuzey Afrika, Mısır, Efes, Tarsus ve Anadolu’daki birçok antik şehirden getirilmiş.

Fatih Sultan Mehmed Han’ın 1453’te, İstanbul’u fethetmesiyle camiye çevrilmiş. Ayasofya Camisi’ne büyük önem verilmiş, binanın iç ve dış bakımı yapılmış, yeni bir medrese eklenmiş.

Mimar Sinan başta olmak üzere birçok mimar tarafından tamir edilmiş, en kapsamlısı, Sultan Abdülmecit tarafından Mimar Fossati Kardeşler’e yaptırılmış.

İslâm dünyasının en büyük hat levhaları, Hattat Kadıasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılmış ve Cami’nin iç duvarlarına asılmış. (Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin yazılı toplam sekiz adettir.)

Ayasofya Cami, 482 yıl cami olarak Osmanlıya hizmet vermiş, günde beş vakit Müslümanların ibadetgahı olmuş. Fakat, 1 Şubat 1935 tarihinde, Atatürk’ün emri ve Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilmiş. Hâlâ da müzedir.

Ayasofya’nın müzeye çevrilmesiyle ilgili birçok dedikodu, tartışma yapılmış ve efsane çıkarılmış. Günümüzde de bu tartışmalar zaman zaman şiddetini artırarak  devam etmektedir.

Ben bu tartışmaların hiçbirine girmeden, direkt asıl düşüncemi söylüyor, 1.500 yıldır ibadethane olarak kullanılan bu büyük sanat eserinin tekrar cami olmasını ve Müslümanların hizmetine açılmasını istiyorum.

Zamanın şartlarına bağlı olarak müzeye çevrilmiş olabilir ama artık kendi topraklarımızda, kendi irademizi ortaya koymalı ve bütün dünya Müslümanlarının aklından ve gönlünden geçen düşünceyi gerçekleştirmeli, Ayasofya Camisi’ne tekrar kavuşmalıyız.

Ayasofya Camisi tekrar ibadete açılmalı bugünlerdeki ifadesiyle külliyesiyle birlikte, günde beş kez mübarek ezan sesinin nağmeleriyle çınlamalı, Türklerin, Müslümanların yüreğini Allah aşkıyla doldurmalıdır.

Bütün engellerin en kısa sürede ortadan kaldırılması ve cami olarak hizmet vermesi temennisiyle tümTürklerin, Müslümanların ortak görüşünü, beklentisini yüksek sesle dillendiriyorum..

Allah’ın izniyle Ayasofya Camisi’nde namaz kılabilmeyi umut ediyorum...