Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

Azerbaycan'a düşen uçak!

Azerbaycan'a düşen uçak!

Yıl 2005 !

KKTC’deyim!

Görevimi herkes biliyor.

KKTC Ülkü Ocakları başkanıyım ve Gazeteci - Yazarım.

KKTC’ye kalben, fikren vezikren hizmet etmeye çalışıyorum…

Bizim neler yaptığımızı anlatmamıza gerek yok.

Fakat Azerbaycan kökenli bir KKTC sevdalısının neler yaptığını birebir bilen ve perde arkası destek veren biri olarak anlatmak isterim.

Evet ben orada iken ve bir ulvi görevi ifa ederken KKTC de Annan Planı şoku yaşanıyordu…

KKTC'yi tarihe gömecek bu plana Türkiye’nin de şiddetli baskısı ile Kuzeyden, %65 evet çıkmış, ama Güneyden %75 hayır çıkmış ve KKTC kurtulmuştu.

Annan Planından hemen sonra yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini Solcu parti CTP nin adayı Talat kazanırken, milletvekilliği seçimlerinde ise CTP büyük bir başarı kazanmış ve Denktaş beyin oğlunun başında bulunduğu DP ile koalisyon kurmuştu. 

Demokrat Partinin içerisinde Annan Planına da CTP ye de karşı olan güçlü bir cephe vardı. 

Bu cephenin liderlerinden birini de şimdi YDP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Erhan Arıklı yapıyordu.

Arıklı DP lideri Serdar Denktaş’la gerek Annan Planı konusunda ve gerekse Solcu CTP ile koalisyon konusunda ters düşmüştü. 

İşte bu dönemde Erhan Arıklı yurt dışı görev talep etti.

Dolayısı ile Arıklı’ya görevi vermek Serdar Denktaş'ın  ve hükmettin de işine gelmişti.

Arıklı’ya nereyi istediğini soran Denktaş’a Arıklı hiç düşünmeden "Azerbaycan" dedi. 

Serdar Denktaş Arıklı’ya;"Bir sürü batı ülkesi varken niye Azerbaycan?"  diye sordu.

Arıklı hiç düşünmeden; “Ülkemize uygulanan Hava Ambargosunu deleceğim" dedi.

Serdar Denktaş;"Daha inandırıcı bir şey söyle. Hava ambargosunu delmek büyük iddia" dedi. 

Arıklı masanın üzerindeki yazıcıdan bir A4 kağıt çıkardı ve üzerine 2 satırlık yazı yazdı. 

Serdar Denktaş'a uzattı;"Burada benim istifam var. 1 ay içinde Azerbaycan’a uçak kaldıramazsam bu istifayı yürürlüğe koy" dedi.

Serdar Denktaş;"Tamam Derviş Denize git.

Temsilcilik Sözleşmeni imzala" dedi. 

Derviş Deniz Ekonomi ve Turizm Bakanı idi. 

Bir kaç saat içinde Arıklı’nın sözleşmesi imzalanmıştı.

Arıklı sözleşmeyi imzalamış Serdar Denktaş’a da çok büyük ve iddialı bir söz vermişti. Ama bu sözü nasıl yerine getireceğini hiç düşünmemişti.

Bir kaç gün sonra Bakü’ye varan Arıklı eski dostu Ramil Hasanov'un kapısını çaldı. 

Bir dönem TÜRPA Genel Sekreterliği yapan ve şu an Azerbaycan Milletvekili olan Ramil Hasanovozaman Azerbaycan Diaspora Bakanlığının Müsteşarı idi. 

Azerbaycan'ın üst düzey yöneticileri ile çok yakın ilişkileri vardı. 

Ramil'e durumu anlatan Arıklı ondan müspet cevap alınca çok sevinmişti.

Ramil, önce Diaspora Bakanına sonra da İlham Aliyev'in en yakınlarına kadar konuyu aktardı. 

Ambargo ve Havacılık konusunda teknik ve diplomatik problemlerde Arıklı devreye giriyor, muhataplarını ikna ediyor, siyasi meseleleri ise Ramil hallediyordu. 

2. Haftanın sonunda Ramil, Arıklı’yı aradı ve Bakanlığa davet etti. 

Arıklı Bakanlığa gittiğinde Ramil elindeki fermanı Arıklı’ya gösterdi. 

İlham Aliyev imzalı bir fermandı bu. 

İlham Aliyev “Şimali Kipırdan” Bakü’ye direk uçak gelmesine yönelik fermandı bu. İki genç arkadaş gözyaşları ile birbirine sarıldılar. 

Muazzam bir iş başarılmış KKTC ye uygulanan hava ambargosu delinmişti. Haber duyulunca dünyada yankı buldu.

CNN başta olmak üzere dünyanın önde gelen haber kanal ve ajansları bu olayı ilk haber yapmıştı. 

Haber duyulduğu anda Bakü diplomatik bombardımana tutuldu. 

ABD, AB, Rusya nota üstüne nota yağdırıyordu Bakü’ye. 

İlham Aliyev yönetimi bir milim geri adım atmadı.

Hiç bir tehdide pabuç bırakmadı. 

KTHY Türkiye  dışında ilk defa bir ülkeye doğrudan sefer yapacaktı.

Sefer olağanüstü bir ilgi gördü.

Ziyaretin ilk gecesi İlham Aliyev Denktaş'ın onuruna bir yemek verdi. 

Yemekte Azerbaycan ve KKTC Dışişleri Bakanları da vardı  o yemekte İlham Aliyev Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a şunları söyledi; "Sayın Cumhurbaşkanı. Biz Kıbrıslı soydaşlarımıza bir adım attık. Bu hava ambargosunu delmek için dünyayı karşımıza kaldık. Ama ne gariptir ki Türkiye Cumhuriyetinden hiç bir yetkili bizi aramadı. Merak ettim. Biz acaba bir yanlış mı işledik?"

Yemekten sonra Arıklı, Baba ve Oğul Denktaş birlikte asansöre bindiler. 

Arıklı asansörde Baba Denktaş’a üzgün bir şekilde dedi ki;"Sayın Cumhurbaşkanım, bu ambargoyu çok zor deldik. Bir kaç gün içinde Türkiye yetkililerden bir tebrik telefonu gelmezse bu uçuşların ardı gelmeyecek" . 

Baba Denktaş ta gereken mesajı almıştı.

Dışişleri Bakanı oğul Denktaş’a dönerek; “Erhan doğru söylüyor. Sen döner dönmez Türkiye’de ulaşabildiğin herkesi ara. Bunca emek boşa gitmesin" dedi.

Serdar Denktaş kimseyi aradı mı, aradı ise netice ne oldu bilinmiyor. 

Bilinen tek şey o uçuşların arkası gelmedi.

Üstelik ambargolardan sürekli şikâyet eden KKTC’de ki  malum siyasi çevre ve onların basını Azerbaycan diline hakaretle “ Uçak Düştü!” diye dalga geçen manşetler attılar.

Çok üzülen Arıklı Serdar Denktaşa;"Benim burada yapacak bir şeyim yok. Beni Kırgızistan’a gönder" dedi. 

Serdar bu sefer Arıklı ile iddiaya falan girmedi. Arıklı o sormadan kendi söyledi Bişkek’te ne yapacağını;"Spor ambargosunu deleceğim". 

Bişkek’e gittikten 3 ay sonra Arıklı Serdar Denktaş’ı aradı; "Bişkek’e resmi davetlisin. 

Dönüşünde senin yanında Kırgızistan Milli Futbol ve Basketbol takımları olacak. Üstelik Kırgız Milli takımlarının kafile başkanlığını Kırgızistan Spor Bakanı yapacak. 

Dediğini yaptı Arıklı. 

Serdar Denktaş Kırgızistan’a resmi davetli olarak gitti. 

Dönüşte Kırgız milli futbol ve basketbol takımları vardı yanında. Bonus olarak da Kırgız Spor Bakanı vardı.

KKTC Milli futbol ve basketbol takımları tarihinde ilk defa Arıklı’nın organizasyonu ile Fifa ve Fiba üyesi bir milli takımla maç yapmıştı. 

UEFA yasağı yüzünden bırakın Türk Milli takımlarını sıradan futbol takımlarının bile KKTC ile antrenman maçı yapamadığı bir ortamda bu milli maçlar tarihe geçmişti.

Maalesef Arıklı bir süre sonra görevden alındı.

Bütün bu açılımlar da kapandı gitti.

O Arıklı bugün KKTC’de Cumhurbaşkanlığına aday. 

"KKTC’yi tanıtacağım “ diyor ve siyasi propagandası bunun üzerine kuruyor.

Vallahi yapar mı yapar.

-----

Yıl 2011!

Bu sefer Azerbaycan`dayım.

Maillerime bakıyorum…

Rusya`dan bir Tatar arkadaşım bana bir haberi Türkçe tercüme ederek atıyor.

Haber şu!

Bir ABD kulübü olan  International Alert 2011`de  Ermenistan’ın başkenti Erivan’da şu başlıkta bir konferans düzenliyor.

Konferansın konusu şu ; ‘Silahlı Çatışmaların ardından Kıbrıs’taki yakınlaşma’ ve ‘Barış Arayışları deneyiminin Azeri-Ermeni Sorununda Taraflarla Paylaşılması’ 

1-7 Nisan 2011 tarihleriarasında yapılan panellere o zamanlar CTP`nin başkanlığına soyunan eski Lefkoşa Belediye başkanı Kutlay Erk ve partilileri katılıyor.

Yani hayatında bir kez bile HOCALI`lı merak etmeyen ERK ve ekibi hikmetse Ermenistan`a gidiyor ve `TÜRK` olarak orada panel veriyor…

Hem de Ermenistan toprağı diye gezdiği Azerbaycan`ın işgal altındaki topraklarında.

Evet tüm bunlar olurken bu olaydan ne KKTC`nin, ne Türkiye`nin ne de Azerbaycan`ın haberi vardı.

Kendi kendime bu durumu nasıl kamuoyuna duyururum diye düşündüm.

Aklıma üniversiteden de arkadaşım, öğretim görevlisi Emete Gözügüzelli geldi.

Onu aradım, durumu anlattım.

 Ve onunla bu konuda bir Azerbaycan’da bir haber sitesinin röportaj yapmasını sağladım.

Röportajın yapılmasını şu an Kastamonu Ocak Başkanı olan Haluk Yakar kardeşim sağladı.

Sonuç!

Sonuç  mükemmel oldu.

Azerbaycan haklı olarak olaya çok sert diplomatik cevap verdi.

Gerisini gezisi yarım kalan KUTLAY ERK ve programları deşifre edilen ABD’li şirket biliyor onlara sormak lazım.

 

Bu iki hikâyedeki olaylar ve şahıslar hayattadır.

Olaylar tamamen gerçek ve fertlerin başarısıdır.

Bireylerin Türk Dünyası sevdaları ile hayata geçirdikleri o  başarılar döndü dolaştı bugünkü bölgesel ilişkilerin kaynağı oldu.

 

Ve o kaynak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in şu  Yunanistan büyükelçisine verdiği şu mesajlarla doldu taştı,

 

Aliyev Yunan Büyükelçiyi huzuruna kabul ederek şu giriş cümlesini kurdu “ Bu sözleri  başka makamlardan değil direk benden işitin ve ilgili yerlere ulaştırın”

 

Ve uzun uzadıya diplomasi dersinden sonra son Ermenistan, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki askeri iş birliğinden rahatsız olduğunu vurgulayarak son noktayı şöyle vurdu;

"Türkiye'nin sadece dostumuz ve ortağımız değil, bizim için kardeş ülke olduğu da bir sır değil. Türkiye'yi tereddütsüz destekliyoruz ve her durumda destekleyeceğiz.

Türk kardeşlerimizden de aynı desteği görüyoruz. Azerbaycan'ı her konuda destekliyorlar ve biz de onları Doğu Akdeniz'deki keşif konuları dahil her konuda destekliyoruz. Tutumumuzu bilmenizi istiyorum. Bu durum benim talimatım üzerine Azerbaycan hükümeti tarafından resmen ilan edildi. Türkiye bizim için sadece dost değil, kardeş bir ülkedir ve Türkler bizim kardeşimizdir. Bu yüzden her konuda tereddütsüz onların yanında olacağız.’

Evet, bu milletin ferlerin gönlünde kıvılcım alan Türk Birliği hayalleri devleti yönetenlerin sözlerine yüklendiği bu zamanlar da neden alev almasın ve KKTC Azerbaycan tarafından tanınmasın?

Neden artık “Azerbaycan Karabağ meselesi yüzünden KKTC’yi tanıyamaz” sözleri tarih olmasın.

Bildiğiniz üzere Türkiye’de uzun yıllardır iktidara gelen AK Parti ilk yurt dışı seyahatlerini KKTC ve Azerbaycan’a yapar…

Azerbaycan ve KKTC’de Türkiye’ye yapar.

Bu seyahatleri Azerbaycan’ın tanıma yapacağı KKTC’ye, KKTC ‘nin de Azerbaycan’a yapma zamanı gelmedi mi?

Sizce artık asıl Karabağ için Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıma zamanı gelmedi mi?

Hazır yukarıdaki olayların kahramanları bugün ülkelerinde en önemli görevdeler iken neden bu hayal hakikat olmasın?

Bazen çözümsüz görünen sorunların tek çözüm yolu olayı inceldiği yerden koparmaktan geçmektedir.

Azerbaycan dilinde “Uçak Düştü”  demek “ Uçak İndi”  demektir.

Bu cümle ile o gün dalga geçenlerin yüzlerine hakikati bugün vurma zamanı gelmedi mi?

Hazır Sayın Aliyev Yunan-Kıbrıs Rum kesimi ve Ermenistan’a “ barra be  “ demişken Rahmetli Denktaş’ın hayalini  ve tüm Türk Dünyasının  yavru vatanını delikanlı yapma zamanı gelmedi mi?

Son Söz!

Büyük hayalleri Milletinin  Fertleri kurar , devletleri uygular .

Bir fert olarak “Bir Millet, Yedi Devlet” sloganını devletlerimize için hakikat yapana kadar yolumuz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi