İsmail Hakkı PEKİN

İsmail Hakkı PEKİN

ABD-İran arasında olanlar hangi stratejinin uygulanması?

ABD-İran arasında olanlar hangi stratejinin uygulanması?

Herhalde ABD- Iran arasında yaşanan gerilimleri tesadüfen oluşmuş olaylar olarak görmek gibi bir yanılgının içinde değiliz.

ABD, Çin ve Rusya arasında küresel mücadelenin sürdüğünü ve bu mücadelenin hem bölgemizi hem de ülkemizi ilgilendiren
sratejilerin hedefi olduğunun da farkındayız

ABD’nin Çinin önünü kesmek için, onun enerji ve kıymetli madenlere ve pazarlara ulaşmasını önleyecek tedbirleri hem siyası hem de askeri olarak
aldığını da net olarak gözlemliyoruz.

Yine Çin’in söz konusu engellemeyi aşmak için uygulamaya koyduğu bir kuşak bir yol projesini akamete uğratmak için ABD’nin çatışma ve iç savaşlara destek verdiğini de biliyoruz.

İran’da olup bitenleri, ABD ile İran arasındaki olayları anlamamamızın yukarıda çizdiğim çerçeve içinde yerine oturacağını düşündüm.

Tabii ilk paragrafta belirttiğim hususların üzerine ABD’nin BOP projesi kapsamında bölgemizdeki ülkelerin bölünmesi konusundaki devam eden stratejisi ve bu stratejinin uygulanması sonucunda ortaya çıkan durum içler acısı ve tam bir felaket olarak nitelenebilir.

İşte ABD bu kapsamda İran’ı da tedricen zayıflatarak Çin’in körfez bölgesi ve Orta Asya’ya el atmasını önlemeye çalışıyor.

Son olaylar ABD’nin İran ile ilgili projesini yürürlüğe koyduğunu gösteriyor.

Niye tedricen?

Çünkü İran bölgede çok etkili bir ülke.

Afganistan, Pakistan,Irak, Suriye, Lübnan,Kafkaslar, Orta Asya ülkelerin, Hazar Havzası, Körfez bölgesi vb. ülkerdeki İran etkinliği tartışılmaz. İran’ın birden zayıflaması ya da parçlanması bölgede büyük bir güç boşluğu
yaratır ve bölgede kontrol edilemeyecek terör faaliyetlerine ve
kaosa neden olur.

Peki İran’nın bu güce ulaşmasında ve önünün açılmasında
asıl rol oynayan kim?

Tabii ki ABD.

İran ile iş birliği yaparak hem İran’ın güçlenmesini sağlayan, bu şekilde bölgeyi kendine göre dizayn etmeye çalışan hem de İran’ın güçlenmesini kullanarak onu bölge ülkelerine tehdit olarak gösterenin de ABD olduğu
biliyoruz.

O hal de ne oldu da ABD şimdi İran hakkındaki planını uygulamaya koydu.

Çünkü İran’ı yaptırımlar ile anlaşma masasına çekemeyecekti.

Kastettiğim ABD’nin çekildiği ve yeniden düzenleyelim dediği nükleer anlaşmadır.

Böylece yeni yapılacak anlaşma ile İran’ın elini kolunu bağlayıp onu biraz daha yalnızlığa itmek ve içerde karışıklıklara yol açmak gibi stratejileri var.

İşte Kasım Süleymani’nin suikastinin amacı buydu.

Yani söz konusu suikastin amaçlarından biri de İran içindeki dengeleri
hedef almaktır.

Şahin kanadın etkisinin artması ve muhafazakarların iktidara gelmesi ( Cumhurbaşkanı Ruhani reformcu kanattandır)ve reform isteyen halkla çatışmaların büyümesi, rejime olan güvenin ortadan kalkması ve İran’ın
kargaşa içine itilmesi sağlanacaktır.

İran’ın ABD’ye verdiği cevap ONUN Irak’taki iki üssüne attığı 16 adet kısa menzilli füzedir. ABD’nin önceden haberi olduğu için personel zayiatı olmamış ancak İran’ın attığı füzeler istenilen yerlere düşmüş ve İtan hassas vuruş yeteneği konusunda ne kadar ilerleme kaydettiğini ABD ve dünyaya
göstermiştir.

İran’ın amacı ABD’li askerleri öldürüp savaş çıkarmak ya da ABD’nin çok daha güçlü karılık vermesini sağlamak değil hem kamuoyunu tatmin etmek hem de ABD’ye hassas vuruş yeteneğini göstererek ne kadar tehlikeli olduğunu göstermekti.

Füze atışları öncesi, sonrası ve sonrasında İran’ın yaptığı hata Ukrayna yolcu uçağının düşürülmesine ve 176 kişinin ölümüne neden oldu. En azından bir notam yayımlanarak sivil hava trafiği bir süre için yasaklanabilirdi.Çünkü İran füze taarruzu sonucunda ABD’den bir hava saldırısı bekliyordu ve hava
savunma sistemlerini alarm durumuna geçirmişti.

Böyle bir ortamda sivil hava trafiğinin devamı çok riskliydi.

Elde edilen bilgilerden uçağı düşüren füzeyi kısa menzilli olduğu anlaşılıyor.
Tabii söz konusu füzeyi ateşleyenin, emri verenin kim olduğu,neden uçuşa yasak bölge ilan edilmediği, elektronik harp ve elektronik karıştırmaya maruz kalınıp kalınmadığı, radarlardan nasıl bir görüntü alındığı sorulmalıdır.

Balistik ve hava savunma füzeleri Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri Komutanlığına, Uçaklar ise konvansiyonel ordunun hava kuvvetleri komutanlığına bağlıdır. Buradan kaynaklanan emir komuta birliği sorunu olup olmadığı da incelenmelidir.

Sivil havacılık ve silahlı kuvvetler arasındaki koordinasyon konusu da
önemlidir. Sonuçta tetiği çeken veya bu konuda emir veren kişiye hata yaptırılmıştır. Yani bu konuda kasıt olması şart değildir oluşan ve/veya oluşturulan şartlar çok vahim bir hatanın yapılmasına yol açmıştır. Ayrıca bu durum ülkede tam da ABD’in istediği protesto ve karışıklıklara yol açtığı gibi halkın devlete olan güvenini de azaltmıştır. Yine bu olay İran’ın yalnızlığa itilmesinin de önünü açabilir.

Son söz olarak ders almamız gereken vahim bir olay olduğunu belirtmeliyim.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Hakkı PEKİN Arşivi