Başbakan’ın gür sesi grup toplantısı yaptığı salonda yankılanıyordu:

"Bu ülkenin Başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki, Dicle'nin kenarında kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır.

Bu etkili ve Vatandaşlarına güven veren konuşmanın ardından basında çocukların dağa kaçırıldığı haberler yazılmaya konuşulmaya başlandı.

PKK Çocukları yaşı küçük çocukları dağa kaçırmış, ancak Aileler Terör örgütünün korkusundan şikâyet etmeye cesaret edememişlerdi.

Başbakan’ın bu konuşmasından cesaret alan Aileler hemen durumu yetkililere bildirmiş ve Kamuoyu oluşturmak için oturma eylemine başlamışlardı.

Öyle ya, Başbakan Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile benim mesuliyetim altındadır diyorsa, bizim çocuklarımızın da mesuliyetini taşır diye düşünmüştü Aileler.

Hem kaçırılan Koyun değil, kaçıran da Kurt değil.  Koyunun bile mesuliyetini taşıyan Başbakan bizim çocuklarımızım mesuliyetini taşımaz mı? Aileler bu Soruyu kendi aralarında tartışıp, şimdiye kadar yetkililere bildirmedikleri için de bir birbirlerini suçluyorlardı.

Aileler yanılmadı. Endişelerinin yersiz olduğunu tez zamanda anladılar.

Başbakan konuyu araştırmış, İç İşleri ve MİT’ten gelen bilgiler ile kaçırılan çocukların sayıları ve kimlikleri tespit edilmişti.

Bu kabul edilemez bir durumdu.

Bakanlar Kurulu ivedi olarak toplandı.

Toplantı sonrasında Başbakan’ın gözleri ateş saçıyordu.

O gür ve etkileyici sesi ile: “ Kaçırılan çocuklarımızı her ne pahasına olursa olsun kurtarıp Ailelerine teslim edeceğiz” derken, sesindeki güven acılı Ailelerin ve Toplumun yüreğine su serpmişti.

Muhalefet Partileri de Başbakana tam destek verdiklerini açıklayan basın toplantıları düzenledi.

Bütün Ülke, tek yumruk olmuş ve nefesini tutarak beklemeye başlamıştı.

**

Başbakanlıkta kriz masası oluşturuldu.

İç işleri, Dış İşleri ile Milli Savunma Bakanları, Mit Müsteşarı ve Genel Kurmay Başkanı Başbakan’ın başkanlığında saatlerce süren toplantıdan çıkarken karalılıkları yüzlerinden okunuyordu.

Öncelikle PKK ve Onun içerideki temsilcileri ile görüşüldü.

Çocukların 24 saat içerisinde teslim edilmeleri kesin bir dille iletildi, aksi halde olacaklardan kendilerinin sorumlu tutulacağı bildirildi.

Ancak bir yandan da operasyon için düğmeye basılmıştı.

Kuzey Irak Bölgesel yönetimi ile Irak Merkez yönetimi, topraklarında yapılacak operasyona karşı durmamaları konusunda uyarıldı.

Kandil’de ki istihbarat elemanları ve bölgedeki terörle mücadele timleri ile irtibat kurularak kaçırılan çocukların yeri tespit edildi.

Gece sınırı geçen Bordo Bereliler sabahın ilk ışıkları ile birlikte çocukların tutulduğu yerlere operasyon düzenledi.

Diyarbakır’dan kalkan Savaş Uçakları ve Helikopterlerin havadan indirdiği komandoların da desteği ile ablukaya alınan PKK teröristler imha edilerek çocuklar kurtarılarak Ülke’ ye getirildi ve Ailelerine teslim edildi.

**

Açık kalan televizyonun sesi ile uyandım.

Televizyonda Selahattin Demirtaş’ın sesi yankılanıyordu:

“Çocukları dağdan biz indireceksek, senin koltuğuna da biz oturalım.” Diye bağırıyordu.

Hayallerim rüyamda gerçekleşmişti.    

Böyle bir kararlılığın ancak rüyada olabileceğini düşünerek uyumaya devam ettim.

Siz de devam edin uyumaya!

İyi uykular Türkiyem!