Mehdi AKSU

Mehdi AKSU

Şeytanlaşmış insanlar!

Şeytanlaşmış insanlar!

Bireyin, toplumun tekâmülünde, madden ve manen yücelmesinde en büyük engel; İblis ve aveneleridir. Hangi dalda, hangi konuda, nerede olursa olsun takvaya, ahlaka, imana mutabık iyi, güzel ve hayırlı bir iş var, orada şeytanın parmağını muhakkak görürüz. 

Zira şeytanın işi budur ve şeytan doğası gereği yapılan güzellikleri bozmaya çalışacaktır. Şeytanın işi bu olduğundan şeytan görevini yapıyor söyleyip bunu tabii karşılamak gerekir.

Kuran-ı Kerim’de, Hz. Peygamberin hadisi şeriflerinde ve Ehlibeyt imamlarının nurani kelamlarında şeytan anlatılırken şeytana ait sıfatlar, özellikler zikredilir. 

Bu sıfatlar ve özellikler zikredilirken tuzağa düşmesinler diye insanlara uyarılar yapılır. 

İblis, insanlardan ve cinlerden olan askerlerinde bulunan ve tamamı olumsuz olan sıfat ve özelliklerin tamamı, fert ve toplumun zarar görmesini hedefler. 

Bu özelliklerden biri veya birkaçı ferdin veya toplumun kalbine yerleştiği zaman ferdi ve toplumu bozmaya kâfi gelecektir.

Kuran-ı Kerim şeytanı insana açık bir düşman olarak tanımlamıştır. İnsana bir tek düşman olarak şeytan fazlasıyla yeter! Ancak, bu noktada dikkat olunmayan ve gözden kaçan bir gerçek var. O da şeytana has olan sıfatların bazı insanlara sirayet ederek o insanların adeta şeytanlaşmasıdır.

Allah'ın "şeyatin-el ins ve-l cin" "İnsanlardan ve cinlerden olan şeytanlar" nitelemesi de bundandır. 

Yaşadığımız koşullara, siyasal, sosyal, ferdi, ailevi yönlere bakıldığı zaman günümüzdeki insanların söz, fiil ve kabullerine baktığımızda Kuran da sayılan bu şeytani özelliklerin genelde birçoklarında çok güçlü bir şekilde yaşandığını ve hayatı tamamen kuşattığını dehşetle görmek mümkündür. 

Bu duruma hayatın her alanında birçok örnek göstermek söz konusudur.

Mesela, uzmanlık, bilgelik, ehillik alanında bir insan veya toplum uzmanı, bilgeyi, ehil olanı gördüğü ve bildiği halde tercihini uzman, ehil ve bilge olmayandan yana kullanıyorsa bunun iki nedeni olabilir; Ya cehalet veya çıkar. 

Cahil olanı uyandırmak mümkündür ama çıkarı ilke ve hedef edinen, şeytanın atına binip şeytanlaşarak, nefsi ilah edindiğinden dolayı bilge, ehil, uzman olmayanı iş bilene tercih edeni yola getirmek deveyi iğne deliğinden geçirmek gibi bir şeydir.

İnsan ehil, muhlis, samimi, iş bilir olanı bildiği halde tercihini ondan yana kullanmıyor ise aklını ve imanını gözden 
geçirmelidir. 

Hz. Peygamber efendimizden sonra Müslümanlar tercihlerini Hz. Ali ve Ehlibeyt imamlarından yana kullanmadıkları için birçok bedeller ödediler. 

O gün samimi Müslümanlar hakkın tarafında bulunanların safında yer alanların sayısı az olduğu için gevşemediler, sarsılmadılar, haktan ve haklıdan yana tavır koyarak asla taviz vermediler. Zira hak bir kişi batıl, haksız, yanlış milyonlar olsa bile hak, hak olmaktan çıkmaz, batıl ve yanlış da doğru ve hak olmaz. 

Samimi bir Müslüman hadiseye bu basiretle bakmalıdır. Hakkın adamı olmalıdır.

Mesela, kibir, kin, nefret, haset, hırs, tamah, şehvet, bencillik, ukalalık, sinsice hareket etmek, yalan, hakka batıl batıla hak elbisesi büründürmek, doğruyu eğri eğriyi doru görmek, doğrulara karşı çıkmak şeytani özelliklerin başında gelir. 

Yaşam şekli bu sıfatlara göre şekillenenler şeytanlaşmış insan durumuna düşerler. 

Şeytanın bir özelliği de "hazımsızlık ve taassup" tur. Şeytan kendinden olmayanları iftira kampanyaları ile toplumdan dışlamaya çalışır. 

Kişi güzeli ve doğru olanı yapsa da şeytan yine ona karşı çıkar. Bu onun kimyasında vardır. 

Bu gün ne yazık ki söz ettiğimiz şeytanın bu tutumunu bazı insanlar dini alanlarda, İslam dünyasının ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren hayati konularda yapmaktadırlar. 

Bu düşünce tarzına göre hareket eden insanların bu konuda şeytanın peşine nasıl takıldıklarını hayretle görmekteyiz. 

Bu özellikler kimde olursa olsun, onlar şeytan safında yerini almış, şeytanlaşmış olduklarını bilmelidirler. 

Söylenenlerin muhatabı kendimiz de olabiliriz, çevremiz de, yaşadığımız toplum da! İçinde bulunduğumuz kuruluş da, desteklediğimiz siyasi parti de! 

Şeytanlaşmak istemeyen herkesin üzerine düşen hisseyi alması ve ona 
göre yönünü belirtmesi gerekir.

Selam ve dua ile...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehdi AKSU Arşivi