Şüpheleri yoksa yargı önüne çıksınlar

Şüpheleri yoksa yargı önüne çıksınlar

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural bakanlarla ilgili fezlekelerin TBMM'de okunması gerektiğini söyledi. 'Abdestlerinden şüpheleri yoksa gelsinler bu namazı kılsınlar” diyen Vural provokasyon uyarısı yaptı: 'Derin AKP toplumsal çatışmayı körüklüyor”.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural,  çok tartışılacak iddialarda bulundu. Vural, yerel seçim sürecinde CHP ile MHP’nin ittifak yapıp yapmadığına dair net mesajlar verdi. Vural, MHP’nin oy patlaması yapacağını ileri sürdü, sokak hareketlerine karşı herkesi uyardı.


Meclis olağanüstü toplantıya çağrıldı.

Meclis’in olağanüstü toplantıya çağrılmasının amacı 4 bakan hakkındaki fezlekelerin yapılacak bileşimde okunmasını temin etmek. TBMM Genel Kurulu’nda bilgi olarak okunması gerekiyor. MHP olarak katılacağımızı ifade ettik. TBMM Genel Kurulu’nda mutlaka okunması lazım. Söz konusu bakanların hangi eylemlerden, suçlardan dolayı haklarında soruşturma istendiğinin açıklanması gerekiyor.

Soruşturmanın gizliliği, fezlekelerin içeriğinin okunmasına mani değil mi?

Burada soruşturmanın gizliliği söz konusu edilemez.  Adalet ve Kalkınma Partisi bu fezlekelerin okunmasını istemiyor, sadece geldiğine ilişkin bilgilendirme yapılmasını istiyor. TBMM’nin yasama ve denetim görevinin yanı sıra yargı ile ilgili de görevi var. Bakanlar hakkında soruşturmanın TBMM tarafından yapılması gerekiyor. TBMM tarafından bir soruşturma yapılacaksa milletvekilleri artık savcılık görevini üstlenmiştir. Dosyanın milletvekillerinden saklanması demek savcılardan dosyanın saklanması demektir, bu kabul edilemez. Gizlilik sebebiyle belki bu dosyayı inceleyen milletvekillerinin açıklama yapmaması istenebilir.

Bakanları Yüce Divan’a mı göndermeyi hedefliyorsunuz?

TBMM Genel Kurulu’nda Meclis soruşturması açılmalı, Yüce Divan süreci tamamlanmalı. Hodri meydan. Rıza Sarraf yargılanacaksa onlar da yargılanmalı. Yüce Divan’daki yargılama ile ak mı kara mı ortaya çıksın. Abdestlerinden şüpheleri yoksa gelsinler bu namazı kılsınlar.

DÜŞMAN ÜRETEREK KIŞKIRTIYOR

Seçim sürecine giderken size göre sokakta bir hareketlilik kaşınıyor mu?

Derin AKP’nin bir siyasal mühendislik çalışması olarak sokakları hareketlendirdiğini, toplumsal çatışmayı körüklediğini düşünüyoruz. Düşman üreterek, kitleleri birbirine karşı kışkırtarak seçmen konsolidasyonu yapmak, kamuoyunun gündemini değiştirmek için sokak hareketlerini bir araç olarak kullanabilirler. Gezi Parkı ekseninde Muammer Güler’in olduğu iddia edilen ses kayıtlarında Başbakan’ın kendisini aşarak olayları tırmandırmak istediğine dair ifadeleri var. Toplumsal muhalefeti şiddet sarmalına sokup sokağa taşınması stratejisi günümüzde de devam ediyor. Berkin ile Burakcan’ın babalarını birbiriyle çatıştırmaya çalışıyor, tahrik ediyor. Böylelikle bir yandan kendi seçmen kitlesini konsolide ediyor diğer yandan da seçmen kitlesine hesap vermemiş oluyor.

Seçimlere giderken sokak olayları bekliyor musunuz?

Provokasyonlar olabilir. Sokakta gerilim tırmanırsa, toplumsal muhalefetin marjinalleştirilmesi söz konusu olacak. Vatandaşlarımız bu tuzaklara düşmemeli. Pis işler yapılabilir, Burakcan’ın öldürülmesi olayında ışıklar neden kesikti? Olayı üstlenen DHKP-C’yi kimler taşeron olarak kullanılıyor?

MHP ile DHKP-C’nin aynı eksende buluştukları iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Başbakan, DHKP-C  ile MHP’yi aynı eksende göstererek DHKP-C’den medet umuyor. MHP’yi aslında kendisinin teşrik-i mesai yaptığı terör örgütleri ile aynı eksene koyan bir zihniyet çatışmaları körüklüyor. Ülkede bir yangın, kutuplaştırma oluşturarak milli iradeden kaçmak istiyor. Neron gibi. “Memleket yanmış neyime ben giderim beyime” anlayışı içinde çatışma istiyor.

BAŞBAKAN’IN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEMELİ

Ülkücüleri sokağa çıkartmaya yönelik bir girişim oldu mu?

Genel Başkanımız her türlü provokasyona karşı ülkücüleri uyardı. Kimse, sokakta toplumsal muhalefeti marjinalleştirerek Başbakan’ın ekmeğine yağ sürmemeli. Bu çağrımız herkese. MHP ve ülkücü hareket çok duyarlı, itidalli davrandı. Taşeron örgütler, polisle kitleleri karşı karşıya getirebilir. Herkes uyanık olmalı. MHP ne tuzağa düşer ne de milletimizin tuzağa düşmesine müsaade eder.

Yabancı gözlemci tasvip etmiyoruz

Seçimlerin güvenliği ile ilgili bazı kaygılar dile getiriliyor, sizin böyle bir kaygınız var mı?

Herkes, sandıklara ve oyuna sahip çıkmalı. Hukuk tanımayan bir İçişleri Bakanı var, ne yapacağı belli olmaz. Parti devletinin İçişleri Bakanı gibi. Valiler ve kaymakamlar aracılığıyla seçim sürecine müdahale etme ihtimali var. Devletin gücüyle seçimlere müdahale edebileceğine yönelik kaygımız var. Milli iradeyi yolsuzluk için kılıf olarak kullananlar, milli irade hırsızlığı da yapabilir. Bunun ağır bedelleri olur.

Seçimlere yabancı gözlemci taleplerini nasıl karşılıyorsunuz?

Hukuk devletinden giderek uzaklaşılması sebebiyle bu tür talepler ortaya çıkıyor. Yabancıların seçimlere gözlemci göndermesi tasvip edilecek bir konu değil, demokrasimize de, sandığımıza da sahip çıkmasını biliriz.

Koalisyon tartışmaları abesle iştigal

CHP-MHP koa­lis­yo­nu se­nar­yo­sun­dan bah­se­di­li­yor, böy­le bir koa­lis­yo­na mı ha­zır­la­nı­yor­su­nuz?

Bu se­nar­yo­lar, ku­tup­laş­ma si­ya­se­ti­nin so­nu­cu­dur. Si­ya­si yel­pa­ze içe­ri­sin­de de­mok­ra­si­den, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğün­den, üni­ter ya­pı­dan ya­na olan, mer­kez­de yo­ğun­la­şan bü­tün va­tan­daş­la­rı­mız oy ta­ba­nı­mız. Böy­le­si­ne bir tar­tış­ma­nın bu­gün­den di­le ge­ti­ril­me­si za­ten abes­le iş­ti­gal.
Ba­zı il­ler­de CHP ile MHP ara­sın­da se­çim it­ti­fa­kı ya­pıl­dı­ğı id­di­a edi­li­yor.
Bun­lar saf­sa­ta.

İs­tan­bul ve An­ka­ra­’da MHP’­nin oy­la­rı­nın CHP’­li aday­la­ra ka­ya­ca­ğı dü­şü­nü­lü­yor.

Aç ta­vuk ken­di­si­ni da­rı am­ba­rın­da zan­ne­der. MHP her yer­de oy­la­rı­nı ar­tı­ra­cak. CHP ve AK Par­ti tah­te­re­val­li si­ya­siti gü­dü­yor. An­ka­ra­’da Me­lih Gök­çe­k’­in yegane al­ter­na­ti­fi MHP’­nin ada­yı Mev­lüt Ka­ra­ka­ya. İs­tan­bu­l’­da da oy­la­rı­mı­zı ar­tı­ra­ca­ğız.

Ya­va­ş’­ın MHP’­den yüz­de 10’a ya­kın oyu da gö­tür­dü­ğü tez­le­ri­ne ka­tıl­mı­yor mu­su­nuz?

Ha­yır, hiç­bir za­man ol­maz. Bi­ze ve­ri­len oy­lar, bir si­ya­sal du­ru­şa ve­ri­len oy­la­rı ifa­de edi­yor. MHP’­ye oy ve­ren­le­rin CHP’­ye oy ver­me­si söz ko­nu­su ola­maz an­cak Ya­va­ş’­ın CHP’­den aday ya­pıl­mış ol­ma­sın­dan do­la­yı CHP’­li­ler ada­yı­mız Ka­ra­ka­ya­’ya yö­ne­le­bi­lir.

Üs­tü ör­tü­lü, giz­li bir iş­bir­li­ği söz ko­nu­su de­ğil ya­ni, öy­le mi?

Bun­lar uy­dur­ma. Eş­ya­nın ta­bi­atı­na ay­kı­rı. MHP’­ye oy ver­miş in­san­lar, ken­di te­miz ve he­lal oy­la­rı­nın şe­ref ve na­mu­su­nu ko­ru­ma­sı­nı bi­lir. Biz par­ti­ler­le de­ğil mil­le­ti­miz­le it­ti­fak ara­yı­şın­da­yız.

Din­le­me­ler ve in­ter­net ko­nu­sun­da Tİ­B’­e ve­ri­len yet­ki­le­ri na­sıl de­ğer­len­di­ri­yor­su­nuz?

Dev­le­tin gü­ven­ce­si al­tın­da olan ha­ber­leş­me öz­gür­lü­ğü­müz yok çün­kü dev­let bi­za­ti­hi ken­di­si teh­dit al­tı­na alı­yor.

İktidar, mütedeyyin vatandaşlarımızın değerlerini hortumluyor

Son bir­kaç ay­dır ya­şa­nan­la­rın san­dı­ğa siz­ce na­sıl bir et­ki­si ola­cak­tır?

Mil­le­ti­miz mu­hak­kak bu yan­lış­la­rı ya­pan­la­rı uyar­ma­lı, ak­si tak­dir­de rüş­vet ve yol­suz­luk meş­ru­la­şır. Oy ve­ren in­san­la­rı­mız, ken­di te­miz oy­la­rı­nın kir­li amaç­lar için kul­la­nıl­ma­sı­na kar­şı önem­li bir uya­rı yap­ma­lı, si­ya­set­çi­le­re bir me­saj ver­me­li. Mil­let oyu ile si­ya­set­çi­le­ri hi­za­ya ge­ti­rir. Rüş­vet ve yol­suz­lu­ğun meş­ru­laş­tı­rıl­ma­sı gay­ret­le­ri en faz­la za­ra­rı mu­ha­fa­za­kâr­la­ra ve­ri­yor. De­ğer­le­ri­mi­ze dar­be vu­ru­lu­yor, de­ğer­le­ri­miz eroz­yo­na uğ­ru­yor. Bu ik­ti­dar mü­te­dey­yin va­tan­daş­la­rı­mı­zın de­ğer­le­ri­ni hor­tum­lu­yor. En va­hi­mi bu, top­lum­sal çö­küş mey­da­na ge­ti­rir, yoz­laş­ma so­nu­cu­nu do­ğu­rur.
MHP’li Oktay Vural, partisinin Türkiye’nin her ilinde oylarını artıracağını söyledi.

OSLO’DA ÖCALAN’IN OLDUĞUNA DAiR FOTOĞRAF ÇIKABiLiR

Başbakan’ın Öcalan ile görüştüğünü neye dayanarak iddia ettiniz?

PKK ile görüşmeler yapıldığını söylediğimizde bize “İspatlamazsanız şerefsizsiniz” denilmişti. Doğru olduğu ortaya çıktı. Başbakan’ın Öcalan ile doğrudan doğruya irtibat kurduğuna ilişkin duyumlar geliyor. Oslo’da Öcalan’ın olduğuna dair bir fotoğraf çıkabilir mi sorusu akla geliyor.

Öcalan’ın Oslo’ya gittiğini mi söylüyorsunuz?

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, “Öcalan İmralı’da mı?”, “Öcalan’la doğrudan konuşulan bir kırmızı hat var mı?” diye sormuştu. Başbakan, Oslo’ya özel temsilcisini gönderdiğine göre doğrudan doğruya görüşme yapılması olasılığı da var. Öcalan‘ın İmralı dışına çıktığı yönünde kanaatlerin neticesinde bunları ifade ediyoruz.  Kulüplere, ihalelere, savcıların tayinine, medyaya, atılan manşetlere el uzatmış, her şeye müdahil olmuş bir profilin Öcalan ile doğrudan kendisinin görüşmek istemesi yadırganacak bir konu değil, milletimiz merak ediyor. Biz şu soruların cevabını almak istiyoruz: Bir harita üzerinde anlaşma yapıldı mı? Özerklik ve af sözü verildi mi, verilmedi mi?

Özerklik sözü verildiğine dair elinizde bir bilgi, belge mi var?

PKK’YA VERİLEN SÖZLER AÇIKLANMALI

PKK terör örgütünün özerklik söylemini siyasi iktidar tarafından verilmiş söze dayandırdığına ilişkin bilgimiz var. Hükümetin sus pus olması bu iddiaların doğruluğuna delil teşkil ediyor. Bu sözler verildiyse, doğrudan doğruya Başbakan ile Öcalan arasında yapılan bir görüşme ile mi verildi? PKK’ya verilen sözler artık milletimize aktarılmalı.

Bildiğiniz bir şey mi var?

Bildiğim bir şey yok. Bu konu çeşitli mahfillerde dile getiriliyor. Bizim için asıl önemli olan, af ve özerklik, harita konusunda anlaşma yapılıp yapılmadığı, bunların siyasal eksendeki muhataplar arasında teyit edilip edilmediği. Başbakan cevaplandırmalı. Kamuoyundan saklananların millete açıklanması amacıyla bu sorularımızı yöneltiyoruz, millet adına soruyoruz.

Seçimdeki ihtar iktidarın sonunu hazırlayacak

MHP’nin bu seçimlerde beklentisi ne?

Birinci talebimiz vatandaş-larımızın Adalet ve Kalkınma Partisi’ne sağlam bir uyarıda bulunması, Türkiye Cumhu-riyeti’nin birlik ve bütünlüğünü bozacak özerklik ve federasyon taleplerine ‘artık yeter’ demesini bekliyoruz. İkinci olarak da, siyasilere aldıkları oyu rüşvet ve yolsuzlukların üzerini örtecek bir kılıf olarak kullanmamaları gerektiği mesajını vermesini istiyoruz. Vatandaşlarımız yargıya, özgürlüklerimize, hukukun üstünlüğüne yapılan müdahalelere karşı demokratik uyarı hakkını kullanmalı. Bin yıllık kardeşliği, birliği ve bütünlüğü savunan, temiz ve dürüst bir lider olan Devlet Bahçeli güçlü bir alternatif olarak ortaya çıkacak, MHP önemli bir oy patlaması yapacaktır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu seçimde alacağı ihtar, iktidarının da sonunu hazırlayacaktır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.