Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

TEHLİKELİ İŞLER BUNLAR

TEHLİKELİ İŞLER BUNLAR

 

Efendim malumunuz “Bilmem kaçıncı” kez ülkemizde büyük bir gaz rezervi bulundu,milletimizin “Gazı” alındı,tüm kanallar canlı yayında Sn.Cumhurbaşkanı’nın o büyük “Müjdeyi” verişini yayınladı…

Tabii vatandaşın tenceresi boş,karnı aç,işsiz vatandaş bir sonraki gününü göremiyor bunlar pek de önemli değil ne de olsa Ayasofya’yı açmışız,bilmem kaçıncı kez hem de daha önce bulduğumuz alanda bir daha “Gaz bulmuşuz”…

Ama tüm bu gümbürtü içerisinde dün bir geliğşme yaşandı ve tabiri yerindeyse O GELİŞME “Arada kaynadı gitti”.

Cumhurbaşkanlığı Kararı ile İstanbul’da Emniyet’e bağlı taşra teşkilatı Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü kuruldu. 2018 Temmuz ayında Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü’nün görev alanı, Cumhurbaşkanı ve devlet büyüklerinin programları başta olmak üzere mitingler ve ihtiyaç duyulması halinde spor müsabakalarında görevlendirilmek olarak tanımlanmıştı.

Ancak bu Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü’nün kuruluş kararındaki “Doğrudan merkeze bağlı” tanımlaması oldukça dikkat çekiciydi. Bunun Türkçesi direkt  Cumhurbaşkanlığı’na bağlı “ÖZEL BİR” emniyet yapılanması kuruluyordu…

***

Şimdi sizlerle 1920’lere uzanacağız…Yer:Almanya…

1.Dünya Savaşı’ndan mağlup çıkmış ve ulusal gururu yapılan Versailles Anlaşması ile özellikle ezeli düşmanı Fransa tarafından kırılmış olan Almanya’da ekonomi fecaat,hiperenflasyon nedeni ile bir ekmek almak için el arabası ile para taşınıyor,siyasi istikrarsızlık ise had safhada…

İşte tam da böyle bir ortamda Almanya’da etkinliklerini SSCB’de yaşanan Ekim Devrimi sonrasında daha da arttıran Komünistler giderek güçlenirken Adolf Hitler isimli bir adam ortaya çıkıyor…

Bu genç ama hırslı adamın en önemli özelliği müthiş bir hatip olması…

Hitler Almanların üstün bir “Ari ırk” olduğu temeline dayandırdığı söylemleri, Almanya’nın yeniden eski günlerine döneceğini vaat ettiği konuşmaları ile “Ulusal gururu kırılmış” Alman halkını peşine takmayı başarıyor…

Ama Hitler’in işi zor…

Zira o dönemde partisi NSDAP’ın en önemli toplantıları hep salon toplantıları şeklinde gerçekleşmekte. Hitler’in yükselişini gören Komünistler ise Hitler salon toplantısı yapacağı zaman toplantıları basıyorlar,NSDAP üyelerini darp ediyorlar,bazı yerlerde ciddi kavgalar çıkıyor…

Hal böyle olunca Hitler bir karar alıyor ve parti içerisinde en güvendiği isimlerden birisi olan Ernst Röhm’e talimat vererek  STURMABTEİLUNG kısaca bilinen adı ile SA’yı kurduruyor…

SA,Ernst Röhm yönetiminde ama “Doğrudan Hitler’e bağlı” bir teşkilat…Görevleri Hitler’i korumak  ve parti mitinglerinin güvenliğini sağlamak…

***

Hitler adım adım büyüyerek iktidara doğru yürürken partisi NSDAP kadar kendisine “Direkt bağlı” olan SA da giderek büyüyor,giydikleri kahverengi gömlekler nedeni ile “KAHVERENGİ GÖMLEKLİLER” olarak anılan SA üyeleri adeta “Korku ve dehşet saçıyor” Hitler’in en önemli “Sokak gücü” haline geliyor…

1934 yılına gelindiğinde Hitler Almanya’da artık iktidar olmuş,iktidarı da geçerek FÜHRER oluşunu ilan etmiştir…

SA ise büyümeye devam etmektedir.Ancak bu büyüme “Kontrolsüz” bir büyümeydi… Hitler’in Almanya’da iktidara gelişinin ardından SA taburlarının mevcut sayısı 3,5 milyonu geçmiş,bu 3,5 milyonluk devasa güç ağır silahlara da sahip olmuştur…

Ve bir süre sonra SA yapılanması resmi “YARDIMCI POLİS” olarak atanır.

Öte yandan aynı tarihlerde 1.Dünya Savaşı’nın anlaşma şartları gereği Alman Ordusu’nun mevcudu ise sadece 100 bin kişiye indirilmiştir.

SA, nerede işsiz güçsüz,serseri, varsa bünyesine alıyor,onlara keyfi olarak şiddet uygulayabileceği bir statü kazandırıyor,ellerine silah veriyordu…

SA’yı Hitler’in emri ile kuran ve yöneten Ernst Röhm ise Nazi Partisi’nde “Radikal Sosyalist” kanadı temsil etmekteydi ve Hitler ile “Ayrışmaya” başlamıştı…

İşler bu şekilde giderse Röhm emrindeki  devasa silahlı ve eğitimli güç ile Hitler’i devirme potansiyeline sahipti ve Hitler SA’daki bu kendisine karşı tam kontrolünden artık çıkmış yapıdan rahatsız olmaya başlamışı.

İşte bu esnada Hitler’e istediği “Bahaneyi” Alman ordusu generalleri verdi. Hitler’e “Tam bağlılık yemini” etmek için SA’nın tasfiyesini istedi Alman generaller…

Ve Hitler kendi kurduğu SA’nın kendisini tasfiye etmesinin önüne geçmek hem de bunu yaparken Alman Ordusu generallerine tam biat ettirmek gibi bir taşla iki kuşu vuracağı bir plan yaptı…

1934 yılının 30 Haziran’ı 1 Temmuz’a bağlayan gece tarihe  “UZUN BIÇAKLAR GECESİ” olarak geçen ve Hitler’in bizzat yönettiği operasyon ile SA’nın başındaki Ernst Röhm dahil SA’yı yöneten 85 üst düzey isim öldürülerek tasfiye edilir…

Hitler SA’nın başına kendisine en sadık isimlerden Viktor Lutze’yi getirerek SA’yı kontrol altına alırken ordudaki generaller de Hitler’e biat eder…

Ama SA’nın yapısı oldukça dejeneredir..Tam anlamıyla “Sokak serserilerinin” dolu olduğu bu yapılanmanın yerine yenisini kurma vakti geldiğini gören Hitler SA’daki sıkıntıları yaşamamak adına çok daha nitelikli ve tamamen kendisine “ONURUN SADAKATİNDİR” bağlılık yemini etmiş kadrolardan oluşan SS’i polis görevi görmesi için yapılandırdı.

SS’in en önemli özelliği neydi dersiniz? 1925’de Hitler’in “Özel Muhafız Birliği” yani Hitler’in güvenliğini sağlamak için kurulan yapılanma olması…

***

Ama tıpkı SA gibi SSDE “Güç zehirlenmesi yaşadı”… 2.Dünya savaşında yaptığı uygulamalar tarihe kara bir leke olarak geçti…

***

Yani efendim bu tip “Devlete” değil “ Direkt merkeze yahut kişiye” yapılanmalar  yapıları itibariyle “Tehlikelidir”…

Arkalarında doğrudan sistemin en güçlü kişisini hissettikleri için “Kendisini devlet olarak görmeye,kanunlarda üstün tutmaya” eğilimlidirler…

Bu tip yapılar karakteristikleri gereği bir süre sonra “Güç zehirlenmesi yaşamaktadır”  Ve bu güç zehirlenmesinin bedelini ya ağır biçimde toplum öder yahut bu tip yapıları var eden bizzat “Bağlı” oldukları siyasi aktör ve yapılar…

O nedenle efendim milletimizin “GAZI ALINIRKEN” arada kaynayan bu “Doğrudan merkeze bağlı” kolluk gücü yapılanması işi sıkıntılı iştir.

Yazımızın başlığında boşa demedik; “TEHLİKELİ İŞLER BUNLAR

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Celal Eren ÇELİK Arşivi