Ahmet YILDIZ

Ahmet YILDIZ

Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu'nun o konuşması bizi üzdü

Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu'nun o konuşması bizi üzdü

Mevcut Bakanlar Kurulu'nun içinde, muhalefetin bile saygı duyduğu, AKP'ye yeminli düşmanların bile saygı gösterdiği değerli başarılı bir Dışişleri Bakanımızdır Mevlüt Çavuşoğlu.

Açık sözlülüğü, sorunları samimi ve anlaşılır bir dille halkıyla paylaşmasıyla güvenilirliğini tavan yaptırmış bir değerli Bakanımız.

Ancak bugün Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas'la yaptığı ortak basın toplantısında Mesut Özil'le ilgili sorulan soruya, "Doğuştan Fenerbahçeliyim" diyerek başlaması bizi üzdü.

Bir takımı tuttuğu için değil üzüntümüz; ülkemiz futbolunun yetmişlerin karanlığında bir çağ dışı yönetim anlayışıyla yönetiliyor olmasını görmemiş olmasından.

"Üç büyükler" denen Türk futbolunu her alanda gasp etmiş kulüplerin Türk futbolunu layığıyla bir türlü temsil edememesine olan isyanı görememesinden.

Anadolu'da "Bizans takımları" olarak değerlendirilen ve Türk futbolunun bütün enerjisini yuttuğu halde Türkiye'nin büyüklüğüne, her alandaki başarılarına, hatta Dışişleri Bakanlığı'nın son beş yıldaki başarılarının binde biri bir temsil başarısına sahip değiller.

Her Türk'ün "doğuştan" taraftarı olduğu halde borç içinde yüzen, yeteneksiz çağ dışı yönetimlere sahip, spor basınının oyuncağı haline gelmiş kulüplerdir bunlar.

Bakanımızın, bu "büyükler"in Avrupa'nın emeklilerini özel uçaklarla transfer etmesiyle kandırdığı taraftarlarından biri olarak görünmesi bize dokundu doğrusu.

Türk futbolunu bir türlü Avrupa’da layıkıyla temsil edemeyen, Avrupa kupalarında eleme maçlarında her yıl gruplara bile kalamayarak sıradan takımlara yenilen ama ülke içinde aslan kartal havasında feodal yönetimlerin ve acımasız spor basınının ha bu yıl olacak umudu pompalayarak oyuncak olan, “üç büyükler” denen kulüpler, borç içinde yüzüyor!

Bizden küçük ülkeler şampiyonlar liginde şampiyonluk kovalarken bu "böyyük" takımlarımız inanın Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazanıp ayak bastı parasına bile razılar!

Onların yıllardır boşa harcadığı paralarla şimdiye dek iki Barselona, iki Real Madrid kurulurdu!

Değerli karizmatik hocalarımızdan Yılmaz Vural geçen yıl bu gerçeği dile getirmişti: “Türk futbolunun gelişmesi için üç büyüklerin saltanatının sona ermesi gerek!.."

İstanbul basınının sakız gibi çiğnediği ve adeta iliğini sömürdüğü bu üç takım hakkında, yalan yanlış binlerce transfer haberi ve “pozisyon”lar, “hakem hataları”, futbolcu eşleri vs. sarmalında bir hengame içinde küçüldükçe küçülen Türk futbolu, nihayet yine bu üç takımdan birinin şampiyonluğu diğer ikisinin de Avrupa kupalarında temsili ile paylaşılarak mutlu sona ulaşırdı.

Ancak Avrupa arenasına çıkınca tıs.

Ben “üç büyükler”in gereğinden fazla abartıldığını ve artık Türk futbolunun üzerine özellikle yönetim biçimleriyle bir yük olduklarına inanıyorum.

Bakanımızın partisi, sağolsun, ülkenin dört bir yanını Avrupa'da olmayan nitelikte stadyumlarla donattı.

Ancak eskiden tesislere bahane bulunurdu şimdi tesisler var, eskimiş feodal kulüp yönetimleri yerli yerinde duruyor maşallah. Onların da modernize edilmesi gerekmez mi?

Bayern Münih'in tüm yöneticileri eski futbolcularıdır; ne işi var 21. yüzyılda iş adamlarının futbol kulübü yönetiminde!

Önemli olan Avrupa kupalarında başarıdır.

ANTALYASPOR – ALANYASPOR

Hakkını vermek gerek Dışişleri Bakanımız Antalyasor ve Alanyaspor'un adını da saydı ve öncelik verdi.

İkisi de Türkiye’ye her yıl milyarlarca doların üzerinde para kazandıran dünya güzeli göz bebeğimiz kentlerin futbol takımları.

Monaco turizm gelirlerini AS Monaco takım reklamıyla sağlıyor.

Açık söylemek gerekirse Avrupa kupalarında, her yıl, birer mahalle takımı olan “üç büyükler”in yerine, Avrupa’da, ülkemize yalnızca adıyla bile reklam olup kazanç sağlayacak bir Alanyaspor‘un, Antalyaspor‘un ya da başkentimizin adını taşıyan Ankaragücü‘nün olmasını isterim.

Tabi diğer Anadolu takımlarımızın da.

Avrupa kupalarında başkentinin adını taşıyan futbol takımı olmayan tek ülke biziz; bir Ankaragücü'ne "üç büyükler"in onda biri kadar katkıda bulunmuyoruz.

Sayın Bakanımız Ankara'dadır; kaç kez gitti Ankaragücü maçına; yaşadığı başkentinin takımı Avrupa kupalarında olsa gurur duymaz mı? O takım ki başkent takımı olmasına rağmen üvey evlat gibidir; seyircisiyle onuruyla ayakta duruyor...

Düşünün bir AS Roma‘nın adı gibi Ankaragücü’nun adının da dünya spor kanallarında sürekli tekrarlanan efsane olmasını!

Alanyaspor, Antalyaspor, Ankaragücü'nün her yıl istikrarlı Avrupa kupalarında olması inanın Dışişleri Bakanlığımızın da işini kolaylaştırır!

 

Ahmet Yıldız

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet YILDIZ Arşivi