Orhan KAŞIKÇI

Orhan KAŞIKÇI

CHP, İnce ve Sarıgül...

CHP, İnce ve Sarıgül...

"Kalp körolduktan sonra, gözlerin görmesinde  hiçbir fayda yoktur."

Hz.Ali (r.a)

CHP Kılıçdaroğlu ile hızla küçülmeye devam ediyor. Kasetle partinin başına  gelmiş Kılıçdaroğlu ve ekibi parti içinde sürekli kadrolaşmaya gidip kendilerine muhalif olan her kesimi partiden uzaklaştırdı.

FETÖ ve HDP çizgisine doğru kayan bir siyaset döngüsü var. Parti amacından ve hedefinden uzaklaştıkça çevresindeki siyasilerde birer birer ayrılma noktasına geldi.  1945 yılında çok partili siyasete geçildi.

7 Ocak 1946'da Demokrat parti  kuruldu Adnan Menderes başkanlığında girdiği ilk seçimde istediği başarıyı elde edemedi.  1950 genel seçimlerinde Demokrat Parti  tek başına seçimi kazandı ve iktidar oldu.

Menderes'in izlediği ılımlı İslam politikası ve ekonomik tedbirler ilk beş yıllık dönemde çok başarılı oldu. Bu süreç tabi ki muhalefetteki CHP ve İnönü'yü rahatsız etmeye başladı. İkinci döneminde rahatsız olan askerler ve CHP yönetimi üniversitelerde ve toplumun bazı kesimlerinde hükümete karşı ayaklanmalar ve gösteriler yapmaya başladılar.

Bu ayaklanmalar sonucunda,27 Mayıs 1960 yılında darbe gerçekleştirilmiştir. 27 Mayıs Darbesi sonrasında cumhurbaşkanı Celal BAYAR, başbakan Adnan Menderes ve bazı bakanlar yakalanarak Yassıada'da yargıladılar.

Mahkemede yargılanan dönemin Başbakanı ve Bakanları ,16 Eylül 1961 günü idam edilmesi ile sonuçlandı. Bu idamlar Türk Siyasi arenasında çok konuşulacak bir süreç oluşturdu. Demokrasi ve insan haklarından bahseden dönemim muhalefet partisi (CHP ve İNÖNÜ)Türk siyasetine kapanmaz bir darbe vurmuşlardır.

Tüm darbelerin arkasında olan bu zihniyet, sıkıştıkları dönemlerde askerimizi siyasi hayatımıza sokmuşlarıdır. Siyasi hayatımızın içinde darbelerimiz hiç bitmedi.

Sırasıyla; 

1-1971 mıhtırası,
2-Ülkede sağ sol çatışmaları,
3-1980 Darbesi,
4-28 Şubat pos modem darbesi,
5-15 Temmuz FETO kalkışım hareketleriyle devam etmiştir. 

Bu süreçlerin hepsi askeri darbe niteliğindedir. Özellikle 2002 Genel seçimlerinden sonra ülkede uzunca bir süre askeri yaptırımlardan uzaklaşmıştır. 15 temmuz FETO kalkışımı bunlardan farklı bir darbe girişimidir.

Sosyal demokrat partiler; Chp,Dsp vb. gibi kurulan partiler hep tavan partileri olmuştur. Amaçları halka hizmet anlayışı değildir. Hiç bir dönem bunu ilke edinmemişlerdir.  Yönetimdeyken de muhalefetdeyken de bu anlayışını hiç kaybetmemişlerdir. Sürekli halkı sömüren hizmet anlayışı sadece göz boyamaktan ileri gitmeyen bir felsefe içinde hareket etmişlerdir.

Kısacası kendisinden olmayanları hep dışlamışlar ve sürekli sömürmüşlerdir. 1950 yılından sonra bir daha tek başlarına iktidar olamamışlar.

O-L-A-M-A-Z-L-A-R-D-A...

CHP'den ayrılan Muharrem İNCE'nin Chp'den ayrılış konuşmasını dinledim. Sanki parti içi olaylarını ilk defa duymuş gibi anlatıyor. Kemal Kılıçdaroğlu bunu yaptı, Parti misyonu bozuldu, Partide tecavüz arttı, yok öyle oldu yok böyle oldu.

Ah Reis ah bu CHP içinde ki olayları yarım asırdır haykırırsın ama bunlar dinlemez, yol ayrımına geldiklerinde anlarlar kıymetini. Aslında siyaset yaparken  seni dinleyerek yapsalar doğruyu çabuk bulacaklar. Ama bunlar "dilsiz şeytan" misali... Doğru söylemleri yok ki? Sayın İnce sanki siyasete yeni girmiş gibi demeç veriyor.

O kadar masum o kadar atarlı ki anlamakta zorlanıyoruz. Bu parti ve bu parti zihniyetinde yanında kol kola gezdiğin isimlerle siyaset yaptın. Onlarla hareket ettin onlarla savaştın.

Ne oldu da birden değiştin.. Nerde bir dikili ağaç görmüşse hemen onu budamıştır. Bir eseri mi vardır ki bu kadar hayretler içinde anlatıyorsun. Siyaset geldiğin yeri unutmamaktır. Orda ki arkadaşlarını karalayarak bir yere varmak değildir. Gerçi arkadaşlarının karalanmamış bir yeri de kalmamış ki?  Ama sayın İnce sürekli parti ve partide siyaset yaptığı insanlar üzerinden siyasete soyunmuş bulunmaktadır. Memleket Hareketi siyaset ışığı olacakmış? Nedir bu Memleket Hareketi?

Ülkemde savaş mı çıktıda haberimiz yok. Yetmiş sente muhtaç mı olduk da haberimiz yok? Laiklik mi elden gidiyor da bizim haberimiz yok? Üniversitelerde türban sorunu mu baş gösterdi de haberimiz yok? İMF'den kredi mi talep ettik de haberimiz yok? Silahlarımıza ambargomu kondu da mı haberimiz yok? Yoksa ABD 'den icazet mi alamıyoruz da haberimiz yok? FETÖ ülkemizi de darbe yapmış da mı haberimiz yok? Nedir bu memleket hareketi? Bence nedir bilir misiniz? 

Sayın İnce'nin siyasette Kılıçdaroğlu'ndan yediği darbelerin hesabını sorma hareketidir. Sayın İnce'nin hesabı şuan ki CHP yönetimiyledir. Hesaplaşmak için böyle bir oyuna girmiş ve şimdiden söylemek gerekirse kaybetmiştir. Memleket Hareketi değil de "Hırs ve Hesaplaşma" hareketi deseydi daha etkili olacaktı. bence sadece Yalova'yı arkasına alarak ne siyaset yapabilir ne de başarılı olabilir.

Aynı şey Sarıgül içinde geçerli idi ama Sarıgül daha siyasi davranarak karşısına eski dava arkadaşlarını almamıştır. Daha ılımlı ve kurnaz davranmıştır. Önce partisini sağlamlaştırmıştır sonra teşkilatlanmaya gitmiştir. Kısacası Sarıgül'de hırsını gizleyerek hesaplaşma gününü beklemektedir. 

Kaybeden Sosyal Demokratlar olurken kazanan yine REİS olacaktır. Sosyal demokratlar bölünerek çoğalmaya başlamışlardır. Siyasetin ince kuralıda budur. Reis, böl, parçala, yok et mantığıyla bu zihniyeti 2023'de yine hezimete uğratacaktır. Bunlar hesaplaşmaya devam ettikçe ve de en önemlisi Kılıçdaroğlu gibi bir genel başkanları olduğu sürece kaybedeceklerdir.

Kaybetmeye de mahkümdurlar. Siyaset arenasında olan İnce sanki yeni girmiş gibi davranarak kendini haklı göstermeye çalışmaktadır. Türk siyasetine damgasını vuran Reis yine önüne ne gelecekse silip süpürecektir. Onun bu siyasi arenada ne dengi var ne benzeri. Tüm sosyal demokratlar Reis'e çalışmaya devam ediyor.

Bu yüzden Reis iç siyasete çok fazla girmemekte kararlı. Yesinler birbirlerini dercesine beklemekte. Seçim zamanı bunların tüm açıklarını ve siyasi misyonlarını ortaya dökerek 2023'de yine milletimin başında olacaktır. Allah yar ve yardımcısı olsun...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Orhan KAŞIKÇI Arşivi