Üniversiteli mucitler festivali

Üsküdar Üniversitesi 5. Bilim ve Fikir Festivali, protokol imza ve tanıtım töreni gerçekleştirildi.

Törene İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci ve Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın yanı sıra İstanbul’un Avrupa yakasında bulunan liselerin müdürleri ve rehberlik öğretmenleri katıldı.

Üsküdar Üniversitesi’nin İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle liselere yönelik gerçekleştirdiği Bilim ve Fikir Festivali’nin 5’incisi bu yıl 19-20 Nisan 2018 tarihinde düzenlenecek. Lise dönemindeki gençlerimizin proje kültürü ve girişimcilik pratiğini güçlendirmek ve hayatı kolaylaştırmalarını sağlamak için onları gözlemlemeye, düşünmeye ve “icat çıkarmaya” yönlendiren, özgün projelerin yarışacağı festival bu yıl Sağlık Bilimleri, Fen ve Teknoloji Bilimleri ve Sosyal Bilimler olmak üzere üç kategoride başvuru kabul edilecek.

Her kategoride birinci olan proje 6 bin TL, ikinci olan proje 4 bin TL, üçüncü olan proje 2 bin TL ödül alacak. Projeler 20 Şubat 2018 tarihine kadar kabul edilecek.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, törenin açılış konuşmasında gençlerin fikirlerine önem verdiklerini ve eğlenceli bir ortamda fikir ve projelerini yarıştırmak istediklerini ifade ederek “Beyin temelli eğitimde öğrenci severek çalışırsa öğreniyor. Bilgi bu şartlarda kalıcı hale geliyor. Biz de gençlerin öğrendikleri, eğlendikleri bir festival havasında yarışmalarını istedik. Merak ve hayret başarının motorudur. Öğretmenler ise can suyu. Atalarımız ‘Merak ilmin hocasıdır’ demiş. O halde eğitimci olarak merak ve hayret duygusunu harekete geçirmek için proje geliştirmelerine imkân sağlamak gerekiyor” dedi.

Eğitim sisteminde üç önemli hastalığın bulunduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bunları totaliterizm, paternalizm ve ümitsizlik olarak sıraladı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi:

“Bunlardan biri totaliterizm. Eğitim sisteminde öğrenciyi tek tip düşünmeye zorlama gizli potansiyelin ortaya çıkmasını engelliyor. Öğrencilerin farklı özellik ve yetenekleri olduğunu kabul etmek ve bunları öne çıkarmak, gençlere şanslarını değerlendirmeleri için fırsat vermek gerekiyor. Yoksa köreliyorlar.

İkinci hastalık paternalizm yani babacılık. Kurtarıcı bekleme hastalığından kurtulmak gerekiyor. Bir sorunu aşmak için kurtarıcı beklemek yerine kişisel çaba sarf etmek önemli. Komut alan-komut veren bir yapımız var. Bu artık bu çağın yöntemi değil. Üçüncü hastalık ise ümitsizlik, bu da eğitimcinin ve öğrencinin önündeki fırsatları kaçırmasına sebep oluyor. Aziz Sancar Türkiye’de olsaydı büyük ihtimal bir yerde hekimdi, bir üniversitede hocaydı ama Nobel Ödülü alamazdı. Bunun nedeni fiziksel altyapımızın eksikliğinden değil, zihinsel altyapımızın eksikliğinden. Kişinin önündeki fırsatlar için ihtimal iklimi oluşturmak gerekiyor. Öğretmenin vazifesi bilgi yüklemek değil, öğrenciye ihtimal iklimi oluşturmaktır. Merak ve hayret duygusunun ortaya çıkması için bu ihtimal ikliminin oluşması lazım. Bu da ancak öğretmenin liderliği ile sağlanabiliyor.”

Siyasetcafe.com