Celal Eren ÇELİK

Celal Eren ÇELİK

BİR ANKETİN ANLATTIKLARI

BİR ANKETİN ANLATTIKLARI

19 Ekim 2020 tarihinde yani bundan 8 gün önce yine bu köşede yazmış olduğumuz “ERKEN SEÇİM OLUR MU?” başlıklı yazımızın son bölümünde aynen aşağıdaki ifadeleri kullanmıştık:

“…O nedenle AKP’nin yapacağı bu hamlenin “Milliyetçi dalgayı yükseltecek “ bir hamle olması muhtemeldir.

Bu bağlamda HDP’yi “Şeytanlaştırma” stratejisi bu hamlenin temel kolonu olacak, böylece hem milliyetçi dalga yükseltilecek hem de HDP üzerinden MİLLET İTTİFAKI’nın dağılması yahut zor durumda bırakılması en iyi ihtimalle “Dışarıdan HDP’nin desteğini alan bir ittifak olarak” halkın Millet İttifakı’na yönelişinin önüne geçilmesi sağlanmaya çalışılarak bir taşla bir çok kuş vurulmaya çalışılacaktır.

AKP için “Milliyetçi dalganın yükseltileceği” stratejideki en önemli bir diğer ayak ise dış politika olacaktır.

AKP dış politikada çatışmacı ve sert dilinin dozajını daha da yükseltecek, kendisine oy kazanımı olarak döneceğini düşündüğü en ufak gelişmede bir başka yabancı ülke ile gerilim oluşturma stratejisi izleyecek, böylece içeride yükselecek milliyetçi dalganın kendi arkasında konsolide olmasını ve diğer taraftan hızla baraj altı kalma tehlikesi yaşayan MHP’nin de yükselen bu milliyetçi dalga ile oylarını toparlayarak yeniden en azından barajı aşabilecek seviyeye çıkartmasını sağlamayı hedefleyecektir.”

Ve hemen ardından önümüzdeki 3-4 aylık süreçte Erdoğan ve AKP kurmaylarının masalarına konulacak anketlerin “Erken seçim olur mu?” sorusunun cevabı için belirleyici rol oynayacağından bahsetmiştik.

***

Nitekim bu yazımızın üzerinden geçen 8 gün içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan,Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş,diplomatik dil ve devlet üslubu ile uzaktan yakından alakası olmayan şekilde ağır hatta hakarete varacak sözler sarfetti.

Yetmedi Fransız ürünlerini boykot çağrısı yaptı.

Yunanistan’a karşı yeni NAVTEX’ler ilan ederek Doğu Akdeniz ve Ege konusunda haklı olduğumuz bir konuda dahi gerilimi tırmandırdı.

Yani tıpkı 19 Ekim tarihli yazımızda ön gördüğümüz gibi iç politikada yaşadığı tıkanmışlık ve çözümsüzlüğü, dış politikada yaratacağı gerilim ile oluşturacağı milliyetçi dalga sayesinde oylarının konsolidasyonunu sağlayarak aşma yoluna gitti.

İşte tam da bu esnada dün gece saat 03.30 sularında MAK DANIŞMANLIK tarafından yaptırılan TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ anketi mail kutuma düştü…

Anketin sonuçları aslında kısa vadede Erdoğan’ın istediğini aldığını ve uzun zamandır kan kaybı yaşayan AKP’de “Bir süreliğine” de olsa bu kan kaybını yaratılan bu milliyetçi dalga ile durdurmayı başardığını gösteriyordu.

***

Gerçekleşen anketin en ilginç özelliklerinden birisi anketin “İki taraflı” da okunabilecek olması…

Şöyle ki; anket sonuçlarına göre yarın seçim olsa AKP “Kararsızlar dağıtıldıktan sonra” %38 oy alıyor. Ana muhalefet partisi CHP’nin “Kararsızlar dağıtıldıktan sonraki” oyu ise %24,6…

AKP’nin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP %8,7 çıkıyor ankette…

Millet İttifakı’nın CHP dışındaki 2 bileşeni olan İYİ PARTİ’nin oyu %11,6, SAADET PARTİSİ’nin oyu ise %1,4.

Yani “Teknik” olarak bakıldığı zaman AKP-MHP bloğunun oluşturduğu CUMHUR İTTİFAKI’nın oy oranı toplamda %46,7 iken CHP-İYİ PARTİ ve SAADET PARTİSİ tarafından oluşturulan MİLLET İTTİFAKI’nın oyu %37,6’da kalıyor…

Yani ittifaklar sadece bu partiler üzerinden şekilleniyor olsa memlketteki bunca rezilliğe rağmen AKP-MHP ittifakı CHP-İYİ PARTİ-SAADET PARTİSİ ittifakına tam %9,1 fark atıyor.

Bu işin bir tarafı… 

Madalyonun bu tarafını analiz ettiğimiz zaman karşımızda muhalefetin ana bloğunu oluşturan MİLLET İTTİFAKI bileşenleri olan CHP-İYİ PARTİ-SAADET PARTİSİ üçlüsünün halka “Umut” veremediğini, MİLLET İTTİFAKI’nı CUMHUR İTTİFAKI karşısında güçlü bir iktidar adayı olarak halkın karşısına çıkartamadıkları açık.

Yani ülkede bir iktidar problemi kadar ve belki de bundan çok daha büyük bir muhalefet sıkıntısı mevcut.

Gelelim bu anketin bir başka boyutuna…

MİLLET İTTİFAKI toplamda %37,6’da kalıyor ama bu ittifakı dışarıdan destekleyen HDP ankette % 8,8 bandında çıkmakta.

Yani HDP’nin dışarıdan desteği ile MİLLET İTTİFAKI’nın oy potansiyeli %46,4’e çıkıyor yani CUMHUR İTTİFAKI’nın sadece %0,3 (Binde üç) oranında gerisinde…

İşte burada devereye anketteki GELECEK PARTİSİ ve DEVA PARTİSİ’nin oyları giriyor.

Bu 2 parti de AKP’den koparak kurulan partiler olduğu için bir şekli ile AKP-MHP bloğunun karşısında durmak zorunda. Bu MİLLET İTTİFAKI’na dahil olarak mı olur, yoksa farklı bir ittifak mı kurulur önümüzdeki günler bize gösterecek.

Ama her ne olursa olsun bu 2 partinin MHP-AKP bloğu tarafında yer alması kuruluş sebeplerini ve kendilerini inkar anlamına geleceğinden AKP-MHP bloğu karşısında olacaklar.

Bu iki partiden GELECEK PARTİSİ’nin oyu ankette %2,2 çıkarken DEVA PARTİSİ %2,4 bandında çıkmakta. Yani bu 2 parti toplamda %4,6’lık bir potansiyele sahip görünmekte.

İşte bu iki partinin %4,6’lık oyunu da muhalif bloğa eklediğiniz zaman ortaya CHP-İYİ PARTİ-SAADET PARTİSİ-HDP-GELECEK PARTİSİ ve DEVA PARTİSİ’nin oluşturduğı “Geniş Muhalefet Bloğu” çıkıyor ve bu “Geniş Muhalefet Bloğunun” oyu %51’i buluyor…

Ancak bunu “İşte muhalefet AKP-MHP bloğunun önünde” diye okumak yanlış olacaktır.

Zira yarın seçim olsa ve partiler birebir bu anketteki oyları alsalar MİLLET İTTİFAKI’ndan SAADET PARTİSİ de, “Geniş Muhalif Bloğu” oluşturan HDP,GELECEK PARTİSİ,DEVA PARTİSİ de Meclis’e giremeyeceklerdir.

Bu partilerin oylarının toplamı %14,6’ya denk gelmektedir…

Yine bu anket yarın bir seçim olduğunda birebir doğru çıksa CUMHUR  İTTİFAKI’nda da MHP kanadı Meclis’e giremeyecektir.

Ancak burada dikkat edilecek husus şudur; HDP,SAADET PARTİSİ,GELECEK PARTİSİ ve DEVA PARTİSİ’nin önde olduğu tüm illerde bu partiler Meclis’e giremezse bu partilerin alması gereken vekillerin çoğunu AKP’nin alacağını bölgelerdeki seçmen profiline bakıldığında görmek gayet mümkündür…

Yani AKP şu seçim anketi birebir sandığa yansısa dahi Meclis’te seçim sisteminden kaynaklı olarak tıpkı 2002’de ilk kez iktidara geldiği dönemdeki gibi aldığı oydan çok daha fazla bir yüzde ile Meclis’te temsil edilme şansına sahiptir.

***

Az önce anlattığımız tablo Meclis için geçerli olan tablodur…

Denilebilir ki “Bu tablo ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefet önde Erdoğan seçilemiyor”

İşte orada da çok kesin konuşmaya açık bir tablo değil önümüzdeki…
Zira Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda sonuçlanması oldukça zor görünüyor…

Seçim 2. Tura kaldığı zaman ise GELECEK PARTİSİ, SAADET PARTİSİ,DEVA PARTİSİ’nin tabanı son tahlilde CHP’nin desteklediği adaya mı yoksa Erdoğan’a mı oy verirler?

2. Tura kalacak bir seçimin sonucunun belki de %1-2 gibi bir farkla belli olacağı bir ortamda toplamda bu ankete göre %6 oy potansiyeli görülen SAADET-DEVA-GELECEK PARTİLERİ’nin tabanından Erdoğan’a kayacak %2 çıkar mı yahut bir başka şekilde soracak olursak, Erdoğan her şeye rağmen o %2’yi kendisine oy vermeye ikna edebilir mi?
Buna kesin olarak “HAYIR” diyebilenimiz var mı?

***

Bu satırların yazarı yıllardır Türkiye’de çok ciddi bir muhalefet eksikliği olduğunu, muhalefetin Salı’dan Salı’ya grup toplantılarında “Mış” gibi muhalefet yaptığını, yerel seçim başarılarının aldatıcı olduğunu zira yerel seçimde kazanılan büyükşehirler dışında belediye meclis üyesi, il genel meclisi üyesi, kazanılan belediye sayısı ve Türkiye genelinde yerel seçim oy oranlarının tamamında AKP’nin önde olduğunu söylüyor…

Muhalefet bu kafa ile giderse çok beklediği “Biz bir şey yapmayalım, nasıl olsa AKP kendisi çok yıprandı, kendiliğinden düşecek” hayalleri hiçbir zaman gerçekleşmeyecek.

***

Ülke bu şartlardayken, felaket bir ekonomi, fecaat bir dış politika varken, insanlar özellikle ekonomik zorluklardan inim inim inliyorken muhalefet hala ancak 6’sı bir araya geldiğinde iktidar bloğunun önüne geçebiliyorsa, iktidar partisi tüm bu şartlara rağmen anketlerde %35-38 bandında çıkabiliyor ve ana muhalefet partisi olan CHP’ye şu halde bile %12-14 bandında fark atabiliyorsa bu ülkede muhalefet “Bitmiş” demektir.

Muhalefet partilerinin yöneticileri adeta AKP’nin iktidarda kalması için çabalamakta ve  Türk milletine “MUHALEFET KUMPANYASI” olarak bir “Tiyatro” izletmektedirler…

***

Bu aşamadan sonra AKP planının 2. Aşamasına geçerek İYİ PARTİ üzerine oynayacak ve İYİ PARTİ-SAADET PARTİSİ-GELECEK PARTİSİ- ve DEMOKRAT PARTİ’den oluşacak bir 3. İttifakın oluşması için İYİ PARTİ’nin MİLLET İTTİFAKI’ndan ayrılmasının zeminini hazırlaması veİYİ PARTİ’yi buna adeta zorlayaması oldukça muhtemeldir.(DEVA PARTİSİ ise arka plandaki “Beyni” Gül nedeni ile CHP ile birlikte hareket edeceğini şimdiden belli etmektedir.)

Bunun için de İYİ PARTİ’nin MİLLET İTTİFAKI’ndan kopması için HDP’nin PKK ile özdeşleştirileceği bir ortam devasa “PROPAGANDA MAKİNESİ” de kullanılarak önümüzdeki süreçte inşa edilecektir.

HDP bagajını daha fazla taşımak istemeyen İYİ PARTİ’nin böyle bir 3.ittifakı kurması AKP için CHP’yi tamamen yalnızlaştırmak, muhalefet bloğunu ittifaklar sistemi içerisinde dahi “PARÇALI” hale getirmek, yükselecek milliyetçi dalga ile ise kendi seçme kitlesini konsolide ederek parçalı muhalefet karşısında oylarını arttıramasa da seçim kazanma şansını yakalamak anlamına gelecektir.

Böylesi bir tabloda CHP açıktan HDP ve DEVA PARTİSİ ile bir ittifak kurarsa bu ittifakın potansiyel oyu %33-35 bandı gibi gözükse de böylesi bir ittifak ve bu ittifakın çıkartacağı Cumhurbaşkanı adayına CHP’nin tabanı şiddetle karşı çıkacak, Ekmeleddin İhsanoğlu vak’asında olduğu gibi “Tıpış tıpış” oy kullanmaya gitmeyeceklerdir.

***

Dikkat ettiyseniz yazıda en kötü halinde dahi “Strateji üreten”, rakiplerini ekarte etmek için “Oyun kuran”, plan yapan AKP’den bahsettim.

Çünkü muhalefetin “Bekleyelim nasıl olsa AKP kendi kendisine yıkılacak” dışında ne bir planı, ne bir projesi, ne bir vizyonu var.

Bugün gelinen noktada eğer AKP hala bu oyları alıyor ve hala Türk siyasetinde temel “Oyun kurucu” olabiliyorsa bu muhalefet partilerinin çapsız ve liyakatsiz parti yönetimlerinin kendi siyasi ikballerini ülkenin siyasi ikbalinden önce tutan, rahatına ve konforuna düşkün, sorumluluktan ve kora kor mücadeleden kaçan zihniyetlerinin eseridir…
Ve bu zihniyetler o partileri yönettikçe ülkede değişen hiçbir şey olmayacaktır…

***

Şimdi dönün ya acı gerçekler ile yüzleşin yahut muhalefet partilerinin üst yönetim kadrolarının anlattığı “Andersen’den masallara “inanıp Pollyannacılık oynamaya devam edin…

Karar sizin.
  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Celal Eren ÇELİK Arşivi