Şehzade Mustafa nasıl öldü?
Tahta en yakın isimken boğdurularak öldürülen Şehzade Mustafa gerçekten Hürrem Sultan'ın tuzakları yüzünden mi boğduruldu? MEB Tarih danışmanı ve ödüllü Tarihçi yazar Yavuz Bahadıroğlu anlatıyor
KANUNİ'NİN SON YILLARI...
Yıl 1553... Kanuni’nin son yılları (6/7 Eylül 1566’da ölüyor)... (Kanuni İran'a sefer hazırlığında iken)
Tam da o günlerde oğlu Şehzade Mustafa Bey’in Safevi Şah’ı Tahmasb’a yazdığı mektuplar önüne konuyor... Bazı tarihçiler tarafından temkinle karşılanan bu mektuplar, Mustafa Bey tarafından farklı zamanlarda yazılmıştır, ama içeriği yaklaşık olarak aynıdır...
MUSTAFA'NIN MEKTUPLARINDA NE VARDI?
Mektuplarında Şehzade Mustafa, babasının artık yaşlandığından bahisle, atalarının tahtına oturma sırasının kendisinde olduğunu savunuyor ve bu konuda Safevi Şahı’ndan yardım istiyor.
KENDİSİNE TUĞRA ÇEKTİRDİ
Kanuni önce inanmıyor: “Oğulcuğum böyle şey yapmaz, babasına komplo kurmaz!..” şeklinde isyan ediyor ama tümü oğlunun mührüyle mühürlenmiştir... Ayrıca daha önce ifade ettiğim gibi, Şehzade Mustafa kendisine hakkı olmadığı halde “tuğra” çektirmiştir. Bu apaçık bir isyandır. Töreye göre bu, saltanatını ilân etmesinden farksızdır.
YA DEVLET YA OĞUL SEÇİMİ
Devletin bir iç savaşa sürüklenmesi ihtimali Kanuni’nin tüylerini diken diken ediyor... Uykularını kaçırıyor... Stresten hastalanıyor.
Kanuni, yol ayrımındadır artık: Ya devleti ya da oğlunu tercih edecektir... Üstündeki büyük sorumluluk sebebiyle devleti tercih ediyor.
MUSTAFA KONYA'YA ÇAĞRILIR
MUSTAFA KONYA'YA ÇAĞRILIR
Amasya’da valilik yapan oğlu Şehzade Mustafa’yı Konya’ya çağırıyor... Kendisi de 1553 yılı baharında ordusuyla birlikte Konya Ovası’na gidiyor.
KILICINI ÇIKAR!
KILICINI ÇIKAR!
Oğlu Şehzade Mustafa’yı otağına alıyor. Mustafa, Otağı Hümayun’un kapısında durduruluyor. Kılıcını çıkarması, huzura silahsız girmesi isteniyor... Oysa daha önceki uygulamalarda şehzadeler silahları ile huzura kabul olunurdu. Kuşkulansa bile yapacak bir şeyi yoktur.
GÖZLERİNE BAKMIYOR
GÖZLERİNE BAKMIYOR
Kanuni, elini öptürüyor. Oğlunun gözlerine bakamıyor. Zar zor hatırını soruyor. Sonra da “istirahat” etmesi için çadırına uğurluyor.
Bu son görüşmeleridir... Kuşkusuz baba yüreği kanıyor! Ama onun da yapacağı bir şey yoktur: Çünkü bu yola “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe” denilerek çıkılıyor.
7 DİLSİZ CELLAT SALDIRIYOR
7 DİLSİZ CELLAT SALDIRIYOR
Mustafa Bey huzurdan başı önünde çıkıyor. Babasındaki tuhaflığı fark etmiştir. Kendi çadırına yöneliyor. Çadırına girer girmez, yedi dilsiz cellât aynı anda üzerine çullanıyor. Şehzade Mustafa, cellâtlara direniyor. Onları dağıtıyor da, lakin nereden çıktığı belli ünlü cellât Zal Mahmut Ağa elinde balta ile saldırıyor.
YAY KİRİŞİ İLE BOĞULMASI
YAY KİRİŞİ İLE BOĞULMASI
Nutku tutuluyor adeta Mustafa Bey’in: Çünkü Zal Mahmut, onun sarayda iken sık sık görüştüğü en yakın arkadaşları arasındadır.
Elindeki baltayı savuruyor. İsabet alan Mustafa Bey yere düşüyor. Dilsiz cellâtlar kement atıyorlar. Yay kirişini boğazına bastırıp soluğunu kesiyorlar. Mustafa nefessiz kalıyor. “Nizam-ı âlem” uğruna oracıkta canını teslim ediyor, şehit oluyor. Hayatını “devletin bekası” için veriyor.
KANUNİ'NİN RUH HALİ
KANUNİ'NİN RUH HALİ
Unvanı “Kanuni” olan ve Alman İmparatoru Şarlken’e esir düşen Fransa Kralı Fransuva’yı Alman esaretinden kurtarmak için, sırf annesinin ricası üzerine “Almanya Seferi”ne çıkan Sultan Süleyman’ın, olayı tahkik etmeden oğlunu öldürtebileceğine ihtimal vermek zor...
DÜŞMANLARINA BİLE MERHAMETLİ
DÜŞMANLARINA BİLE MERHAMETLİ
O Kanuni ki, değil oğlunun, hiçbir insanın zulme uğramaması için ömür boyu çabalamış durmuştur... Düşmanlarının bile “âdil” olduğunu söylediği bir Padişah, böyle bir tuzağa düşebilir mi? Açıkçası, ben buna hiç ihtimal vermiyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.