Suriyeli mülteciden şok sözler: "Türkiye'de hayvan muamelesi görüyordum"

Suriyeli mülteciden şok sözler: "Türkiye'de hayvan muamelesi görüyordum"

Eylül 2015'te Bodrum'da sahile vuran cansız bedeninin görüntüsü tüm dünyada infial yaratan 3 yaşındaki Suriyeli bebek Alan Kurdi'nin babası skandal sözlere imza attı;"Türkiye'de hayvan muamelesi görüyordum dedi."

Suriye'deki iç savaş sürerken tüm dünyanın duyarsızlıkla izlediği, Türkiye'nin yardım eli uzatıp bir çok ihtiyacına cevap verdiği Suriyeli mültecilerin açıklamaları şaşırtmaya devam ediyor. 

Eylül 2015'te Bodrum'da sahile vuran cansız bedeninin görüntüsü tüm Türkiye'yi yasa boğan 3 yaşındaki Suriyeli bebek Alan Kurdi'nin babası Abdullah Kurdi, BBC Türkçe'de yayınlanan röportajıyla herkesi şaşırttı.

 

İşte o röportaj; 

Abdullah Kurdi, halen yaşadığı Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin başkenti Erbil'den İtalya'da yayımlanan La Repubblica gazetesine konuştu.

Kurdi, Erbil'de bir vakıf kurduğunu ve Kuveyt, Almanya, Kanada ve Türkiye gibi ülkelerden gelen bağışlarla mültecilerin çocuklarına yardım ettiğini anlattı.

Eylül 2015'te botlarının batmasıyla karısı Rehanna ile oğulları Alan ve Galib'i kaybeden Abdullah Kurdi, Alan'ın fotoğrafının bir şeyleri değiştirip değiştirmediği sorusuna şöyle yanıt verdi:

"İlk iki ay çok sayıda insan kalplerini açtı. Ama sonra her şey eski haline döndü. Avrupa'da duvarlar yükseldi, göçmen taşıyan gemilerin limana yanaşmasına izin verilmiyor. Savaştan kaçanlar hala kendi kaderlerine terk ediliyor."

İtalya'da bir önceki hükümetin göçmen karşıtı politikalarının baş mimarı aşırı sağcı Lig lideri Matteo Salvini'yi de eleştiren Abdullah Kurdi, şöyle devam etti:

"Sizin politikacınız Matteo Salvini'nin yaptıklarını okudum, İtalya gibi misafirperver bir ülkenin Salvini'ye oy vermesi beni şaşkına çeviriyor. Utanç verici."

 

"Bana uzatılmayan eli ben uzatmak istiyorum"

 

Kurdi, ailesini kaybetmesinin ardından nasıl yeniden ayağa kalkabildiği sorusuna yanıt verirken de "Bir kadın sayesinde. 2 yıl önce tesadüfen tanıştık… Evlendik, şu an hamile. Yeniden koca oldum, yine baba olacağım" dedi.

Kurdi, çocuğunun dünyaya gelmesinin ardından Akdeniz'de yardım gemisiyle göçmenleri kurtarmayı planladığını da anlattı. Alman sivil toplum kuruluşu Sea-Eye tarafından işletilen göçmen kurtarma gemisine "Alan Kurdi" ismi verilmesinden memnun olduğunu söyleyen Kurdi, "Oğlum doğar doğmaz ben de göçmenleri kurtarmak için bu gemiye çıkacağım. Bana uzatılmayan eli ben uzatmak istiyorum" dedi.

 

"Türkiye'de hayvan muamelesi görüyordum"

 

Abdullah Kurdi, 2 oğlu ve eşinin öldüğü yolculuğa neden çıktıklarını, Avrupa'da ne bulmayı hayal ettiğini de şöyle açıkladı:

"Haysiyet. Alan doktor olacaktı, bundan eminim. İsveç'e, Danimarka'ya ya da Almanya'ya gidebilirdik. Türkiye'de hayvan muamelesi görüyordum. Ailem için savaşmaya hakkım olduğunu hatta bunun benim için bir görev olduğunu düşünüyordum."

 

Kobani'de berberlik yaparken 2013'te Türkiye'ye kaçtığını söyleyen Abdullah Kurdi, Türkiye'deki yaşamını "Türkçe bilmeyen Suriyeli bir berberseniz İstanbul'da kimse size iş vermiyor. Ben de geçinmek için 600 TL karşılığında bir tekstil fabrikasında temizlik yapmaya başladım. 50 liraya da neredeyse 100 kiloluk çekirdek çuvallarını beş kat çıkarıyordum" diye anlattı.

 

SOSYAL MEDYADAN TEPKİ YAĞDI

 

"Gitmek istediği isveç, danimarka, almanya ve röportaj verdiği italya'ya hâlâ alınmamış mı da ırakta yaşıyormuş? alman derneğinin kurtarma gemisinde çalışacakmış. iyi hoş da kurtarmak yerine istanbul'dan almanya'ya gemi kaldırsalar keşke, daha insani olur. devlet o kadar zenginliğe rağmen 800 bin mülteci alıp apar topar türkiye ile mülteci anlaşması imzaladı, diğer ülkeler bunun çeyreğini bile almıyor ama dernekler kurtarma gemisi kurunca insan muamelesi mi olmuş oluyor? türk milleti zaten köle gibi çalışıp fakirliği yaşıyor, millete faşist deyip suriyelileri gaza getirmeye çalışanlar suriyeliler olay çıkarırsa sorumlusu sizlersiniz."

 

"Bot davasinda kapisini acmayan, suclu olan avrupadir. onu bi gecelim. adama aciyorum ama suraya gidebilirdik, aylan doktor olabilirdi vs gibi laflar zugurt tesellisi be kardesim. ben de kanadaya gidebilirdim mesela. ama gidemiyorum. cunku o kadar vasfim yok. sen de gel guzel guzel kabul et kaderini. turkiye'de dil bilen, hatta turk dilinde ihtisas yapan adama bile asgari ucreti zor veriyorlar. seni kim niye calistirsin? bizim koyde tarlada kardesim 50 liraya calisiyor 8 saat. agir meyve kasalarini omuzluyor 1.65 boyunda herif. berberlik zanaat elbet ama her gurbete cikan sifirdan baslar. keske gotunu az sikabilseydin de yine(!) baba olmasaydin. keske biraz ter akitmak zor gelmeseydi de o garip cocuk hiclige karismasaydi."

 

 

Kanada'dan vatandaşlık teklifi almasına rağmen erbil'e yerleşip prim yapan şükürsüz bir suriyeliye ait beyanat. bu ülkenin insanı bile istanbul'da hayvan muamelesi görüyor. öğrencisinden esnafına. 16 milyonluk bir cehennem yerine orta anadolu'da bir yerlere gidebilirdi. pekâla güzel muamele de görürdü.

 

Siyasetcafe.com

 

 


 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.