Boğaziçi provokasyonuna Türk Tabipleri Birliği'de katıldı!

Boğaziçi provokasyonuna Türk Tabipleri Birliği'de katıldı!

Boğaziçi Üniversitesi'nde rektör atamasına karşı başlatılan provokatif eylemlere Türk Tabipleri Birliği'de yaptığı yazılı açıklama ile destek verdiğini duyurdu.

Boğaziçi Üniversitesi'nde, rektör atamasına karşı başlatılan sözde tepkiler, farklı grupların eylemlerine dönüştü.

Günlerdir süren provokasyonda Kabe'ye yapılan alçak saldırı sonrası şimdi de sosyal medyada yalan algılarla yayılan görüntü ve bot hesaplardan yapılan paylaşımlarla yeni bir Gezi Kalkışması yaratmanın peşine düşüldü.

 

EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TEPKİ GÖSTERDİ

 

Koronavirüs salgını nedeniyle mesafe kurallarının hiçe sayıldığını gören polis memurlarının uyarıları sonrası başlatılan alçak provokasyona, Emniyet Genel Müdürlüğü de sosyal medya üzerinden paylaştığı video ile yanıt verdi. EGM'den yapılan paylaşımda "Polisimiz pandemi ortamında sadece yasadışı göstericilerle değil, yalan virüsüyle de mücadele ediyor" denildi.

 

CHP VE HDP'DE PROVOKASYONA ORTAK OLDU

 

Son dönemde darbe imalı paylaşımlar yapan CHP, Boğaziçi Üniversitesi üzerinden Gezi Parkı Eylemi devşirme peşine düştü. Yol Tv'nin aşağıya bak yalanı üzerine sosyal medyada büyüyün yalan propagandasına katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere birçok CHP'li ve HDP'liler #AslaAşağıyabakmayacağız hashtagine destek vererek, emniyet teşkilatını hedef aldı. Aynı CHP Boğaziçi eylemleri sırasında Kabe-i Muazzama yapılan saygısızlığı ise kınamadı.

 

PROVOKASYONA TTB'DE KATILDI

 

Türk Tabipleri Birliği'de (TTB), Boğaziçi Üniversitesi provokasyonuna ortak oldu ve "Taleplerini duyurmaya çalışanların yapmak istedikleri gösterileri bastırma biçimi olarak; kaba dayak, yerlerde sürükleme, tekmeleme, ters kelepçe kullanma, taciz, pandemi koşullarında kalabalık bir biçimde hastane ve emniyet müdürlüğüne götürme, hastane muayenesinde yapılan etik ihlaller gibi tüm işkence yöntemleri insanlık onuruna aykırıdır" açıklamasını yaptı.

 

Türk Tabipleri Birliği'nin açıklaması şöyle:

 

"COVID-19 pandemi süreci boyunca şeffaf olmayan, toplum katılımını önemsemeyen ve salgına ilişkin güven veren bir yönetim biçimi sergilenmemiştir. Siyasal iktidar etkisi devam eden ve henüz birinci dalganın dahi bastırılamadığı koşullarda binlerce kişinin bir araya gelmesini teşvik ederken, siyasal çalışmalarını sürdürürken; yapılmak istenen tüm barışçıl demokratik gösteriler emniyet güçleri tarafından pandemi koşulları gerekçe gösterilerek engellenmektedir. Bu tutum aslında esas nedenin pandemi koşulları olmadığını, en barışçıl ve demokratik yöntemlerle hak ve taleplerini duyurmak isteyen yurttaşların haklarının gasp edilmek ve engellenmek istendiğini göstermektedir. 

Bilindiği gibi ülkemizde üniversitelerin özerkliğine müdahale edilerek, liyakat önemsenmeden ve kurumların özgünlükleri dikkate alınmadan antidemokratik biçimde Cumhurbaşkanlığı tarafından rektör atanmaları yapılmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi’nde atama yolu ile üniversite dışından rektör atanması, başta üniversitenin öğrencileri ve öğretim üyeleri olmak üzere Boğaziçi Üniversitesi’ne aidiyet hisseden tüm kamuoyu tarafından haklı bir tepkiye neden olmuştur. Bu antidemokratik uygulamaya karşı ulusal ve uluslararası yasa ve sözleşmelerce güvence altına alınmış demokratik itirazlarını ve rektörün demokratik yöntemlerle seçilmesi gibi haklı taleplerini tamamıyla barışçıl yöntemlerle ifade etmektedirler. 

Yapılan etkinliklerin kriminalize edildiği, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde kolluk kuvvetlerinin öğrencilere karşı ölçüsüz, orantısız güç kullandığı kamuoyuna yansımıştır. En son 2 Şubat 2021 tarihinde Ankara ve İstanbul’da yapılan protesto gösterilerinde kolluk güçleri basın açıklaması yapılmasına dahi izin vermeyerek daha toplanma aşamasında biber gazı da kullanarak gruba müdahale etmiş, bu esnada yere düşen öğrenciler polislerce tekmelenmiş, yerlerde sürüklenmiş, ters kelepçe takılmış ve gözaltına alınmışlardır. Emniyet güçleri tarafından gerçekleştirilen bu işkence ve gözaltılar kabul edilemez. İşkence, darp, taciz, aşağılama gibi tüm kötü muamele uygulamaları gözaltına aracında, hastanede de devam etmiş, saatlerce ters kelepçe takılı şeklide bekletilmişlerdir. 

Taleplerini duyurmaya çalışan yurttaşların demokratik ve barışçıl yöntemlerle yapmak istedikleri gösterileri bastırma biçimi olarak; kaba dayak, yerlerde sürükleme, tekmeleme, ters kelepçe kullanma, taciz, aşağılama, kriminalize etme, pandemi koşullarında kalabalık bir biçimde hastane ve emniyet müdürlüğüne götürme, hastane muayenesinde yapılan etik ihlaller gibi tüm işkence yöntemleri insanlık onuruna aykırıdır ve kabul edilemez. 

Haklı tepkilerini dile getiren yurttaşların yanında olduğumuzu, yapılan kötü uygulamaların takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz."

 

BAHÇELİ 'DERHAL KAPATILSIN' DEMİŞTİ

 

MHP Lideri Devlet Bahçeli, 16 Eylül 2020'de Twitter'dan yaptığı açıklamasında Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) koronavirüs konusunda millete sürekli olarak korku aşıladığını, hekimler arasına nifak soktuğunu ve güvensizliği yaydığını belirterek derhal kapatılması gerektiğini söylemişti.


YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!

 

Siyasetcafe.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.