Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

İkinci yetmez ama evet dalgasına hazırlıklı olun

İkinci yetmez ama evet dalgasına hazırlıklı olun

AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bundan yaklaşık 2 hafta önce birden bire ülkenin gündemine “Yeni Anayasa” başlıklı bir gündem maddesi attı ve Erdoğan’ın “Yeni bir Anayasa’yı tartışma vakti gelmiştir” sözlerinden bu yana Türkiye bu tartışmayı sürdürüyor…
 

İşin açıkçası memleketin basiretsiz, liyakatsiz ve siyasi öngörü den uzak muhalefeti bunu AKP ve Erdoğan’ın basit ve gündelik bir “Gündem değiştirme” operasyonu olarak görüyorlar ve durumun ciddiyetinin de farkında değiller.

Oysa Erdoğan ve AKP açısından bu “Yeni Anayasa” süreci hiç de öyle gündem değiştirmek adına yapılmış bir hamle değil ve Erdoğan yapacağı bir yeni Anayasa ile sistemi tamamen dönüştürme yolunda belki de son adımı atacak.

///

Ancak bu “YENİ ANAYASA” çalışması sürecinde AKP’nin 2010’daki Anayasa değişikliği sürecinde olmayan bazı sıkıntıları mevcut.

2010’daki süreçte AKP’nin Meclis’te bir sayısal üstünlüğü bulunmaktaydı lakin bu üstünlük bugünün şartlarında yok.

Ancak bundan da önemlisi böylesi bir sürecin yönetilebilmesi ve başarıya ulaştırılabilmesi ancak “Halkın ikna edilmesi” ile mümkün.

İşte AKP 2010 yılında halkı ikna etmek adına kamuoyu oluşturma, kendisine yakın olmayan hatta taban tabana zıt toplumsal katmanları da ikna etme adına bu kitleler üzerinde etkileme gücü ve prestiji olan Türkiye’nin “Liberal” aydınları ile çok yakın ilişkideydi.

AKP bu “Liberal aydınları” “Faşist 12 Eylül Anayasasını değiştiriyoruz” masalı ile avuturken aslında bu kendilerine “Aydın” diyen kitlenin eline bir “Şeker” tutuşturup, yargıyı kontrolü altına aldığı o zehir zemberek içeriği “Ambalajladı”…

Ve bu “Aymazlıkta” sınır tanımayan “Aydınlar” (!) ellerine “YETMEZ AMA EVET” pankartları alarak Erdoğan ve AKP'nin kurduğu kapanın içerisine gözleri kör olmuş biçimde koştular.

Sadece bununla da kalınmadı, zaten belirli toplumsal katmanlar üzerinde etkinliği olan bu “Liberal Aydınlar” (!) için yandaş kanallar kapılarını sonuna kadar açtı, gazete sayfaları çarşaf çarşaf bu “Aymaz” “Aydınların” (!) Anayasa Referandumuna neden “EVET” denmesi gerektiği yönünde belirttikleri görüşler ile dolduruldu…

Bu “Aymaz Aydınlar” 12 Eylül öncesinde bugünkü liberal durumlarına “Savrulmadan” önce bulundukları “Sol” mahallede kendilerine 12 Eylül faşist askeri darbe Anayasası ile çektirilen sıkıntıların öcünü alabilmek adına ve pek tabii kendilerini “Kullanıp atacağını” dahi göremedikleri AKP’den türlü beklentiler içerisine girerek AKP’nin gönüllü “PROPAGANDA NEFERLERİ” haline dönüştüler…

Neticede AKP işte bu “AYMAZ AYDINLAR” sayesinde toplumda kendisinin ikna etmesinin mümkün olmadığı, taban tabana zıt görüşlerde ve siyasal konumlarda bulunduğu sosyal katmanları dahi ikna ederek bir Anayasa Referandumu kazandı…

Ve işte o referandum sonrasında AKP artık “Kendi sistemini” inşa etmeye başladı…

AKP’nin “AYMAZ AYDINLAR” ile de “Liberaller” ile de işi bitmişti ve onları da bir mendil gibi kenara atıp tasfiye ederken, giderek otoriterleştirdiği sistem içerisinde 1 dakika tereddüt etmedi.

Bugün gelinen noktada o tüm harareti ile “YETMEZ AMA EVET” diyen “AYMAZ” “Liberal” aydınlar, o isimlerinin başında koca koca Prof.,Doç. Yaza  akademisyenler “Böyle olacağını bilseydim…” diye başlayan cümleler ile günah çıkartmakla uğraşıyorlar…

///

AKP yine bir “Anayasa” virajında ve toplumsal katmanları buna ikna etmek noktasında iktidarın verdiği yıpranmışlık ve kendi kemik kitlesi dışında kimseye güven vermeyen hali ile büyük sıkıntısı var.

AKP bu “Kamuoyu iknasını” sağlamak için öncelikle mutlaka ama mutlaka kendi sisteminin son taşlarını döşeyeceği bu “YENİ ANAYASA” paketi içerisine bir “ŞEKER” koyacaktır.

2010’da nasıl “12 EYLÜL ANAYASASI’nı sivilleştiriyoruz” “Geçici 15. Maddeyi kaldırıp darbecileri yargılayacağız” gibi topluma uzatılan “ŞEKER” ile aslında içerikteki zehir örtüldüyse bu Anayasa çalışmasında da mutlaka topluma bir “ŞEKER” uzatılacaktır.

Bu “ŞEKER” özgürlükler konusunda olabilir, bu “ŞEKER” Kürt seçmenin oyunu almak için “Özerklik” noktasında olabilir, bu “ŞEKER”  demokratikleşmeye yönelik 1-2 madde ile olabilir… Ama bu “ŞEKER” mutlaka olacaktır.

İşte burada önemli olan AKP’nin 2010 yılında liberal “AYMAZ AYDINLARI” kullanarak toplumu ikna ettiği o “ŞEKERE SARILMIŞ ZEHİRİ”  bu kez halka nasıl ve daha doğrusu kimler eli ile yutturacağıdır.

AKP eski “YETMEZ AMA EVETÇİ” kadro ile yürüyemez, kendi medya kanallarının “KADROLU YANDAŞ KONUKLARI VE AKADEMİSYENLERİ” eli ile bunu yapmaya çalışsa bırakın toplumu ikna etmeyi bunlara olan güvensizlik ve tepki nedeni ile ters bile teper…

O zaman AKP için tek seçenek “YENİ YÜZLER BULMAK” olarak görünüyor…

///

Önümüzdeki süreçte televizyon ekranlarında süslü CV’lere sahip, ağzı çok iyi laf yapan, aslında muhalif gibi duran ama muhalefete de radikal çıkışları olan “Yeni” akademisyen, yazar ve gazeteci yüzler görmeye başlarsanız hiç şaşırmayın.

Bu “YENİ” yüzlerin akademik çalışmaları, kitapları, köşe yazıları parlatılacak, yandaş medya vasıtası ile bu isimlerin sürekli gündemde kalması sağlanacak.

İkinci aşamada ise bu isimler yoğun bir biçimde gazetelere röportaj vermeye, kanallarda görüş bildirmeye başlayıp “Parlatıldıktan” sonra bir anda önünüze “Toplumun etkili kanaat önderleri” olarak sunulacak…

Ve son aşamada “Toplumu ikna” konusunda bu isimlerin “Bazı eksik noktaları olsa da…” diyerek, hatta muhalif kesimi ikna etmek adına “Aslında muhalefet iyi kullanırsa AKP’yi devirmenin yolu da bu anayasadan geçiyor…” diyerek, “Son yıllarda kaybettiğimiz özgürlük ve demokratik hakların en azından bir kısmının geri alınabilmesi açısından bu Anayasa tam içimize sinmese de bir fırsat…” gibi sözler ile başlayarak toplumu AKP’nin yeni Anayasasına ikna etme görevini üstlenecekler..

 

////

Evet sevgili okurlar bir “İKİNCİ YETMEZ AMA EVETÇİLER DALGASINA” hazır olmamız gerekiyor…

Ama sadece hazır olmak yetmez…

Önemli olan “Biz bu filmi 2010’da izledik” deyip bu tuzağa düşmemek…

Bu tuzağa düşülmemesi adına ise muhalefete görev düşse de daha durumun vahametini kavrayamamış bir muhalefetten bunu beklemek de sanırım son derece romantiklik olacaktır…

Durum budur ve 2. “YETMEZ AMA EVET” dalgası mutlaka ama mutlaka geri püskürtülmelidir yoksa bundan sonra “EVET” ya da “HAYIR” deme şansınız da kalmayabilir…

Bizden söylemesi…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Celal Eren ÇELİK Arşivi