Volkan AYDEMİR

Volkan AYDEMİR

Vidyo devlet!

Vidyo devlet!

 

5 Temmuz 2020 tarihinde kişisel sayfamdan bir yazı paylaşmıştım. O tarihte Azerbaycan "2. Karabağ savaşını" henüz başlatmamış ve işgal altındaki topraklar kurtarılmamıştı. Bugünde  aynı görüş ve düşüncedeyim. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğum, İrevan hanının torunu Turhan bey ve çok değerli akademisyenlerimizin de fikrime katıldıklarını belirtmek isterim. Aynı yazıyı siz değerli okuyucularla paylaşmak istiyorum.

VİDYO DEVLET!
 

Askerle, silahla, akılla, bilekle, ruhla. Savaşıp toprak kazanarak dövlet kuranların torunları. Günümüzde; video konferansla, devlet kurup, facebookta kanunlaştırıyorlar. Seçimleri  twitterden yaparlar artık.

Zalimhan Yakuplu bir şiirinde diyor ki;"Zarafat eleme gurvanın olum! Bu dünya zarafat dünyası döğül." Takip ettiğim kadarıyla birkaç sevgili dostunda (durum hakkında bilgileri varmı bilmiyorum) içlerinde olduğu bir grup. Video konferans yöntemiyle oylama yaparak, sanal bir devlet kuruyorlar. Bizler, 2019 yılının Nisan ayında Fransa'da kurulan sözde "batı Ermenistan kağıt devletini" ciddiye almazken, 1828'den bu yana işgal edilen Azerbaycan topraklarının bir bütün olmasını savunurken, Üç renkli ve Ay yıldızlı şanlı Azerbaycan Bayrağının; Revan ve Dağlık Karabağ'da da dalgalanması gerektiğini insanlara anlatmaya çalışırken. Bölgede federatif devlet benzeri, kökleri ve geleneği eski Türklere dayanan, ama günümüz dünyasında geçerliliğini kaybetmiş yönetim şekli olan "hanlık" adı altında bir video devlet kurulmasını çok akla yatkın ve hoş karşılamadım açıkçası. 

Yıllar boyu Türkiye'de Azerbaycan'ı anlatan bizlere ışık tutan, Son dönem Azerbaycan'ın bağımsızlığı, bayındır olması ve dünya devleti olmasında büyük çaba ve emek sarfetmiş merhum Umumi Milli Lider HEYDAR ALİYEV'in "BİZ BİR MİLLET, İKİ DEVLETİZ!" sözünü şimdi; "BİZ BİR MİLLET, İKİ GERÇEK DEVLET, bir tane de video konferans devletiyiz!" Diye değiştirecekmiyiz?

Nasıl böylesine bir akıl tutulması yaşanır anlamıyorum?!. 

Ne yani "küçük olsun bizim olsun!" mantığıyla devlet kurulup. Zaten o topraklarda bir bayrağın dalgalanması için çaba harcanırken başka bayrak açılır mı? 

Bunu yapanlar bilincinde değil belki ama, Türk devlet geleneğinde bu! Varolan devleti tanımamaktır, yani bir nevi isyandır!

İşgal altında bulunan Türk topraklarının kurtarılması yönünde, hukuki ve masabaşı lobi faaliyetleri yapılması gerekirken. Kuşatma altındaki toprakların bir parçasını ayırıp devlet kurup, hele ki, Azerbaycan bayrağından ayrı bir bayrak yaratmak kimlerin ekmeğine yağ sürer varın siz hesap edin.

Uluslararası hukukta, devlet geleneğinde karşılığı olamayan bu tür komplimanları tarihte okuyanlar için anadoludan bir hatırlatma yapayım:

İnsanlar devlet kurarken: şuura'lar, kongreler yapmak için işgal devletlerinin tehditlerine, idam kararlarına, işbirlikçilerin engellemelerine, pusularına aldırış etmeden, günlerce at sırtında belki aç. Belki yorgun, yolculuklar sonrası kuşatma altındaki topraklarda yıllarca savaşarak devlet kurdular. 
 
İsmi geçen sevgili dostlarım kusura bakmasın ama.

Ortak bir alanda toplanma zahmetinde bile bulunmadan, kurucuların oturduğu yerden, koltuk sırtında bir iki saatlik video konferansla devlet kurması. Bana Fransa'da kurulan devletten daha ciddiyetsiz geldi.

Destekçinizin dahi olmadığı, monotip nüfusa sahip bir ülkede ve bir irtibat bürosu veya kamu diplomasisinden yoksun olacağınız bir coğrafya üzerinde böylesi ancak kağıt üstü varolan yapılar kurmak, hayalperestlikten başka bişey değildir. 

Üstad Zalimhan YAKUPLU'nun yazdığı gibi "Zarafat eleme(şaka yapma) gurbanın olum, bu dünya zarafat dünyası döğül!"

KALIN SAĞLICAKLA

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Volkan AYDEMİR Arşivi