Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

“KARDEŞ” MALİ’NİN ANLATTIĞI AKP GERÇEĞİ

“KARDEŞ” MALİ’NİN ANLATTIĞI AKP GERÇEĞİ

Yerini sorsanız haritada pek çok kişinin zor göstereceği Mali’de yaklaşık 3 hafta önce askeri bir darbe gerçekleşti. 2013’ten bu yana iktidarda olan Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita devrildi,Boubacar kısa süre önce “Tedavi olma” gerekçesi ile ülkesini terk ederek Abu Dabi’ye gitti.

Bu küçük ülkede yaşanan askeri darbe gerçekleştiği gün Türkiye askeri darbeyi “Çok sert” şekilde kınamıştı.

Peki bugün gelinen noktada ne oldu?

Askeri darbenin gerçekleştiği Mali’yi ilk ziyaret eden ülke Türkiye olduğu gibi,Dışişleri Bakanımız Sn.Mevlüt Çavuşoğlu “Kardeş” (Nereden ve nasıl bir kardeşliğimiz var Mali ile hala çözebilmiş değiliz) Mali’yi desteklediğimizi masaya oturduğu askeri cuntaya iletti.

***

Şimdi sizlerle isterseniz sizlerle 3 Temmuz 2013 tarihine gidelim…

Bu tarihte Arap Baharı’nın ardından Mısır’da devrilen Hüsnü Mübarek’in yerine seçimle iktidara gelen Muhammed Mursi, Mısır Genelekurmay Başkanı Sisi tarafından gerçekleştirilen bir askeri darbe ile alaşağı edildi.

Türkiye Sisi’nin “Darbeci” olduğu ve milli iradeyi çiğnediği gerekçesi ile Mısır ile tüm ilişkileri kesti.Bugün dahi Mısır’da Büyükelçimiz yok,uluslar arası her platformda Mısır Türkiye’nin karşısında yer alıyor…

Peki Mali’deki askeri cunta ile Mali’yi “KARDEŞ” (!) ilan edip masaya oturabilen AKP iktidarı,Ortadoğu coğrafyasının en önemli ülkelerinden birisi olan,Sisi’nin askeri darbe ile yönetimi le aldığı günlerde Yunanistan karşısında Akdeniz’de işbirliği yapılarak bir karşıt blok oluşturulabilecek tek ülke olan Mısır ve Sisi yönetimi ile neden tüm “Köprüleri yaktı” ?

Çünkü Sisi Mısır’da AKP’nin “ideolojik fikri iklimini” besleyen,hayranı olduğu ve dış politikasını üzerine inşa ettiği İhvan’ın temsilcisi Muhammed Mursi’yi devirmişti.

“Sisi’nin Darbeci” olması,”Milli iradeyi çiğnemesi” AKP için sadece süslü laflar ile üretilen bahaneydi.Aslolan ise Sisi’nin İhvan’a vurduğu darbeydi.

**

Suriye’de iç savaşın başladığı 2011’in hemen öncesini hatırlayalım şimdi de isterseniz…Erdoğan ve Esad ailesi birlikte kahvaltılar yapıyorlar,Suriye’de bizim bakanlar kurulumuz toplanıyor,Suriye ile ilişkiler “Altın çağını” yaşıyordu…

Sonra iç savaşın başlamasının ardından ne oldu? “Kardeş” Esad, “Katil” Eset”e dönüştü…AKP tıpkı Mısır’da olduğu gibi Suriye’de de “Köprüleri yaktı”,ABD ve Rusya dahi Esad’ın Suriye’de siyasiş varlığının devamı için “Uzlaşırken” ısrarla Esad’ın gitmesini istedi,Suriye bataklığına Türkiye’yi soktu…

Neydi peki bu ısrarın sebebi?

AKP isteği ve planı,Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesi ve yerine İhvancı bir yönetimin gelmesiydi…

Yani efendim anlayacağınız bunca yıldır Mehmehmetçiklerimizin şehit olması,ülkemize milyonlarca Suriyeli’nin “Milli güvenlik sorunu” oluşturacak derecede akın akın göç etmesine sebep olan da yine özünde AKP’nin dış politikadaki bu İHVAN sevdasıydı…

***

AKP bu İHVAN sevdası nedeni ile Mısır ile tüm köprüleri attı,İhvan sevdası nedeni ile İsrail’i de karşısına aldı…

Mısır-İsrai-Yunanistan 3’lüsü ne yaptı…

Doğu Akdeniz’de yanlarına Güney Kıbrıs Rum kesimini de alarak işbirliği içerisine girdi,Türkiye’yi adeta kuşatma altına aldı…

Türkiye,Doğu Akdeniz’deki “Hayati çıkarlarını” koruyabilmek için Libya’ya mahkum kaldı…

Libya’da iç savaş vardı ve zaten ülkede Kaddafi’nin devrilip ülkenin kaosa sürükleniş sürecinin en başında ülkedeki muhalif gruplara bavullar içinde paraları taşıyan ülkelerden biri olmuştu AKP iktidarı döneminde Türkiye…

Yani öyle şimdi AKP’nin kamuoyuna anlattığı “Libya’nın toprak bütünlüğü” lafları laf-ı güzaftan,masaldan ibaretti,çok da umurunda değildi Libya’nın toprak bütünlüğü AKP’nin…

Ama umurunda olan bir şey vardı elbette…

***

Şimdi sizlerle 2014 yılına gidiyoruz…Libya;’da ortalık toz duman…Ülke doğu,batı ve güney olmak üzere 3’e bölünmüş durumda…

Libya’daki iç savaşta General Hafter bir taraftaydı,Sarrac güçleri bir tarafta…

Muhalif gruplar arasında çatışmalar devam ederken Müslüman Kardeşler’in yani İHVAN’ın lideri olan Feyiz Sarraç Trablus’u ele geçiriyor…

Ve bu gelişmelerin hemen arkasından Libya’da seçimler yapılıyor.2014’te Libya’da yapılan seçimlerde İHVAN VE LİDERİ Feyiz Sarraç seçimleri kaybediyor.Seçimleri kaybettiğinin kesinleşmesinin ardından Sarraç’ın “Seçimlere katılım düşük olduğundan sonuçları tanımıyorum” açıklaması geliyor…

Sarrac bunun ardından “Milli Mutabakat Hükümeti” adıyla bir hükümet kuruyor…

İşte Sarrac’ın bu hükümeti kurmasının hemen ardından AKP’den açıklama geliyor:”Sarrac isterse asker de göndeririz”

Ve Türkiye,İHVAN’cı Sarrac’a her türlü desteği verdi,hatta AKP sayesinde verilen o destek olmasa General Hafter çoktan Sarrac’ı bitirmişti.

Yani AKP tercihini Libya’da da İHVAN sevdasına göre yapmıştı…

Ve bu tercihi yaparken de “Milli iradeyi” dilinden düşürmeyen AKP,İHVAN’cı Sarrac’ın Libya’da seçim sonuçlarını yani milli iradeyi “Tanımamış” olmasını zerre sıkıntı etmemişti.

Söz konusu İHVAN olunca “Milli İrade” çiğnenebiliyordu demek ki…

***

AKP’nin bu İHVAN SEVDASI giderek Türkiye’ye daha çok zarar vermeye başladı…İHVAN’ın amansız İsrail düşmöanı olması,Türkiye’nin ise bu İHVAN SEVDASI İsrail’in Türkiye’nin karşısında kendisini konumlandırmasına neden oldu.

AKP’nin İHVAN sevdası ile yaptığı dış politikanın doğal bir sonucu da başka ülkelerin iç işlerine müdahil olmak olduğu için hem iç işlerine müdahil olunan ülkeler,hem de o ülkelerin müttefikleri ile Türkiye’nin arası açıldı.

Yetmedi,İHVAN’cı dış politikia izleme sevdası ile AB kriterlerinden her geçen gün uzaklaşıldı,AB ile ilişkiler kopma noktasına geldi..

***

İşte bugün gelinen noktada Ahmet Davutoğlu’nun mimarı,Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise “Pro-Aktif dış politika” ambalajı ile ısrarlı savunucusu ve yürütücüsü olduğu bu İHVAN AŞKI Türkiye’yi uluslar arası alanda yalnızlaştıran ve bu yalnızlığın adım adım kritik konularda ülke güvenliğini tehlikeye dönüştürdüğü bir noktaya getirdi.

***

“Monşerler” diyerek küçümsediği büyük tecrübelere sahip,Türk dış politikasının yıllardır süren geleneksel “Temel”politikalarına vakıf hariciyecileri tasfiye eden,büyükelçiliklere partilileri,eş-dost-akrabaları atayarak böylesi kritik bir alanda bile partizan kadrolaşma yapan AKP’nin büyük İHVAN AŞKI’nın sonucu bugün Türkiye’nin “Değerli yalnızlık” diye yutturulmaya çalışılan “İzole” bir ülke “Tehlikeli yalnızlık” içine düşmesi olmuştur…

İşte AKP’nin İHVAN AŞKI’nın Türkiye’ye bedeli budur ve bu bedelin oluşturduğu hasarların düzeltilmesi AKP sonrası dönemde dahi kolay olmayacaktır…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Celal Eren ÇELİK Arşivi