Osman Başıbüyük: Devleti uyarıyorum, tedbir alın, bankacılık sistemi çökecek!

Osman Başıbüyük: Devleti uyarıyorum, tedbir alın, bankacılık sistemi çökecek!

Emekli Kurmay Albay hava pilot Osman Başıbüyük, 'Önümüzdeki günlerin en popüler konusu 'Büyük Sıfırlama' İngilizce tabiri ile 'The Great Reset' olacak. Büyük sıfırlama uluslararası para sisteminin değişmesi demektir.' gerçeğine dikkat çeken bir yazı yazdı

"Doların dünya rezerv para birimi olduğu mevcut para sistemi çöküyor. Parayı kontrol edenler, çöken sistem yerine, yine kendi kontrollerinde yeni bir sistemi dayatıyorlar." diyen Osman Başıbüyük, devleti yönetenleri gelecek felaket için uyardı.

"Olacakları öngörebilmek için geçmişte neler olmuş bilmemiz gerekiyor." diye yazan yazar, dünyada kapitalist sisteme geçildikten sonra paranın tarihine değinerek, "1973'te geçilen Petro-Dolar sistemi çöküyor" diye yazdı.

Başıbüyük durumu,"1973 yılında petrolün dolarla satın alınmasını Suudi Arabistan krallığıyla gizli bir anlaşmayla hayata geçiren ve Petro-dolar para sistemi kuran küresel sermaye, uzun süre kendisi için işleri düzgün yürüttü. Federal Hükümet, paraya ihtiyaç duyduğunda borç senedini FED’e veriyor, o da ihtiyaç duyulan parayı basıp ABD Başkanının cebine koyuyordu." saptadı.

"Anlaşıldığı kadarıyla Covid-19’un yarattığı savaş etkisi, Vatansız Para’nın yeni dünya düzenini kurması için yeterli olmamış. Arzu edilen sonucu almaları için salgının daha yıllarca devam etmesi gerekebilir." iddiasındaki Başıbüyük'ün, sunsavunma.net'te yer alan yazısının özet bölümü şöyle:

"(...) Bu yöntemle ABD’nin borcu 2008 yılında 10 trilyon dolara ulaşmıştı. Ancak karşılıksız basılan dolar sorun yaratmıyordu. Çünkü yabancı yatırımcılar güvenli liman olarak düşündükleri ABD Hazine bonolarını satın alıyorlar ve dolayısıyla piyasaya sürülen dolarlar bu yöntemle emilerek tekrar ABD’ye döndürülüyor, böylece doların değeri korunabiliyordu. Ancak 2008 yılında yaşanan emlak kriziyle birlikte en büyük yatırım bankası Lehman Brothers’ın iflas etmesi, 1907 yılında yaşanan krizin bir benzerini tetikledi.

"Batan finans kurumlarını kurtarmak için içlerine para koyulması gerekiyordu. FED sürekli para basmaya başladı. Fakat bu parasal genişlemenin bir sonu yoktu. Vatansız Para, piyasaya sürdüğü karşılıksız dolarları geri çekebilmek maksadıyla yeni bir yöntem bulmalıydı. 2009 yılında Satoshi Nakamoto mahlasını kullanan birileri blokzincir (blockchain) teknolojisi ile üretilmiş yeni bir yatırım aracı olan Bitcoin’i icat ediverdi. Başlangıçta Bitcoin piyasadan kayda değer miktarda para çekemedi. 2013 yılından sonra değeri artmaya başlan Bitcoin’in yanına yeni kripto paralar da eklenmeye başlandı.

"Fakat yine de istenilen sonuç elde edilemiyor, piyasadan yeterli miktarda dolar geri çekilemiyordu. AB ülkeleri ve Rusya başta olmak üzere birçok ülke, dolar dışında kendi para birimleriyle ticaret yapmanın yolunu ararken, Çin altına dayalı Yuan’a geçmek için planlar yapmaya başlamıştı. Bu gelişmeler Vatansız Para’yı panikletti ve yeni bir sistem kurmaya teşvik etti."

OLASI SENARYOYU TAHMİN ETMEYE ÇALIŞALIM

"Olanlar üzerinden olacakları tahmin edebiliriz. Dünya Ekonomik Forumu, 18 Ekim 2019 tarihinde, Bill-Melinda Gates Vakfı ve Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi ile ortaklaşa olarak New York’ta “Event 1” isimli bir pandemi tatbikatı düzenlemişti. Tatbikatta dünya çapında bir salgının ekonomik ve toplumsal sonuçlarının neler olabileceği tartışıldı. Tatbikattan kısa süre sonra Dünya Covid-19 virüsüyle tanıştı.

"Virüsün insan yapısı olduğuna dair çok güçlü iddialar var. Dünya Sağlık Örgütü, 11 Mart 2020’de küresel salgın ilan etti. Hatırlayın, yeni bir para sistemine geçebilmek için bir savaş olması gerektiğini yukarıda anlatmıştık. Savaş, ölüme ve ekonomik çöküntüye sebep olur. Her şey yıkılmalı ki yenisi kurulsun. Covid-19 da aynı şeyleri yapmıyor mu?

"İnsanlar ölüyor. Salgının yayılmasını önlemek maksadıyla ülkeler kapanıyor. İnsanlar evde hapis. Birçok sektörde üretim durdu. Dükkânlar kapalı, gıda hariç alışveriş yapılmıyor. Günlük kazanç ile yaşayan insanlar çok zor durumda. Devletlerin vergi geliri ciddi ölçüde azaldı. Ancak bir yanda da devlet vatandaşına yardım etmek zorunda. Parayı nereden bulacak? Devletler borçlanıyor. Nereden? Tabi Küresel Sermaye’den. Para için varlıklarını yok pahasına satıyorlar. Kime? Tabi ki Küresel Sermaye’ye. Bu da yetmiyor. Para basıyorlar. Parasal genişleme milli paraların değer kaybetmesine sebep oluyor. Birikimlerini korumak isteyen insanlar şaşkın ve ne yapacaklarını bilmiyorlar. Milli paralara hiç güven yok. Artık dolar da güvenli bir liman değil. Bankalar aracılığı ile altın veya gümüş almak da riskli. Bankalara ne olacağı belli olmaz. Fiziki altın veya gümüş alınsa saklamak çok zor. İşte yaratılan bu panik noktasında insanların önüne başka bir şey konuluyor: Kripto para.

"(...) Finansal sisteme siber saldırı geliyor. Vatandaşa açlıkla kendi devletlerini yıktıracaklar. Devletleri, kendilerini yok edecek bu sisteme razı etmek için Covid-19 ve siber saldırıların yanında daha güçlü bir baskı aracına daha ihtiyaç vardır: Açlık.

"Elektrik şebekesi ve bankacılık sistemine yapılan saldırılar, tedarik zincirinin kırılmasına sebep olacaktır. Büyük şehirlerde, marketlerdeki gıda stoku üç günde tükenir. Belki ülkede gıda olacak, ancak en basit örneği ile kamyona mazot koyacak pompa dahi çalışmadığından mallar ihtiyaç noktalarına ulaştırılamayacaktır. İşte bu kargaşa ortamı halkı sokağa döker ve ülkeleri rejim değişikliğine zorlar. Halkın önüne koyacakları havuç da “evrensel temel gelir” vaadi olacaktır. Yeni kurulacak sistem, herkese ister çalışsın ister çalışmasın insanca yaşayabileceği asgari geliri vermeyi vaat edecek. Böylece Vatansız Para, halkı kendi devletine saldırtarak arzu ettiği düzeni kurmaya çalışacak.

"Yeni dünya düzeninde “tık demokrasisi”nin hâkim olmasını istiyorlar. Milletvekillerinin çalıştığı meclisler yerine her şeyi vatandaşa soracaklar. Blokzincir üzerinden anında referandum yapmak mümkün olacak. Buna özgürlük diyecekler. Artık halk doğrudan yönetimde diyecekler.

"Peki, bu plan işler mi? Bu planın işleyebilmesi için bütün dünyada, insanların bu fikre hazırlanması gerekir. Osmanlı’dan bir örnekle konuyu açalım. Osmanlı’ya gelip yıllarca İstanbul’da yaşayıp en önemli gazetelerde yazan, önemli devlet adamlarıyla ahbap olup onları etkileyen, Osmanlı’nın yararına çalıştığı zannedilen, Arminius Vambery, Alexander Israel Helphand (Parvus Efendi) ve Baron Rudolf Freiherr von Sebottendorf gibi bir sürü etki ajanı vardı. Yıllar sonra bunların bazılarının İngiliz, Alman veya Fransız ajanı oldukları ortaya çıktı, ama hâlâ iyi anlaşılamamış bir nokta var. Evet, bu insanlar vatandaşı oldukları ülkelere casusluk yapıyorlardı ama hepsi aynı zamanda çift taraflı casustular; asıl hizmet ettikleri merkez Vatansız Para idi. Hepsi bir çeşit tarikat bağı ile Vatansız Para’ya göbeğinden bağlıydı.

"Bugün de benzer etki ajanları tüm ülkelerde aktifler, harıl harıl yeni dünya düzeni için çalışıyorlar. Ama artık bunlar yabancı değil o ülkenin öz insanı kılığında geziyorlar. Kimisi akademisyen, kimisi araştırmacı, kimisi siyasetçi, kimisi sanatçı kimliğinde üzerlerine düşen vazifeyi yapıyor. Bu ajanların halkla etkileşim içinde olduğu en önemli mecra ise sosyal medyadır. Özellikle YouTube ve Twitter bu ajanların vurucu silahı.

"Bu ajanları nasıl anlayacağınız konusunda bazı ipuçları vererek bu uzun makaleyi sonlandıralım:

"1) Bu ajanlar, Vatansız Para’ya, FED’e, Merkez Bankalarına ve büyük ailelere küfrederler. Ama çaktırmadan sürekli blokzincir teknolojisi ve kripto paraların kaçınılmaz olarak dünyaya hâkim olacağı mesajını verirler. Vatansız Para’ya çakmalarının sebebi yeni kurulacak sistemin yine onlar tarafından kurulduğunu gizlemektir.

"2) Etki ajanları korona virüsüne inanmaz, salgının bir uydurmaca olduğunu iddia ederler. Bazıları; “pandemi yalanına inanmayan kaç kişiyiz” diye tweet atar. Bazıları; “beni maskesiz, mesafesiz koronalı hastaların olduğu yoğun bakım ünitesine koyun” diye bas bas bağırır. Bunlar, vatandaşlara maske takmamayı, birbirleriyle kucaklaşmalarını tavsiye ederler. Bill Gates’e küfür ederler, ama onun gibilerin yarattığı yapay virüslerin üzerine halkı sürmeye çalışırlar. Amaçları; virüsün yayılarak, savaş etkisini daha da artırması ve ülke ekonomilerini çökertmesidir. Evet, biz de kapanmaya karşıyız, kapanma ülke ekonomisine virüsten belki daha çok zarar veriyor. Ama nasıl normal nezleli bir insana sarılmak dahi aptalcaysa, koronalı bir insana sarılmayı tavsiye etmek ne anlama gelmektedir? İstanbul’da yoğun bakım ünitelerinde boş yatak kalmadığı için devlet tam kapanmaya mecbur kalmadı mı? Bu sene de turist gelmezse dövizi nereden bulacağız? Bu haince sarılma tavsiyeleri sebebiyle devlet ekonomik kayba uğramakta ve bu yüzden AKP Hükümeti, Vatansız Para’nın kuklası Biden’e kuyruk sallamak zorunda kalmaktadır.

"3) Bu etki ajanları, YouTube, televizyon ve radyo gibi her türlü mecraya çıkarılarak daha çok kitleye ulaşmaları sağlanır. Ve şunu unutmayın, Vatansız Para’nın etki ajanları, senden, benden, herkesten daha milliyetçi daha vatanseverdir. Çünkü bu algıyı yaratmadan halkı kandırmak mümkün olmaz.

"Devlet bu tipleri takip etmelidir. Tabi maaşlarını kripto para ile aldıkları için paradan yola çıkılarak ilişkilerinin deşifre etmek pek mümkün olmaz. Ama illa bir yöntem bulunacaktır.

"Son söz: Covid-19 ve kripto paralara hücum, Vatansız Para’nın elindeki servetin korkunç boyutlara ulaşmasını sağlıyor. Dünya kripto para birimine geçmiş veya altın standardına geri dönülmüş ne değişir? Bu servet onların elinde olduğu müddetçe Dünyayı yine bu büyük aileler yönetecek. Ya da bu sefer onlar değil insanlık bir “sıfırlama” yapıp kölelikten kurtulacak."

Kaynak: Sunsavunma.net

Siyasetcafe.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.