Bilim Kurulu üyesi açıkladı: Türkiye'de kaç maymun çiçeği vakası var?

Bilim Kurulu üyesi açıkladı: Türkiye'de kaç maymun çiçeği vakası var?

Afrika kökenli maymun çiçeği virüsü Türkiye'de de görüldü. Peki Türkiye'de kaç maymun çiçeği vakası var? İşte Bilim Kurulu üyelerinin maymun çiçeği vakası açıklamaları;

Afrika kökenli maymun çiçeği virüsü tüm dünyada hızla yayılmaya devam ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz ay Türkiye’de ilk vakanın görüldüğünü açıklamıştı. Dünya Sağlık Örgütü ise maymun çiçeği nedeniyle ‘küresel acil durum’ ilan etti.

Bilim Kurulu Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, vaka sayısının ikiye yükseldiğine dair bilgiler olduğunu ifade etti.  

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol ise Türkiye'de maymun çiçeği virüsüne ilişkin vaka tespitinin sınırlı olduğunu söyledi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın 30 Haziran 2022 tarihinde ilk maymun çiçeği vakası bildirimin üzerinden 25 gün geçti.

 

FARKINDALIĞIN ARTILILMASI İÇİN YAPILDI


Davutoğlu Şenol şöyle devam etti:

 

"Virüs, sessizce yayılıyor ve yayılımı hızlanıyor. DSÖ, çok sayıda ülkede yayılınca hem farkındalığın artırılması hem de ülkelerin birbirine gerektiği durumlarda yaptırımları uygulayabilmesi, yasal çerçevenin ve düzenlemenin iyi çizilebilmesi bakımından halk sağlığı için acil durum ilan etti. Bu hem daha dikkat çekici hem de daha kurallı bir izleme getirecek."

 

Davutoğlu Şenol, vaka sayısı ve Türkiye'deki duruma ilişkin olarak şunları kaydetti:

 

"Bize yansıyan, maymun çiçeği olduğunu düşündüğümüz ve taradığımız 1-2 vaka olduğu, ancak bunu doğrulayamadık. DSÖ uyarıyor; Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde çok sayıda vaka görüldü. Almanya'dan bize çok fazla ziyaretçi geldi.”

 

Şenol, ayrıca şunları kaydetti:

 

"Öncelikle tanısal bağ iyi kurulmadı. Vakaların çok görüldüğü ülkeler, artık o beklediğimiz çiçek benzeri görüntü yerine, iltihaplanmış sivilce gibi görüntüleri olan ve bizim basit alerjidir, kıl kökü iltihabıdır diyebileceğimiz vakaların da maymun çiçeği olabileceğini değerlendiriyor. Dolayısıyla, düşündüren bulgulara sahip olanları yoğun bir taramadan geçirmemiz gerekirken; kurgulama iyi yapılamadığı ve oturtulamadığı için düşündüren bulgular için bile tanısal işlem yapamıyoruz."

Bu süreçte nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine ilişkin önerilerini sıralan Davutoğlu Şenol, "Maymun çiçeği hastalığı, öncelikle bir halk sağlığı sorunu ve acilidir denmeli. Türkiye bunu şu anda yapmadı. Adeta 'Tek bir vakamız var önemsemeyin, umursamayın' dendi. İkincisi; bütün Halk Sağlığı acilinin, birinci basamağın ve ilgili hekimliklerin bu tanısal donanıma katılması, taramaya katılması ve insanların da kamunun da bu konuda uyarılıp, tanıya gitme konusunda cesaretlendirilmesi gerekir" dedi.

 

Şenol ayrıca şunları söyledi:

 

"Şimdi dünyada bu vakalar çok daha iyi yakalanıyor, çünkü Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde cinsel yolla bulaşan hastalık klinikleri aktif çalışıyor. Bu hastalık da yakın temasla bulaştığı için ve o kişilerin de farkındalıkları yüksek olduğu için daha çok tanı alıyor. Bu da sadece buz dağının görünen yüzü…"

 

Maymun çiçeği için uygulanabilecek aşı uygulamasına da değinen Şenol değerlendirmelerini şu şekilde sürdürdü:

 

"2003 yılında Irak'a giden ABD askerlerinde çiçek aşısının yan etkilerinin çok olduğu görüldü. Maymun çiçeği için 2019'da hazırlanan modifiye aşı stoğu ise ABD'de mevcut. İngiltere ve Kanada yakın temaslı aşılamasına, ayaktan kliniklerde başladı ve bu konuda cesaretlendiriyor. Pek çok ülkede sağlık çalışanlarına bu seçeneği açıyor. Çünkü sağlık çalışanları yine risk altında, virüs yakın temas ve yüz yüze vakit geçirmekle bulaşıyor."

 

PROF. DR. SERAP ŞİMŞEK: VAKA SAYISI İKİ


Bilim Kurulu Üyesi ve KLİMİK Derneği Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ise maymun çiçeği vaka sayısını iki olarak duyduğunu ancak bakanlığın bu rakamları güncelleyip güncellemeyeceği yönünde bir bilgisi olmadığını söyledi.

 

Şimşek Yavuz, DSÖ'nün verdiği uyarıya ilişkin değerlendirmelerini şu şekilde sürdürdü:

 

"Bu kararın nedeni ülkeleri uyararak önlem almayı sağlamak. Sonuçta bu bir sorun olarak karşımızda duruyor. Belli gruplar riskli olabilir. Özellikle çocuk yaş grubunda ya da bağışıklığı baskılanmış gruplarda kötü sonuçlara neden olabilir. Şu an yayıldığı gruplar bu gruplar değil.

Hastalığın bu gruplardan diğer gruplara geçmemesi için düzenli olarak vakaları bulmak ve ardından yakın temaslıları saptamak gerekiyor. DSÖ aslında bunu söylüyor. Şimdilik sorun yaratmıyor ama ilerleyen dönemlerde önlem alınmazsa sorun yaratabilir. Sınırlı olduğunu düşünmeyin. Bu hastalık yayılma potansiyeli taşıyor. Mesela yurt dışında iki çocukta tanımlandı.”


Siyasetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.