Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

Kılıçdaroğlu'nun "Ambalajları"

Kılıçdaroğlu'nun "Ambalajları"

Prof. Dr. İhsan Kahraman…

Kendisi AKP’nin “Fetvacısı”, Yeni Şafak Gazetesi’ndeki köşesinde neyin şehvet uyandırıp neyin uyandırmayacağı konusunda fetvalar veren, olarak da AKP’nin “Parti müftülüğü” görevini icra eden, AKP’nin içerisindeki “Radikal İslamcı” kanadın konsolide edilmesi konusunda önemli bir görev verilen Hayrettin Karaman’ın oğlu olurlar…

Tabii böyle bir ismin oğlu olunca “Jet hızı ile yükselme” de kaçınılmaz oluyor ve Prof. Dr. İhsan Kahraman da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2014 yılında Medeniyet Üniversitesi’ne rektör olarak atanıyor…

Prof. Dr. İhsan Kahraman’ın Medeniyet Üniversitesi dönemindeki rektörlüğü de tam bir fecaat ve üniversiteye verdiği zarar ve ardında bıraktığı enkaz bugün dahi bizzat okulun mezunları tarafından pek çok sosyal medya mecrasında dile getirilmekte…

***

Fatma Bostan Ünsal…

Kendisi AKP’nin 64 kurucu üyesinden birisi ve eski MKYK Üyesi, Genel Başkan Yardımcısı…

Kendisi 2001 yılında FETÖ’nün ABD’de en fazla mali yardımda bulunduğu üniversite olan Gerorgetown Üniversitesi bünyesinde bulunan İslam-Hristiyan Araştırma Merkezi’nde misafir öğretim üyesi. Bu merkezin başında John Lee Esposito var ve Esposito FETÖ’nün yurtdışı STK’larının en önemlilerinden birisi olan RUMİ FORUM’un yetkilisi…

Yine bu John Lee Esposito’nun 2001’lerdeki en yakınında olan isim İbrahim Kalın. Hatta Esposito ve Kalın’ın ortaklaşa kaleme aldıkları İSLAMOFOBİ adında bir de kitapları var…

Türban konusunda 2010 yılında Erdoğan’a “İktidara geleli 8 yıl oldu. Hala türban yasağını kaldırmadınız, bir adım atmayacaksanız ben siyasi pozisyonumu değiştireceğim” diyecek kadar hassas bir isim aynı zamanda da “Aktivist”…

Tabii aktivist olması normal,zira Fatma Bostan Ünsal’ın kocası eski AKP Adıyaman Milletvekili ve MAZLUMDER’in eski genel başkanı Ahmet Faruk Ünsal…

***

Prof. Dr. Harun Cansız…

Harun Cansız akademik camiada AKP ve özellikle de Abdullah Gül’e olan yakınlığı ile bilinen bir isim… Zaten bu yakınlık ve Gül’ün kendisine duyduğu yüksek “Güven” nedeni ile 2010 yılında Abdullah Gül tarafından YÖK Genel Kurul Üyeliği görevine “Bakanlar Kurulu” kontenjanından atanıyor kendisi…

Prof. Dr. Harun Cansız’ın ismini kamuoyunun ilk kez duyması ise “TÜRBANA ÖZGÜRLÜK BİLDİRİSİNE” imza atan akademisyenlerden birisi olarak duymuştu.

Cansız aynı zamanda YERYÜZÜ DOKTORLARI DERNEĞİ’nin de aktif bir üyesi, eski AKP Milletvekili Süleyman Gündüz ile birlikte bu dernek adına Filistin’de sağlık çalışmaları yaptı bir dönem…

YERYÜZÜ DOKTORLARI DERNEĞİ ise Ahmet Davutoğlu’na yakınlığı ile bilinen bir STK…

***

Mehmet Şahin…

AKP’nin sendikal hayattaki “Arka bahçesi” olan, “Onursal Genel Başkanı” SOROS’un danışmanı “Purolu Sendika Başkanı” Salim Uslu’nun eski AKP Milletvekili olduğu HAK-İŞ Konfederasyonu’nun Genel Başkan Yardımcısı…

***

Avukat Gülçin Avşar…

Kendisi DEVA PARTİSİ “KURUCULAR KURULU” üyesi…

Kendisi SOROS’un finanse ettiği TESEV için raporlar kaleme alan bir hanımefendi…2013 yılında TESEV için yazmış olduğu “FAİLİ MEÇHULLER VE KAYIPLAR” raporu ise “Başyapıtı…

Sayın Avşar’ın uzmanlık alanı ise Kürt sorunu ve “Açılım”…

***

Göktürk İnan… Tam adı ile Ahmet Göktürk İnan…

Kendisi Kaz Dağları’nda o dönem Erbakan’ın lideri olduğu MSP’nin gençlik yapılanması olan Akıncılar’ın Kaz Dağları’ndaki “Akıncılar Kampı”nda Ahmet Davutoğlu ve Murat Ülker ile birlikte 1979 yılında dini eğitim alan bir zat-ı muhterem…

İlerleyen yıllarda da bu isimler ile ve pek tabi AKP ile ilişkisini hiç kesmiyor…

Önce Numan Kurtulmuş’ın basın danışmanlığı görevini üstleniyor…

Arkasından ise kendisi AKP tarafından Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü yapılıyor…

***

İzzet Akyol

Malumunuz Ergenekon-Balyoz “KUMPAS” süreçleri NOKTA DERGİSİ’nde Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen “Darbe günlüklerinin yayınlanması” ile başlamıştı…

Bu derginin Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş daha sonraları "Darbecilerle mücadele için hukukun geri plana atılabileceğini", "Delillerin sahteliğini kanıtlamanın darbecilik olduğunu" ifade ederek müthiş vecizelere (!) imza atacaktı… Aynı Alper Görmüş FETÖ’nün meşhur Abant Toplantılarının da katılımcısıydı…

Şimdi o Alper Görmüş bir dergi çıkartmakta: SERBESTİYET

Bu dergide yol arkadaşları ise “Yetmez ama evet”çi Oral Çalışlar, 42 yıllık tüm devrimci kimliği ve eserlerini tek kalemde “Onları hatırlamak dahi istemiyorum” diyerek sıfırlayarak reddeden ve reddiye yazan Halil Berktay gibi isimler…

Ha bir de işte İzzet Akyol da bu derginin önemli yazarlarından…

***

İlyas Buzgan…

“DİNDAR KÜRTLER” kavramını ortaya atarak tartışan ve bununla da kalmayarak “Dindar Kürtleri” temsil ettiği belirtilen “Hakkı Savunanlar Platformu”nun başkanı kendisi…

Mütedeyyin Kürtlerin CHP’yi denemeyi düşünebileceğini ifade eden 2015 sonrasında özgürlük endişelerinin bulunduğunu söyleyen, ”Açılım sürecinin yanlış kurgulandığı” tespitini yapan bir kişilik İlyas Buzgan.

***

Şimdi diyeceksiniz ki sen bu kadar ismi neden yazdın?

Efendim işte bu isimlerin hepsini derledi, topladı İBB Halkla İlişkiler Koordinatörü Ümit Kaya organize edip bir araya getirdi… Bu isimler AHMET HOCA ENSTİTÜSÜ adı altında organize olmuş durumdalar…

Aynı Ümit Kaya Mehmet Bekaroğlu’na yakınlığı ile bilinen hatta Bekaroğlu’nun danışmanlığını yaptığı ifade edilen bir isim. Gerçi kendisi Twitter’daki “Dr.Kulis Kuşu” hesabından yaptığı paylaşımlar nedeni ile göz altına alındığında Bekaroğlu kendisini tanıdığını fakat danışmanı olmadığını belirterek anında “İlişkim yok, çok da tanımam aslında” moduna geçiş yapmıştı ama bu olay kendisi için hayırlı oldu bir anda jet hızı ile İBB Halkla İlişkiler Koordinatörü oldu…

Ama gördüğünüz gibi Ümit Kaya “Halkla İlişkileri” değil, “Muhafazakar” kesimin önde gelen kesimleri ile “İlişkileri” koordine ediyor…

Kimin için sağlanıyor bu “Koordinasyon” peki? Pek tabii ki Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi “Yeni dostlarını” pek bir seven, onlara toz kondurmayan, Babacan’ı “Siyasetin yeni yıldızı” ilan edip Davutoğlu’na “Memleket için yararları hizmetleri olmuştur” payesini vererek bu memlekete verdikleri zararları “TEMİZE ÇEKEN” “Çakma Sağ” “Çakma Muhafazakarlık “sevdalısı, partiyi siyaseten sağa açma politikası 9 seçim kaybederek iflas etmesine rağmen hala bundan vazgeçmeyen zira derdi seçim kazanmak olmayan Kemal Kılıçdaroğlu için…

Evet CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu saydığım isimler ile dün bir araya geldi bir ZOOM toplantısı ile…

Kılıçdaroğlu toplantıda diyor ki “Siz kendinize muhafazakar diyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Asıl muhafazakar olan CHP, çünkü değişime direniyor' diyorum. Bir eleştiri varsa o eleştiriye kaynak olan bir uygulama veya bir söz vardır. Bu eleştiriye karşılık önce CHP'nin oturup kendine bakması lazım. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP'dir.”

Yani Kılıçdaroğlu diyor ki 10 senede partiyi öyle bir hale getirdim, içini siyaseten öyle b ir boşalttım ki CHP tanınmaz hale geldi, bu “Değiştirme dönüştürme işini uzmanı benim” diyor. Bizden korkmanıza gerek yok zira benim sayemde CHP’de size benzedi” diyor işin Türkçesi…

Bunu söylerken de “Herkesi kucaklama” adı altında bunu ambalajlıyor… Tabii ne de olsa kendi laik, kemalist, sol hassasiyetleri olan tabanı “Çantada keklik” ne de olsa, ne de olsa bu taban “Tıpış tıpış oy vermeye gider”…

***

Kemal Bey 2-3 puan oy kapacağım diye adı muhafazakar, sözde “Yeni” özde ise hala 28 Şubat üzerinden, Başörtüsü üzerinden mağdur edebiyatı yapıp asli ajandası hiç değişmeyen “Dostları” na mavi boncuk dağıtmaya çalışıyor ve partinin asli tabanına da dönüp “Herkesi kucaklayalım” diye bir ambalaj “Satıyor”

Peki o zaman Kemal Bey’e soralım…

“Hadi bize döndünüz muhafazakar dostlarınız ile olan bu pek samimi muhabbetinizi “Herkesi kucaklama” ambalajı ile sattınız…

Bu muhafazakar “dostlarınıza” dönüp 2017 yılında CHP Genel Merkezi’nde makam odanızda Tuncay Özkan ile birlikte ağırladığınız, ellerinden çiçekler alıp objektiflere birlikte gülücükler saçtığınız ve bugün her birisi 8’er yıl hapis cezası almış olan Adnan Oktar’ın “ÜST DÜZEY KEDİCİKLERİ” olan Ayşe Pınar Akkaş, Aslı Hantal ve ve pişmanlık yasasından yararlanarak itirafçı olan Ayça Pars ile olan fotoğrafınızı nasıl izah edecek, bu fotoğrafı ne ile ambalajlayacaksınız”

Ya da bu “ÜST DÜZEY KEDİCİKLER” ile hangi danışmanınızın, nasıl iletişim halinde olduğunu, bu danışmanınızın bu “ÜST DÜZEY KEDİCİKLERİN” Adnan Oktar’a ilettiği bilgilendirme notlarında “Adnan Oktar Davası dosyasındaki belgelere göre” sizin Adnan Oktar yapılanmasına karşı “Olumlu” baktığınızı nasıl söylediğini bizlere anlatmasanız da o muhafazakar arkadaşlarınıza anlatacak mısınız? Anlatacaksanız nasıl anlatacaksınız?

 

celal-eren-kilicdaroglunun-ambalajlari-siyasetcafe.JPG

 

***

İşte tam da bu nedenle sevgili okurlar, Kılıçdaroğlu’nun stratejisi falan yoktur.

Var olan Kılıçdaroğlu’nun sadece laik, Kemalist ve sol değerlere kapalı,onları CHP’den tasfiye ederken,partiyi doldurduğu SOROS’çu, etnik-mezhepsel siyasetçi, Cumhuriyet ile derdi olan 2.cumhuriyetçi,yetmez ama evetçi liberaller ve pek tabii Atatürk alerjisi olan sağcı kadrolar ile bilinçli ve sistematik şekilde partiyi ideolojik hattından kopartıp sağa doğru savrulmasıdır…

Kimse kendisini kandırmasın, kimse kendisini aldatmasın.

Olay bu kadar açık ve nettir…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Celal Eren ÇELİK Arşivi