Volkan AYDEMİR

Volkan AYDEMİR

Doktor hanımın Azerbaycan düşüncesine Ömer Seyfettin yorumu

Doktor hanımın Azerbaycan düşüncesine Ömer Seyfettin yorumu

Yangınla mücadele eden ülkemizde, sürekli yeni gündem kahramanları ürüyor.

Sosyal medya hesapları üzerinden gelen bir videoda hekim olduğu iddia edilen bir bayan; Yangın söndürme faaliyetinde bulunmak için, yaklaşık 100 araç ve 520 personel ile canhıraş! Afet bölgelerinde yoğun mesai harcayan, Azerbaycan Fevkalade Haller Nazirliği (Azerbaycan Acil Afet ve Durum Bakanlığı) personeli için aslı astarı olmayan iddialarla, psikopati açıklamalarda bulunmuş. Kızmak şöyle dursun, dikkate bile almadım.

Aslında ne olduklarını  çok iyi bilmemize rağmen, sürekli toplumsal statülerinin ardına sığınıp sözüm ona "vatan sever" naraları atan böylesi tipler için aşağıda paylaşacağım, ünlü romancı Ömer SEYFETTİN'in P.İ.Ç. isimli kitabından bir hikaye tam cuk! diye oturuyor. 

Ömer Seyfettin, asker bir yazardır.

İstiklal Savaşı'nda bir çok cephede savaşmıştır..

Filistin Cephesinde olan bir hatırasında bakın neler söylüyor..

"Alman'ların yenilmesiyle savaş bitmiş, mütareke imzalanmıştı. 
Filistin'den çekiliyorduk.

Bir kaç arkadaş subayla,karşı tarafın da subaylarıyla, çekilme işlerini görüşmek için gittik.

Karşı tarafta, Fransız üniformalı biri sık sık bana bakıyor, gözünü benden ayırmıyordu.

Ben buna bir anlam veremiyordum.
Fransız subay yerinden kalkıp bana doğru geldi ve;

'Nasılsın Ömer Seyfettin?' Dedi.
'Beni nerden tanıyorsun? Ben bir yüzbaşıyım. Öyle tanınacak kadar üst düzey bir kumandan değilim.' Dedim.

'Ömer,biz seninle İstanbul'da Askeri Lise'de beraber okuduk, ben falancayım deyince, hayretler içerisinde baktım, hatırladım..

Hep dini eleştiren, Osmanlı'yı kötüleyen, vatan,bayrak sevgisi olmayan bir öğrenci idi ama, yine de Fransız subay olması normal değildi.

‘Peki nasıl böyle oldun?' 
Dedim. 

'Ne zaman bir savaş olsa, Türkler galip gelse içimde üzüntü oluyordu..
Tükler kaybetse, zarar görse içimde bir sevinç oluyordu.

Çoğu zaman kendimi ayıplıyor, neden böyleyim? diyordum..
Bir gün anneme ısrarla sebebini sordum.
'Dayanamayacağım, anlatacağım.' Dedi.

'İstanbul Hastanesinde Fransız bir doktor vardı. Hastaneye gidip gelirken birlikte oldum ve sen o Fransız doktorun oğlusun. 

Babanın bundan haberi olmadı, şimdi de sen öğrendin.' Dedi..
Zaten babam zannettiğim adam çoktan ölmüştü. 

O hastaneye gittim, şu tarihte burada çalışmış, şimdi Fransa'ya dönmüş olan, şu isimde doktorun adresi var mı? Dedim, adresi verdiler, Fransa'ya gittim, babamı buldum, olanları,annemin sözlerini anlattım..

'Anneni gerçekten sevmiştim.' Dedi ve beni kabul edip nüfusuna yazdırdı, Fransız okullarında eğitimimi  tamamladım ve gördüğün gibi bir Fransız subayı olarak karşındayım.' Dedi.
Şimdi.

Bu hikayede özellikle vurgulanan durum. kan ve gen'lerden gelen insani tutumların var olmasıdır. 

Bu kadının hücrelerinden geçmiş kalıtımsal özellikler Azerbaycan birimlerine böylesi düşmani bir tavır almasına neden olabilir. 

Aynı şeyi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin askerini Azerbaycan topraklarında görmek istemeyenler içinde söyleyebiliriz. Türk askerinin, Türk yurdunda bulunmasına bu kadar tepki gösterilmesine başka bir açıklama yapmak mümkün değil neredeyse.

Bırakın aynı Soydan veya Stratejik ve askeri projelerde ortak olduğumuzu. Çanakkale'ye, Kurtuluş Savaşı'na, Bakü'nün ermeni çetecilerin işgalinden kurtuluşuna bakarsanız iki ülkenin askerine hep aynı Milletin Askeri olarak bakılmıştır. 

Öyle olmasa Ahmet Cevat "Çırpınırdı Karadeniz'i" böylesine muazzam kaleme alır mıydı?

Veya Raşid BEHBUDOV "Laleler"i böylesine içten okur muydu?
Kim ne derse desin. Azerbaycan devleti silahlı kuvvetlerinin Ülkemizde bulunmaları kıvanç duyulacak bir duygudur. 

Anadolu'da Eskilerin kullandığı güzel bir söz var: "Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsine tükürdüğüm cinsine çeker."

KALIN SAĞLICAKLA! 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Volkan AYDEMİR Arşivi