Ya umutlarda tükenir se..!

Ya umutlarda tükenir se..!

Hayatını kaybeden madencinin 284'e ulaştığı Soma'dan yürek burkan haberler gelmeye devam ediyor.

”Kardeşi ve ağabeyi faciada ölen Ferdi Çifitçi, “Aynı madende çalışıyorduk. Vardiyam farklıydı kurtuldum” dedi. Bir daha madende çalışmayacağını söyleyen Çifitçi, “Onların bekleyeni var. Keşke ben ölseydim” diyerek ağladı.


Türkiye’yi yasa boğan Soma’daki maden faciasında hayatını kaybedenlerden geriye kalanlar yürekleri dağlıyor. Daha önce birçok ferdini maden kazalarında kaybeden Çifitçi Ailesi, son faciada da aynı acıyı yaşadı.
 

“ONLARIN BEKLEYENLERİ VAR”

Ali (24) ve Yılmaz (28) Çifitçi kardeşler, zehirlenerek hayatını kaybetti.Onlarla aynı madende çalışan ortanca kardeş Ferdi Çifitçi (27) ise diğer vardiyada olduğu için faciadan kurtuldu.Kardeşi Ali’nin eşinin 8 aylık hamile olduğunu söyleyen acılı abi, “Keşke o vardiyada ben çalışsaydım. Onların yerine ben ölseydim. Onların geride bekleyenleri var. Kardeşim 1 ay sonra doğacak çocuğunu göremeyecek. Abim Yılmaz 6 yaşındaki çocuğunu geride bıraktı” diyerek gözyaşı döktü.

 “DAHA O MADENDE ÇALIŞMAM”

Ailede bütün erkeklerin madende çalıştığını belirten Ferdi Çifitçi, biraderlerini kaybettikten sonra madene giremeyeceğini söyledi. Çifitçi duygularını şu şekilde anlattı: “Abim ve kardeşime mezar olan o madene daha giremem. Onların anıları aklıma gelir. Artık madende çalışmayacağım.”

Bu mahallede her evde yas var

Soma’daki facia Türkiye’yi yasa boğarken bölgedeki İstasyon ve Zafer mahalleleri en çok kayıp veren yerler oldu.
18 bin kişinin yaşadığı iki mahallede 9 bin maden işçisi var. İstasyon Köyü Muhtarı İbrahim İlhan, yaşanan faciada 100’e yakın kayıp olduğunu 5 kişinin ölüm haberini aldıklarını söyledi.

SOKAKLARA CENAZE GELDİ

13 bin kişilik Zafer Mahallesi Muhtarı Bilal Bayraktar, mahallenin her sokağında cenaze olduğunu belirtti. Hayatını kaybeden madencilerin çoğu aynı mahallede yaşıyordu.Çevre sakinleri ise faciayla birlikte her evde yas olduğunu vurguladı.

“Hastasın gitme dedik ama...”

Maden ocağında  hayatını kaybeden 18 yaşındaki Muhammed Çağan’ın 5 gün önce işe başladığı öğrenildi. Bir hafta önce nişanlanan Çağan’ın Ağustos’un 15’inde evleneceği belirtildi.

Anneanne Kaniye Ebe, torununun dizi ağrımasına ve tüm ısrarlarına rağmen sigortasından bir gün eksik pirim yatmasın diye patlamanın olduğu gün işe gittiğini söyledi.

İÇİMİZ YANIYOR

Yakında düğününün olacağını belirten Ebe, “Davullar tutuldu, düğünü vardı. İçimiz yanıyor. Sigorta derdinden işe girdi. ‘Askere gitmeden önce sigortam olsun’ dedi. İşe gireli 5 gün oldu. 18 yaşına yeni girdi. Dizinde yara vardı, ‘Gitme işe’ dedim. ‘İşe gitmezsem beni sonra işe almazlar’ dedi” diye konuştu.

SOMA MADEN OCAĞINDA FACİA

‘Oğlumun tek tel saçını verin

Maden faciasında hayatını kaybeden 28 yaşındaki işçi Mithat Özdirik’in cenazesi, memleketi Bartın’da toprağa verildi. Sabah saatlerinde cenaze aracıyla Şahin Köyü’ndeki evine getirilen Özdirik için Kur’an-ı Kerim okundu ve dua edildi.

1,5 yıl önce evlenen Özdirik’in annesi Zeliha, babası Satı ve ağabeyi Yaşar, bir süre tabuta sarılarak ağladı. Sinir krizi geçiren anne ve ağabeyi yakınları güçlükle sakinleştirdi. Tabutun taşınması sırasında oğlunun tek tel saçını isteyen anneyi yakınları, “Oğlunun  duaya ihtiyacı var” diyerek teskine çalıştı. Merhumun dayısı Hasan Özdemir de yeğeninin tabutuna sarılarak, “Cesetlerin arasında 40 saat yeğenimi aradım. Ocağın içi korkunç, madenciler karınca yuvası gibi, hepsi kurtulabilmek için bir yere yığılmış ve dağ oluşturmuş. Orada grizu patlaması da olmuş, kiminin gözleri yok, kiminin vücudu parçalanmış. Yeğenim de yanmamak için ocaktaki suya atlamış” diye feryat etti.

3. gün acı haber geldi

Türkiye’yi yasa boğan Soma’daki maden faciasında kendisinden haber alınamayan Murat Çolak’ın (26) eşi Duygu Çolak, iki çocuğu ile Soma Devlet Hastanesi’nin önünden hiç ayrılmadı.

BİLGİ VERMİYORLAR

Yetkililerin eşiyle ilgili bir haber vermeyişinden yakınan Duygu Çolak, “Her an umutlu bir haber gelecek diye bekliyoruz. Ama 30 saat geçti kimse tek kelime etmedi. Nasıl olur da hâlâ bir haber vermezler anlamıyorum” diye konuştu.

YÜREĞİMİZ BUZ TUTTU

Eşinin son gün kendisinden en sevdiği yemekleri istediğini söyleyen Çolak, “O gün helalleşip işine gitti. Kuru fasulye ve pilav yapmamı istedi. Gidiş o gidiş. Şimdi öldü mü kaldı mı hiç bilmiyoruz. 3 gündür hastanenin önünde bir umut diye bekliyoruz. 1.5 yaşındaki çocuğum Ayaz, telefonda fotoğrafını görünce ağlıyor. Yüreğimiz adeta buz tuttu” diye gözyaşı döktü. Acı haber 48 saat sonra geldi. Madenden Murat Çolak’ın cansız bedeni çıkartıldı.

Babasının mezarını okşadı

Soma Belediye Mezarlığı’na dün 23 kişi defnedildi. Her defin gözyaşlarıyla, dualarla yapılırken, cenaze işlemlerine katılanları en fazla etkiyenlerden biri de 8 yaşındaki ilkokul öğrencisi Rüveyda Çoban oldu. Babası Kemal Çoban ve dayısı Davut Köse’yi faciada kaybeden minik Rüveyda gözyaşlarıyla herkesi kahretti.

Cenaze törenine teyze ve annesi ile birlikte gelen Rüveyda, gözyaşlarını tutamadı. Babasının mezarının başında dua eden annesinin kucağına oturan minik Rüveyda babasının mezarına dokundu, elleriyle mezarın toprağını okşadı. Babasını kaybettiği için çok üzgün olduğunu belirten Rüveyda,  “Çok üzgünüm. Madenin göçtüğünden haberim vardı ama babamın öldüğünden haberim yoktu. Bundan sonra benim için zor olacak. Babam, bana ‘canım kızım, güzel kızım’ diye hitap ederdi” diyerek ağladı.

Çabası kendine yetmedi

Fa­ci­anın olduğu madende sağ­lık gö­rev­li­si ola­n Ser­kan Gü­neş (29), 3 ar­ka­da­şı­nı kur­tar­dı an­cak kendisi ha­ya­tı­nı kay­bet­ti.
Ce­na­ze­si mem­le­ke­ti Ba­lı­ke­si­r’­in Sa­vaş­te­pe il­çe­si­ne gö­tü­rü­len Gü­ne­ş’­in ak­ra­ba­sı, Mu­har­rem Atil­la Ba­şak, ev­len­me ha­zır­lı­ğı ya­pan Ser­ka­n’­ın, ar­ka­daş­la­rı­nı kur­tar­mak için ma­dene gir­di­ği­ni söy­le­di.

Ba­şak, “3 ar­ka­da­şı­nı 3 mas­ke­yle kurtarıyor. Zor­la çı­kı­yor, bir ma­sa­nın üze­ri­ne yı­ğı­lıarak ha­ya­tı­nı kay­be­di­yor. Ba­ba­sı­nın ya­nı­na gö­mü­le­ce­k” dedi.

 
AVUCUNDAN NOT ÇIKTI: 

‘Oğlum hakkını helal et’

Ma­ni­sa­’nın So­ma il­çe­sin­de­ki ma­den fa­ci­asın­da ya­şa­mı­nı yi­ti­ren iş­çi­ler­den bi­ri­nin avu­cun­da bu­lu­nan ka­ğıt­ta oğ­lum, hak­kı­nı he­lal et yaz­dı­ğı gö­rül­dü. Ge­nel Ma­den İş­çi­le­ri Sen­di­ka­sı (GMİS) Teş­ki­lat­lan­dır­ma ve Eği­tim Sek­re­te­ri Os­man Tut­kun, ce­na­ze­le­rin tes­lim alın­dı­ğı sı­ra­­da gör­dü­ğü bir man­za­ra­yı pay­laş­tı.Tut­kun, “O­ra­da çı­kar­tı­lan bir ce­na­ze­de, şe­hi­din avu­cu­nun için­deki ka­ğıt­ta ‘Oğ­lum, hak­kı­nı he­lal et’ ya­zı­yor­du. Biz bu ka­dar onur­lu ma­den iş­çi­le­ri­yi­z” de­di.

‘Nefese ulaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı’

Faciadan sağ kurtulan vardiya çavuşu Tevfik Cücü (31), temiz havaya ulaşmak için dumanların arasında 1 kilometre yürümesi gereken işçilerin, ölümle hayat arasındaki ince çizgide geçen dakikalarını anlattı. 9 yıldır madende çalışan Cücü, yer altında saat 15.00 civarında enerjinin kesildiğini belirterek olayı şöyle anlattı:

“DUMANDAN EKSİLDİK”

“İşçilerin, aralıklarla rahatlamak için gittikleri temiz hava bölümü olan ‘nefese çıkın’ denildi. Yüzeyden yaklaşık 3-4 kilometre içerideyiz. Temiz hava bölümüne 1 kilometre kalmıştı. Koridorlara duman dolmuştu. Kimse kimseyi göremiyordu. Kimisi dua ediyordu, kimisi ‘Allah’ım, kurtarın, beni kurtarın’ diye bağırıyordu. ‘Maskeyi çıkarmayın’ dedim ama sıkışınca maskeyi çıkarıyorlar. Çoğu dumandan hayatını kaybetti. Dumandan eksildik. 25-30 kişi yola çıktık, ‘nefes’e ulaştığımızda yanımda sadece baygın bir arkadaş vardı.”

PAZARTESi iŞE BAŞLAMIŞTI

Kanser hastası annesini 5 ay önce kaybeden 21 yaşındaki Ali Şahin, yıllarca ailesine bakmak için çeşitli işlerde çalıştı. Son çare olarak pazartesi madende işe başlayan Şahin’in ölüm haberi aile yakınlarını yıktı.

Acılı yakınları ise Şahin’in şu şekilde anlattı: “Mahallede çok sevilen bir çocuktu. Yıllarca kanser olan annesine baktı. Geçinmek için taş fabrikasında, restoranda, kahvelerde çalıştı. Hiç bir gelecek güvenceleri yoktu. Son çare olarakta madene girmeye karar verdi. İstemeyerek madende işe başladı. Sadece 2 gün çalışabildi.”

İsmi ve kaderi dedesiyle aynı oldu

Ma­den­de baş­mü­hen­dis ola­rak ça­lı­şan Meh­met Efe, is­mi­ni al­dı­ğı de­de­sin­den 47 yıl son­ra tıp­kı onun gi­bi bir ma­den ka­za­sın­da ya­şa­mı­nı yi­tir­di. 5 yıl ön­ce fa­ci­anın ya­şan­dı­ğı So­ma­’da­ki ma­den oca­ğın­da işe baş­la­yan Efe, fa­ci­anın ya­şan­ma­sı­nın ar­dın­dan bir­kaç da­ki­ka için­de tü­pü­nü ta­ka­rak ma­de­ne in­di.

DİNLENDİ YİNE İNDİ

Bir­kaç sa­at içe­ri­de ka­lan ve çok sa­yı­da ar­ka­da­şı­nı kur­ta­ran Efe, çı­kıp bir sü­re din­len­dik­ten son­ra ay­nı gün sa­at 23.30 ci­va­rın­da tek­rar ma­den oca­ğı­na in­di an­cak ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. Efe’­nin 2011’de ev­len­di­ği ve is­mi­ni al­dı­ğı de­de­si­nin de 1967’de il­çe­de­ki baş­ka bir ma­den­de ya­şa­nan ka­za­da öl­dü­ğü öğ­re­nil­di.

Son nefeslerini paylaşmışlar

Kurtarma çalışmalarının devam ettiği madende yaşananlara dair yürekleri dağlayan ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. Trafonun patlayıp yangının çıkmasının hemen adından yoğun karbonmonoksit gazına maruz kalan işçiler yanlarındaki oksijen maskelerini takıp kurtarılmaya bekledi. Bu maskelerinin 45 dakikalık bir süre için yeterli olmasından dolayı işçiler hayatını kaybetti.

SOMA'DA YÜREK SIZLATAN ACI

ODAYA SIĞINDILAR

Ancak madendeki işçilerden 14’ünün 45 dakikalık süre içerisinde dışırı çıkamayacaklarını anlayınca madencilerin ‘Revir’ olarak adlandırdıkları, ancak bu tür kazalarda ‘Yaşam odası’ olarak kullanılan yaklaşık 5 metrekarelik odaya sığındığı belirlendi.

KAPIYI ÜZERLERİNE KAPATTILAR

Odaya girip kapılarını üzerlerine kapatan 14 işçi, bu odadaki oksijen maskeleri ve oksijen tüpünden sağladıkları temiz havayı, sırayla kullanmaya başladı. Ancak yardım ekiplerinin gecikmesiyle, 14 işçi, saatlerce ölüme direndikleri yaşam odasında hayatlarını kaybetti. Bu işçilerin toplu olarak ve üst üste bulunan cesetleri, madenden çıkartıldıktan sonra ailerine teslim edildi.

İşten çıkarıldılar hayatları kurtuldu

Facianın yaşandığı maden ocağının lambahanesinde asılı duran bir not dikkat çekti. “Aşağıdaki kişillerin  çıkışları yapılmış  olup yer altına girmeleri kesinlikle yasaktır” yazısının altında ismi yazan 5 işçi işten çıkarıldıkları için hayatta kaldı. Halil Yayla, Nurullah Şafak, İlhami Atar, İlhami Aydın ve Mehmet Koyun isimli işçiler kısa bir süre önce işten çıkarılmanın ve evlerine ekmek götüremeyecek olmanın acısını yaşarken, 3 gün önce meydana gelen maden faciasında mesai arkadaşlarının kaderini yaşamayarak, hayatta kaldılar.

Cenazeler karıştı, yanlış köye gömdüler

Soma faciasında hayatını kaybedenlerin defni sırasında karışıklık yaşandığı ortaya çıktı. İki kardeşini kaybeden Sezai Yıldırım şunları söyledi: “Cenazemizi içeride ceset torbalarının başındaki resimden teşhis ettik. 141 numaralı ceset. Savcı yanımdaydı. O cenazenin
İvrindi Kayaba Köyü’ne götürülüp defnedildiğini söyledi. Şok oldum. Aradım o köy muhtarını, defnettiklerini söylediler. Şimdi savcıdan izin kağıdı bekliyoruz, kardeşimi o mezardan çıkarıp, köyümüze götüreceğim, bırakamam orada.”

Oğlundan nöbeti erken devralan baba öldü

Facianın ardından, İzmir’in Kınık ilçesine bağlı, eskiden köy olan Köseler Mahallesi’nde ölen işçilerin hayat hikayelerinin de her birinin ayrı bir dramı olduğu ortaya çıktı. İzmir’in Kınık ilçesine bağlı Köseler Mahallesi’nde oturan ve maden faciasında hayatını kaybedenlerden Bayram Ali Dağlı’nın (53) aynı yerde çalıştığı oğlu Muharrem Dağlı’dan (27), nöbeti yarım saat önce devraldığı ve burada yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Ali Dağlı’nın, 9 yıldır madende çalışan kardeşi Mustafa Dağlı (48) ile yeğeni Nihat Kayrak’ın (26) da aynı kazada hayatını kaybettiği anlaşıldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.