Selçuk DÜZGÜN

Selçuk DÜZGÜN

'Süleyman AYDIN' da kim?

'Süleyman AYDIN' da kim?

'SÜLEYMAN AYDIN' DA KİM?


Yıl: 1984!
 
Ay ve Gün : Ağustos`un 15`i…
 
Saat: 21-30 suları... 
 
Yer: Türkiye`nin Misak-i Milli sınırlarıdan biri yani Siirt`in  ERUH ilçesi!

Kavurucu bir sıcaklık…
Burada gündüzler bu mevsimde çok sıcak olur, ama geceler  ayaza döner.

Gündüz sıcaklığında anasından, atasından, yavuklusundan haber alma telaşında memleketin bekçiliğini yapanlar, gecenin ayazında onların hasretleri ile mektuplarını okur, hayallera dalarlar.

Gökte ay- yıldız onları aydınlatırken , karargahlarının önünde  namusu ile dalgalanan bir ayyıldızlı albayrağın gölgesinde   uykuya dalar kınalı kuzular, mehmetcikler.

İşte o gün ihanetinde kan akıttığı gündü.
İşte ogece kalleş eller `Keleş`leri boşattılar mehmetciğin üstüne.
O kalleş ellerin elaşının adı; Mahsun Kormaz`dı.
Aslında o ne `masun`du nede `korkusuz`du.
Zira: kalleşler `masun` olmaz ve ` kormayanlar`  pusu kurmazlardı.

Aslında onun adı: KORKAK CANİ `idi.
Bu yüzden pusu kurarak akıttılar onlarca mahmetciğin kanını toprağa kalleşçe ve  keleşlerle.

Kim di bunlar? 
Hergün TV ekranlarında bizlere özgürlük savaşçıları gibi aktarılan, elebaşlarının Nelson Mandela yapılmak istendiği PKK`lılar.

Ve gün geldi o ilk kanı akıtanın heykeli dikildi bu masun  ülkede.
 
Üzerinde "Mahsun Korkmaz Akademisi" yazan terör yuvalarıan sözde barış adına giderek resim cektirenler, çözüm ve demokrasi adına ülkeyi hainlere peşkeş çekenler Masun Korkmaz`ın kim olduğunu iyi bildiler, öğrendiler ama  Süleyman Aydın`ın  kim olduğunu hiç merak etmediler.
Hem de hiç!
 
Zaten merak etseler di, sızlatırlarmıydı ilk kurşunun gerçek sahibi Hasan Tahsin`in kemiklerini.

Peki kimdi bu Süleyman Aydın?

Süleyman Aydın, Mahsun Korkmaz'ın yaptığı ilk PKK baskınında şehit düşen evladımızıdı. 
 
Peki , var mı onun adına bir akademi? Yok
 
Var mı onun adına bir cadde, bir park? Ben bilmiyorum bilen varsa bana söylesin.
 
Var mı onun yaşatacak bir abide ? Yok.

Hadi geçin bunları var mı onun ismini anarak bugüne kadar  dua eden bir vatan evladı?
 
Başta kendim olmak üzere hayır.
 
Öyle ise; hepimize lanet olsun!
 
Utanarak söylüyorum bu hainin heykeli tartışmaları başlayınca ben ilk şehidin adını merak ettim ve öğrendim.

Şehide  sadekati  "Şehitler Ölmez" diye bağırıp slogan atarak geçiçtirenlerin ise üzerinde yaşadığı vatanı hak etmiyordur.

Ve bu tartışmaları izleyince aynen şu hahberi okuyorum, `Siirt´in Eruh ilçesinde 15 Ağustos 1984´te PKK´nın şehit ettiği ilk asker olan Erzincanlı Süleyman Aydın´ın ailesi, Türkiye'nin ilk şehit askerinin isminin yaşatılmasını istiyor.` 

Yuhh olsun bize, yuhh olsun adamlığımıza şerefimize.
İnanın o mübarek aileyi bile yıllar sonra bu yüzden bulmuş ve röportaj yapmışızdır.

Ben bu  acizliğimi, acizliğimiz yazarken aklıma  bir güney güneydoğu kahramanın şu sözleri geldi.
 
`Ağabey" diyordu bana telefonda, Astsubay Zülfikar, "geçen gün kız arkadaşımla gezdim biraz ve kimse bacağımın takma olduğunu anlamadı." 
 
"Ağabey" diyordu, "biraz daha uğraşırsam belki bisiklet bile sürebilirim." 
 
Daha on dokuz yaşındaydı Zülfikar, mezun olalı tam yirmi gün olmuştu, o kahpe ellerin döşediği mayınla ve bazı kalemler tarafından ululanan o hainlerin, ilk izleriyle tanışırken. 
 
Küskün veya kızgın değildi sesi, pişman veya aciz de değildi. 
 
Gururlu ve biraz pusluydu sadece, bisiklet sürebilse yeterdi. 
 
Koşmayı, atlamayı, denize girmeyi feda etmişti vatanı için. 
 
Bacağını payanda yapmıştı, Kemerburgaz`ın da üzerinde bulunan Türk egemenlik örtüsüne. 
 
Yazıklar olsun, çiçek toplayan küçük kızları öldürenlere ve yazıklar olsun o katilleri ululayan kalemlere.`

Evet en başta  yazıklar olsun bana ve bize!
 
Ve inanın bana artık iğne değil, çuval dızı değil  kazığı bile kendimize geçirsek nafile…
 
Ve inanın bana hepimizden hesap soracak Süleyman Aydın!….vesselam

Selçuk Düzgün

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selçuk DÜZGÜN Arşivi