Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

ÖZGECAN`ın KATİLİ, SUÇ VE CEZA!

ÖZGECAN`ın KATİLİ, SUÇ VE CEZA!

ÖZGECAN`ın KATİLİ, SUÇ VE CEZA!


Özgecan`ın katili öldürüldü ve çok rahatladık

 

Peki Nasıl öldürüldü?

 

Başka birinin katilliğiyle…

 

Şimdi ben Özgecan`ın katilinin öldüğüne mi sevineyim, yoksa adaletin suçlu diye içeri tıktığımız şahıslar tarafından sağlanmaya çalışılmasına mı üzüleyim?


Bu soruma bir `virgül koyup konuya şöyle devam edeyim…

 

Ülkemiz de hergün tacizler, tecavüzle, ölümlerle ilgili haberleri izliyor ülkemiz ve milletimiz adına “nereye gidiyoruz?” diyerek kahroluyoruz…

 

“Nasıl Türküz, Nasıl Müslümanız?” diyerek kendi yiyoruz…


Peki bu durum sadece bizim ülkemizde mi var?

Gelin dünyanın en ileri, en medeni devletlerinde bu iş nasıl size birkaç rakamla, insanlık adına üzülerek ve birleşmiş milletler verilerine göre örnekler vereyim;

 

-İngiltere'de her sene, 200 kadından biri tecavüze uğruyor

 

- ABD'de senede 80.000 çocuk cinsel istismara maruz kalıyor.

 

-Fransa'da her sene 75.000 kadına tecavüz ediliyor.

 

-325.000 nüfuslu İzlanda'da ise senede 60'dan fazla kadına tecavüz ediliyor.

 

Bakınız "gelişmiş", "eğitimli", "medeni", "özgür" dediğimiz ülkelerde de bu işin tablosu böyle.

 

Peki siz hiç bizdeki gibi haberlerde sık sık bu olayları duydunuz mu?

Hayır duyamazsınız.

 

Bu ülkeler bu olayların sadece sonuçlarını veriler, idam veya ağır ceza şeklinde.

 

Bizim gibi Ortadoğu ülkelerinde ise suç oranı yukarıdakilerden en az 3-4 katı daha yüksek, bununla doğru orantıda suçluyla mücadele daha zayıftır.

 

Peki neden?

 

Çok basit adalet sisteminden!

 

Bir ülkede adalet ne kadar düzgünse, halk adalete güveniyorsa, suça karşı ceza yaptırımı ne kadar güçlü ise, bu sistemin  sonuçları daha huzurlu bir toplum yaratıyor.

 

Kimse bana ` aman efendim eğitim, din, ahlak falan ` demesin…

 

Bunlar elbette insanlık için olmazsa olmazlarımız ama adam antisosyal, pedofili vs… yaratılmışsa bunun neyini eğiteceksin, neyine merhamet göstereceksin.

 

Bilim hastalıkları tek tek ortaya koyarken, sen eğitilmesi mümkün olmayan hastalıkları nasıl düzelteceksin.

 

Eğitim oranlarının bizden kat kat yüksek olduğu "muasır medeniyet"lerdeki istatistikler, tecavüz meselesinin kökünde eğitimsizliğin olmadığını yüzümüze açık açık vuruyor.

 

Demek ki ahlaksızlık gelişmiş veya geri kalmış ülke tanımıyor.

 

Ahlaksızlık suç ve ceza tanıyor.

 

İşte burada direk ortaya suç ve ceza giriyor.

 

Ceza ne kadar caydırıcı ise, suç oranı o derece azalıyor.

 

Gelin size dünyanın en düşük suç oranına sahip ülkesi Singapur`dan bahsedeyim.

 

Singapur'da senede her 1000 kişiden 4'ü cinayete kurban gidiyor.

 

Peki Singapur'lu insanlar daha mı eğitimli? Daha mı "medeni"? Elbette  değil.

 

Singapur`da suçun cezasını devlet verir ve çok sert verir.

 

5.5 milyonluk Singapur'da geçen sene 2.012 kişi idam edilmiş.

 

Yani Singapur'daki vatandaş şunu gayet iyi biliyor: Bir suç işlerse, anasından emdiği sütü burnundan getirirler.

 

Sorabilirsiniz bizim cezalar Singapur`dan daha mı ağır olsun, yılda en az 2000 insan idam mı edilsin?

 

Açık söylemek gerekirse, böyle olacağına, devlete karşı  eline silahı alanın, tecavüz edenin, çocuklara sarkıntılık yapanın idam edilmesini tercih ederim.

 

Yani eğer ortada bir suç varsa bunun cezasını mutlak devlet vermeli ve kısasını devlet kesmeli.

 

Zira devlet demek yeryüzün de adalet dağıtan en güçlü mekanizma demektir.

 

Bunu hakkı ile yaparsa güçlü ve adil, yapamasa zalim ve gaddar olur.

 

Neden adaleti devlet sağlamalıdır?

 

Çok basit, işlenen bir suçun intikamsal devamı gelmesin diye.

 

Örneğin; benim çocuğuma biri hata yapsa bunun karşılığını ceza kanunlarımıza da yeterince bulamazsa, bireysel kısas hakkım beni tetikler ve yeni bir suçlu olurum.

 

Nitekim toplumumuzda birçok kan davası, intikam kavgaları hep bu yüzdendir.

 

Bir de işin terör boyutu vardır ki, bu daha ağırdır.

Kardeşimi askere gönderip şehit verirsem ben kimden hesap soracağım?

 

Tabi ki o cinayeti işleyenlerin siyasi uzantılarından.

 

Buda ayrıca toplumsal bir karışıklık sağlamıyor mu?

 

Ayrıca devletin mutlak otoritesinin olmadığı, adaletini çalıştırmadığı yerde başka adalet örgütleri ortaya çıkar.

 

İşte yukarıda sorusunu sorduğum soruda bu kanayan yaramızı anlatmaya yöneliktir.

 

Eminim Özgecan`ın katilinin ölmesine hiç kimse üzülmemiştir.

 

Ama bu ölüm ülkemizde adalet mekanizmasındaki çarpıklığı çok net ortaya koymuştur.

 

Herkes kendi adaletini sağlayacaksa ne olur?

 

Avrupa Birliği Bakanı bile, Özgecan'ın babasının yerinde olsa silahı çekip katili kendi elleriyle öldüreceğini söylemişti.

Yani bu mudur devlet?

 

Bir katili öldürmek için başka bir katil yaratan adalet sistemi kendi ayağına kurşun sıkmaktadır.

Adaleti cezaevlerinden sağlayan devlet, uçuruma gitmektedir.

 

Bu vakıaların olmaması için, bir katili öldürmek için başka bir katil yaratmamak için en sert kanunlar gelmeli ve özelikle bu tür sapıklara İDAM cezası gelmelidir.

 

Aslında işin özeti şudur: Adaletin kestiği parmak acımaz.

 

Özgecan`ın katilinin ölmesi yüreğimize su serpse de, devletin sorması gereken hesabı başkalarının sorması geleceğe yönelik bizleri düşündürmekte ve içimizi acıtmaktadır…vesselam


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi