Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

İmamoğlu'nun yolu: 'Çıkmaz sokak'

İmamoğlu'nun yolu: 'Çıkmaz sokak'

İstanbul’da yerel seçimler tekrar edilmiş  ve  bundan tam 1 sene önce Ekrem İmamoğlu 25 yıllık AKP saltanatını hem de 2 kere AKP’yi sandığa gömerek yerle biretmiş,tüm ülkede bir “Umut dalgası”yaratmıştı…

Hem de öyle  bir umut dalgasıydıki  bu İmamoğlu’nu bir anda muhalefet  için  “Kurtarıcı” konumuna getirmiş,hatta bazı çevreler tarafından “2.Atatürk” olarak adlandırılmış,Atatürk’ün sancağını devraldığı söylenmişti…(!)

Ne diyordu İstanbul’un başına geçen bu genç dinamik başkan “Artık cemaatlere,tarikatlara,vakıflara,derneklere hizmet dönemi bitti”,ne diyordu İmamoğlu “Kaybedecek bir dakikamız bile yok, ne diyordu büyük umut Ekrem Başkan “Yapılanların hesabını soracağız”…

İmamoğlu bunları söyledikçe muhalif kitle mest oluyor,cosştukça coşuyordu…

Ancak bir tuhaflık vardı,”Enteresan” bir şeyler oluyordu…

***

İmamoğlu daha mazbatasını alıp alamayacağı tartışmalı haldeyken İngiliz devlet kanalı BBC’nin konuğu oluyor kendisine “Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı” soruluyordu…

Dedik ya daha İstanbul’a mazbatasını alıp başkan olup olamayacağı tartışmaları devam eden İmamoğlu “Biz seçmenlerimizden İstanbul için oy aldık,inşallah İstanbul’a hizmet edeceğiz.Gündemimizde Cumhurbaşkanlığı gibi bir konu yok” demiyor “Kısmet” diyor “İstemem yan cebime koy” diyordu….

Zaten o soruya verdiği cevaptan ziyade İngiliz devlet kanalnın bu soruyu ona sorması enteresandı…Dışarıdan İmamoğlu’nun gelecekte nerede konumlandırıldığını gösteriyordu ve İmamoğlu da bunun gayet farkındaydı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra İmamoğlu ilk röportajını PKK’ya yakın RUDAW TV’ye veriyor, Kuzey Irak meselesini masaya yatırıyor AKP’ye Esad ile masaya oturmasını öneriyordu.
Hemen sonraki röportaj ise Kıbrıs Rum Kesiminden bir ajansa veriliyor İmamoğlu bu kez de Kıbrıs meselesinin bir an önce çözülmesi gerektiği konusunun üzerinde duruyordu…

Sanırdınız ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil,Cumhurbaşkanı seçilmişti kendisi…

***
Dedik ya “Enteresan” işler oluyordu gerçekten…

Seçim döneminde “Tarikatlara,cemaatlara hizmet dönemi bitti” diyen İmamoğlu seçimi kazandıktan sonra Didem Aslan Yılmaz’ın konuğu olduğu Habertürk programında “İstanbul’da çok köklü tarikatlar var,kökü yüzlerce yıllık tarikatlar var.Tarikatlar bizim geleneğimizde var ben de bazı önde gelen isimleri ile zaman zaman konuşuyorum” diyordu.

Ama yetmiyordu bu tuhaflıklar…

Memleketim bilmem neresine koyması ile meşhur en büyük yandaş holding olan Mehmet Cengiz’in Cengiz Holding’i İmamoğlu’nun ilk ziayaret ettiği büyük sermayedarlardan birisi olacaktı. Mehmet Cengiz’in kardeşi Ekrem Cengiz İmamoğlu’nu kapıda karşılayacaktı.Tarih yaprakları 7 Eylül 2019’u göseriyordu,İmamoğlu seçileli  3 ay olmuş ama maşallah milleti ile değil milletin bilmem neresi ile derdi olanlar ile kol kola girmeyi tercih etmişti…

***

Bu satırların yazarı 9 Aralık 2019’da kendi haber sitesi gazzetta9.com’da Ekrem İmamoğlu’nun siyasal islamın Türkiye’deki ilk STK’sı olan İlim Yayma Cemiyeti’nin ardılı,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Errdoğan’ın da kurucular listesinde olduğu  İlim Yayma Vakfı’nın “Tabii”“Kurucu Üyesi” olduğunun özel haberini yapıyor bu haberle Türkiye’de pek çok tartışma başlıyor,2 gün boyunca sessiz kalan İmamoğlu tarafı 11 Aralık 2019 tarihinde Murat Ongun vasıtası ile bir açıklama yaparak “Üyeliğin kendi bilgileri dışında yapıldığını ve en kısa sürede o listeden çıkılacağını” beyan ediyorlar ama bu satırların yazarı defalarca sormasına rağmen hala şu an itibariyle İlim Yayma Vakfı kurucu üye listesinden çıkmıyordu.

(Bu üyelik bir “tabi” üyelik olarak İlim Yayma Vakfı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarına otomatik olarak veriliyordu ve zaten bu satırların yazarı 9 Aralık 2019’daki haberinde bunu da belirtiyordu lakin isteyen belediye başkanı bu listeye girmeyi reddedebiliyordu.

Örneğin SHP’li Nurettin Sözen bu listeye girmeyi reddederek bu listede yer almamıştı.Ama İmamoğlu aradan geçen 8 aya ve  “en kısa sürede o listeden çıkacağız” demesine rağmen o liste içeisinde ısrarla kalmaya devam ediyordu.)

***

İmamoğlu aradan geçen 1 senede,AKP yönetiminde geçen 25 sene içerisinde milyarlarca dolar vurgunun yapıldığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tek bir yolsuzluk dosyasını dahi çıkartıp savcılığa vermiyordu.
Yani bir anlamda 25 senedir AKP’nin yaptığı vurgunları böylece “Temize çekiyor”,”İbra ediyordu…

Öyle ya tek bir savcılığığa giden dosya olmayınca AKP’liler de artık “Bakın hani yolsuzluk vardı,talan vardı demek ki biz tertemiz belediye yönetymişiz” diye konuşma hakkını kendinde bulmaya başlıyorlardı.

Oysa sadece bu satırlartın yazarı bendeniz,şimdi yazdıklarından dolayı Silivri zindanındaki arkadaşım Murat Ağırel ve meslek büyüğümüz,ustalarımızdan Çiğdem Toker’in AKP dönemi İBB yönetiminde yaşananlar ile belgeleri ile yazdıklarından dosya hazırlasa 10 dosya sunardı en az savcılığa İmamoğlu…
Ama İmamoğlu AKP için geleceğin “Başbakanını” hazırladığı 1995’te mülkiye başmüfettişlerinin raporlarına geçen Albayrak Grubu’na yeni ihaleler veriyordu…

***

İmamoğlu ilk ziyaretlerinden birisini de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar ve T3 Vakfı’na yapıyor,daha sonra kendisine sosyal medya üzerinden demediğini bırakmayacak ve “Sponsorluktan çekildiğini” açıklayacak olan Selçuk Bayraktar ile son derece samimi pozlar veriyordu…

***

“AKP seçimi yenileyerek bize çok kıymetli bir zaman kaybettirdi,kaybedecek bir dakikamız bile yok” diyen İmamoğlu seçildikten sonra yatlarda tatile gidiyor,İstanbul’u sel götürürken tatilini yarıda kesmiyor,kayak yapmaya bir tatile daha gidiyor,yaz tatilinde konser konser geziyordu…Kendi tabiri ile “Çocuklarına vakit ayırmak zorundaydı ve alışacaktık”

***

Bu arada İmamoğlu yurt dışına gidiyor Chatham House’de toplantılara katılıyor,Fransa’da en üst düzeyde ağırlanırken –Bir belediye başkanı olarak devlet başkanı ile görüştü kendisi- bir yandana da ABD kongresinin,Dünya,’da ABD propagandası yapmak ve ABD çıkarlarını yaymak için özel olarak kurduğu VOİCE OF AMERICA’ya röportajlar veriyordu (Aynı kuruluşa geçtiğimiz günlerde de Kılıçdaroğlu kritik bir röportaj verecekti)

***

İmamoğlu daha göreve seçilir seçilmez parti içi siyasete de el atıyor kurultay delegelerini dizayn etmeye başlıyor,il ziyaretleri yapıyor,İastanbul’da hizmet vermesi gerekirken başka illerde mkiting düzenliyor,o illerin il başkanları ve kurultay delegeleri ile “Özel” görüşmeler yapıyordu…

***

HDP’li belediyelere kayyum atandığında işi gücü bırakan İmamoğlu Güneydoğu turuna çıkıp kayyum atanan belediyelere destek vermeye gidiyor,eşi Dilek Hanım Selahattin Demirtaş’ın eşi ile doğum günü kutluyor,Demirtaş’ın yazarı olduğu tiyatro oyununun galasında Başak Demirtaş ile objektiflere gülümsüyordu…(Burada konu Demirtaş değil Dilek Hanım’ın ısrarla siyaset içerisinde aktif biçimde gösterilme çabasıdır)

***

İBB’de herkesin olduğu ama bir tek CHP’lilerin olmadığı atamalar ise tam anlamı ile evlere şenlik…Son olarak İBB Genel Sekreterliğine Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük batık kredisinin altında imzası olan ismi getirmek gibi bin bir garabet ile dolu bu atamaları ayrıca bir yazımda işleyeceğim zira başlı başına bir yazı konusu bu atamalar mevzusu…

***

Evet aradan tam 1 sene geçerken İstanbul’da milyarlarca dolarlık bütçesi olan İBB ile “Kendisine özgü” “İmzası sayılacak” tek bir önemli icraat yapmadı Ekrem İmamoğlu…

Açılan metro hatları gibi büyük çaplı projeler hep bir önceki dönemin devam eden projeleridir yani İmamoğlu’nun kendi projesi değildir.Tıpkı yıllar önce Murat Karayalçın’ın belediye başkanlığı döneminde neredeyse tamamı bitmiş,finansmanı hazır Ankara Metrosu’nun kurdelesini kesip on yıllarca “Ankara’ya metroyu getirdim” cakası satan Gökçek’in yaptığı işin aynısıdır İmamoğlu’nun yaptığı.

Sakın kimse “Ama süt dağıttı,kreş açtı” demesin zira bunlar milyardolarlık bütçee sahip bir megakent için devede kulak,daire başkanlarının dahi yapabileceği işlerdir.

Kimse artık “Ama biraz geç başladı” bahanesine sığınmasın tam 1 sene geçti aradan…

Kimse “Ama belediye meclisinde çalıştırmıyorlar” diye yakınmasın Ankara’da da,Adana’da da durum aynı ama bu iller paşalar gibi çalışıyor hizmet üretiyor…

Kimse “Ama İstanbul ile Ankara,Adana bir mi?” demesin sadece Ankara 25 yıllık AKP yönetiminde yaklaşık 75 milyar dolar bütçe kullanmış,Türkiye’nin Başkenti olan bir şehirdir öyle taşra falan değildir ve gayet de güzel kıyaslanır İstanbul ile… Hatta Ankara belediye gelir kalemlerinin İstanbul’daki gibi sanayi bölgelerine,yüksek cirolu şirketlere,büyük sermayenin kentte olmayışına bakılarak İstanbul’a nazaran daha da dezavantajlı konumdadır.

Kimse “Ama İmamoğlu AKP ile dengeleri gözetmek zorunda” edebiyatı da yapmasın zira diğer Büyükşehir Belediye Başkanları AKP’nin gizli üyesi de bir tek İmamoğlu mu AKP tarafından CHP’den seçildi diye kendisine takoz konulmak istenen kişi?

Ve hele hele kimse “Aman kol kırılsın yen içinde kalsın eleştirmeyelim,AKP’ye koz vermeyelim” falan hiç demesin.Yanlışın partisi olmaz,kendi partinizde dahi olsa yanlışa yanlış diyebilmektir asıl erdemlilik ve ilkelilik.Bunun aksini yapmak ise AKP yaparken eleştirdiğimiz şeyleri kendimiz yapınca görmezden gelmektir ki bunun adı da iki yüzlülükten başka bir şey değildir.

***

Bu satırların yazarı İmamoğlu’nun lansman toplantısında “İstanbul Ankara’dan yönetilemez ayrı bir kent Anayasası yapacağız” dediği andan itibaren “Rezervim var” diyen,mazbatasını aldığı gün  Twitter’da yazdığı “SAMİMİYET” Mİ PROJE Mİ BÜYÜK SORU:EKREM İMAMOĞLU floodu ile Türkiye’de İmamoğlu’na herkes 2.Atatürk muamelesi yaparken rüzgara karşı ilk eleştiri yazsısını kaleme alan,yine Twitter’da kaleme aldığı FOTOKOPİ MAKİNESİ yazısı ile İmamoğlu-Erdoğan arasındaki “Tesadüfü” çoktan aşan aşırı benzerliği ve aynı elden yazılmış hikayeyi kaleme alan kişi olarak o zamanlar sosyal medyada linç edilirken  “Sen haklıymışsın,haklı çıktın özür dilerim” diye şimdilerde yüzlerce mesaj alan bir kişi olarak vicdanen rahattır.

Üzüldüğüm tek nokta ise bu yazıları ta o zaman kaleme aldığımda kendime yanılma payı bırakarak “İnşallah ben yanılırım” demiş olmama rağmen yanılmamış olmamdır.

***

Evet aradan 1 sene geçmiştir ve İmamoğlu bu ilk sene itibariyle açık ve net  biçimde sınıfta kalmıştır.
İmamoğlu’nun attığı farkı 2.seçimdeki 800 bin fark olarak baz alanlar çok yanılmaktadır.

İmamoğlu 2.seçimde kendisine yapılan haksızlığa tepki duyan AKP tabanından da,MHP tabanından da oy almış,bu oylara bir de ilk seçimde sandığa gitmeyenlerin bir umudun belirmesi ile sandığa giderek verdiği oylar eklenmiştir ve o 800 bin fark öyle ortaya çıkmıştır.

Bu ilk seçim ile 2.seçim arasında ilçelerdeki oy oranı farklarından da açıkça bellidir.

İmamoğlu için baz alınacak rakam ilk mseçimde attığı 13 bin farktır ve bu Pazar seçim olsa İmamoğlu o 13 bin farkı dahi atmakta zorlanacak haldedir.
O halde bu saatten sonra Ekrem İmamoğlu bir an önce Cumhurbaşkanlığı hayallerinden uyanarak asli işi ile meşgul olmalıdır.

Zira Erdoğan’ın kendisini iktidara taşıyan hikayesini İstanbul  başlatmıştır ama sevin sevmeyin,beğenin beğenmeyin Erdoğan İstanbul’da bir “Başarı hikayesi” yazmıştır.

Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı noktasında tabii ki bunu düşünebilir,bunu isteyebilir ve bir siyasetçi için de bu hedefler gayet normaldir.

Ancak İmamoğlu bilmelidir ki İstanbul’da bir başarı hikayesi yazamadığı müddetçe Cumhurbaşkanlığı yolu kendisine açılmayacak,gün geçtikçe kredisi daha da tükenecektir.

Aslolan hizmettir Sayın İmamoğlu,PR sizi bir yere kadar idare eder sonrasında ise acı gerçekler ile karşı karşıya kaldığınızda ise iş işten geçmiş olur.

Ve bir de bakmışsınız büyük şaşalar ile girdiğiniz 8 şeritli otoban yol “Çıkmaz sokağa” dönmüş yanınızda da kimse kalmamış…Siyaset dünyasının tozlu rafları böyle parlak başlayıp,trajedi ile biten çok fazla örnekle dolu.
Bizden söylemesi…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Celal Eren ÇELİK Arşivi