İsmail Çorbacı

İsmail Çorbacı

Yahudilerin 1000 yıllık projesi

Yahudilerin 1000 yıllık projesi

6'ncı MADDE 
"Yahudi olmayanların sözde zeki insanları ilim sahipleri, bu anlamlı kelimelerin hakiki manalarını anlayamadılar" 
Yukarıdaki 5 ve 6'ncı maddeler birbirine paralellik göstermekte olup, biri öncesi, diğeri ise sonrasdır. Yahudi toplumunun isteyip de, elde ettiği kazanımlardır. Fakat sonra bu kazanımlar başlarına müthiş felaketler getirmiştir. Bundan ders alan ;Yahudiler nerede hata, yanlışlık yaptıklarının muhasebesini yaptılar. 
Vardıkları sonuç şu olmuştu. Her kim ki, yerleşik düzeni bozmaya, yıkmaya kalkarsa, verilen temel yurttaşlık haklarından daha fazlasını ister, diğer milletlerin rejimini benimser, bağlı olduğu ülkeye zorla dayatmaya kalkarsa, ilk etapta, isteklerini öyle ya da böyle biraz olsun elde eder. 


Alınan haklar, ilerleyen zamanlarda yetmeyecektir. Daha fazlasını isteyen halk, devletine karşı isyan haline gelecektir. Bu da, milleti devlete karşı anarşi, kaos ve teröre yöneltecektir. Halk bilmeden, bu olayların içine her yönden sürüklenecektir. 


Uluslararası arenada ise ülkeye kötü bir şekilde uzun yıllar sürecek kara bir leke gibi, eksi puan getirecektir. Ülke dünya genelinde, terörist ülke ve /veya güven vermeyen ülke konumuna sokulacaktır. Bu leke, uluslararası arenada, dünya genelinden ziyade ülke için en az 50 yıl gerilemesine sebep olacaktır. Ayrıca bölünen halk da, uzun yıllar irili ufaklı çatışmalara da, zemin hazırlaması kaçınılmaz olacaktır. 


Esas konumuza dönecek olursak, aynı oyunun çeşitli ve sürekli geliştirilmiş versiyonlarının sahneye konulmasıdır. 


Bir zamanlar ;Eski Mısır'da Firavun'un Hükümdarlığında köle olan Yahudi topluluğu, hürriyet (özgürlük) istediler. Bunu öyle bir haykırdılar ki, özggürlüklerini elde ettiler, fakat ülkelerinden perişan halde sürüldüler, halkın çoğu sürgün yollarında telef oldular. 

Vaad edilen topraklara ise bir türlü ulaşamadılar. Mısır ülkesinin ;Firavun'un kendisi ve ordusunun sonu da, felaketle sonuçlandı. Aradan yüzyıllar geçse de, Firavun'un Laneti, bugünde hem Mısır'ın hem de, Yahudi milletinin başından eksik olmadı. Kıyamete kadar da eksik olmayacaktır. 

Yahudi milleti, kendi arasında ve dünya milletleri arasında eşitlik (eşit paylaşım /eşit hak) istedilerse de, gittikleri ülkelerde bunu elde edemediler, hep itilip kakıldılar, hep günah keçisi oldular, sadece Osmanlı İmparatorluğu'nda eşit muamele gördüler. Hayatlarının en rahat en refah dönemini özgürce yaşadılar, fakat sinsilik ve kalleşlik fıtratlarında vardı. Onu da, arkadan vurdular. Bu fıtratlarını galiba diğer ülkeler biliyorlardı. 

Kendi devletlerini kurunca eşitliğe, eşit haklara çok önem verdiler. Fakat hep benim olsun, ben diğerinden üstün olayım, daha zengin olayım kavgasıyla birbirlerine düştüler. Kardeşlik kelimesine gelince Yahudiler kendilerinden, kendi kanlarından olana hep kardeş gözüyle baktılar. Ta ki ;Siyon Tarikatı (Siyoni(stler) zm) ortaya çıkana kadar. 

Siyonist Yahudiler ve gerçek dindar olan Tevradi Yahudiler birbirinden ayrılana kadar, kısacası içten içe gizli bir düşman olana kadar. Kardeşliği önce Tapınak Şövalyeleri'ne ardından da, Mason birliği üyelerine monte ettiler. Bu da, zamanla ;Biraderliğe dönüştü. 

Bunlardan hiçbir şekilde önemli sonuçlar alamayınca, bu propagandaları geliştirip, süsleyip diğer milletlere sözde zeki insanlara empoze ettiler. Onlar da, bu aldıkları safsataları tuzaklarına düşürdükleri insanlara aşıladılar. Yıllarca papağan gibi tekrarladılar fakat hiçbir şey elde edemediler 

Hep darbe gördüler, elde ettiklerini de, ellerinde olanları da kaybettiler. Devlet nezdinde isyancı olarak damgalandılar. Bir zamanlar ;Alman İmparatorluğu'nda propaganda bakanlığını kurdurmuştuk, fakat silah bize döndü. Ters tepti. Holokost'a maruz kaldık. Onun içindir ki, Yahudi milleti olarak çok dikkatli olmalıyız. İblis'e bahşedilen projeleri asla kendimiz için ve kendi içimizde kullanmamaya çok dikkat etmeliyiz.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Çorbacı Arşivi