Burak İĞLİKÇİ

Burak İĞLİKÇİ

Kültürel çökertme operasyonları

Kültürel çökertme operasyonları

 

Başlığımıza kültürel çökertme operasyonları ismini verdim. Bilmem farkında mısınız ama yaşadığımız modern çağda kültürel çökertme operasyonları hızlı bir şekilde devam ediyor. Dizi ve film sektörleri, fenomen sosyal medya sayfaları veya özel film sitelerinde hatta bilgisayar oyunlarında dahi kültürel çökertme savaşları veriliyor.
 

Şimdi sırasıyla izah edeceğim. Değerli okurlar;

Son dönemlerde ücretli sinema ve film sayfaları artmış durumdadır. Bu sayfalarda oynatılan dizi veya sinema filmlerinin bir çoğu perde arkasında kurgulanan izleyenlerin bilhassa genç ve yetişen kuşakların zihinlerine  nüfuz etmek için uyarlanan şeytani senaryolarca kurgulanan diziler ve filmler izleyen kesimde zihin işgali oluşturmaktadır.
 

Kısa bir araştırma yaparak sizde bu bilgilere ulaşırsınız. Sosyal medya da videolu oyun sayfalar mevcut. Bu sayfalara eklenen oyun isimlerinden bazı örnekler vereceğim. En iyi çizen kazanır oyununda erkek karikatür çizimi mevcut bu resme sütyen çizimi yapılıyor. Burada ki mesaj  transseksüel vari alt beyne yollanan bir mesajdır. Bu oyunları oynayan ya da bu tarz videoları izleyen kesimin yaş seviyesi ilk okul çağında ki gençlerdir. Devam edelim, diğer bir sayfa da soyunma oyunu mevcut. Yani yeşien nesillerin zihinleri boş dosya kağıdı gibidir. Alt beynine yollanan cinsel içerikli oyun ve videolar ileri ki yaşlarda ciddi zihinsel travmalara neden olabilir. Fark ettiniz mi değerli okuyucular. Türkiye'de  ergenlik yaşı  git gide daha alt sevilere düştü.
 

Çocuklarınızın oynadığı veya izlediği filmleri kontrol edin. Dizi ve filmlerin pompaladıkları. Erkeklerin kadınlaşması, kadınlarında erkekleşmesi. Fenomen olmak için şekillere girmeyin, değerlerinizden uzaklaşmayın. Takipçi kasmak için değerlerimizi bozmayın aksine değerlerimize sahip çıkarak videolar yapın.

 

İzlediğimiz diziler ile ailevi yapılarımız bozuldu. Dizilerde ki entrikalardan dolayı hayatımıza yansıyan konuları rol model aldık . Yaşantılarımızı dizilerde ki yaşamla kıyasladık. Boşanmalar arttı. Sosyal medya hayatımıza yön veren bir akıl hocası haline geldi. Trend modalara uyarak kültürel benliğimizden ayrıldık. İslamifobik, enformatik bilgilerle zihnimiz bulandırıldı subliminal mesajlar ile dini yaşantılarımızdan uzaklaştık. Bayramlarda tatillere gider olduk. Geleneklerimizden böyle uzak kalıyoruz. Etki ajanları topluma istediği gibi yön verebiliyor.
 

Değerlerimize  sahip çıkmalıyız. Yetişen nesillerimizide değerlerimiz ile büyütmeliyiz .
 

Sahi ne oldu bizlere böyle .Bir araya gelmenin önemini ve anlamını unuttuk. Çünkü telefonu elimize almadığımız dakikalarda kaçırdığımız dedikodu arkadaşımızın nasıl olduğundan daha mühim hale geldi. Artık kurulan tüm arkadaşlıklar, tüm dostluklar çürük temeller üzerine atılıyor ve bir esintide yerle bir oluyorlar. Kimse bir birine güvenmiyor. Hemen hemen herkes kendisine en çok güvenen insanın arkasından iş çeviriyor. Gençler saygı nedir, kıymet nedir, alın teri nedir bilmiyorlar. Babalarının gecelere belki de sabahlara kadar çalışıp kazandığı parayı çarçur ediyorlar içleri sızlamadan. Kuşak çatışmaları ve kültürel çökertme operasyonları hız kesmeden devam ediyor. Nesillerimiz teknolojik çağa ayak uydurarak sisteme modern köle olarak farkında olunmadan dönüştürülmüş durumda yukarıda bahsettiğimiz olayın bir kısmı. Daha vahimi kültürel,ahlaki,ailevi,dini ve örfi olarakta sistem tarafından operasyona maruz kaldık.
 

Türk milleti medya kartelleri ile imtihan ediliyor. Beyinlerin algısı bozuluyor. Sabah akşam evlilik programları.
 

Yemek programları, Sözde aksiyon yarışma programları. Tartışma programlarına bakın çıkanlara bakın milli duruşta kimler var. Herkesin bir dizisi bir yarışması var.
 

İnsanların beyin algılamasını sekteye uğratmak için sabah akşam magazinsel,dramlar,çılgın programlar, bol hristiyan soslu programlar ile algı yapan diziler ile yarışmalar ile beyinlerin algısını bozuyorlar. Oysa gençler kendi kimliğine odaklanmalı öz kültürüne odaklanmalı.

Küreselci medya kartelleri sizi uyutur. Toplumu uyutur, Ülkeyi uyutur. İnsanlar robotlaştırılıyor. Batı medyası istediği haberi size yapar, yaptırır. Tv'lere baktığımız zaman bunu net görüyoruz. Kendi kimliğimizi kaybettiriyorlar. Diziler ile bazıları tabi ki hariç hepsi değil. Türkiye'de iki tür medya vardır. Birincisi yüzde on yerli. İkincisi ise yüzde doksan yerli görünen ama finansörleri yabancıların güdümünde ve yönetiminde olan medya.

Hayatınızı yönlendiren bir sistem var. Bu sistem zihinlerinizi sürekli meşgul ediyor. Düşünmeniz, sorgulamanız ,zihinsel olarak uyanmanız sistemin işine gelmiyor.Gerçek ekranlarda sizlere gösterilen değildir. Modern savaşın orduları. Dijitalizm ve sanal ordulardır. Savaş klavyelerde devam ediyor. Hedef insan zihni. Ve kitle kontrolü. Aynı zamanda bugünü bilen, oyunu iyi oynayan geleceği iyi hazırlar ve kazanır. Yetişen ve gelen genç kuşaklarımızı değerlerimiz, ile büyütelim. Kültürel çökertme operasyonları ile birlikte psikolojik harp taktikleri de karşımıza çıkar altta izah edeceğim şekilde kurgulanarak toplumlara sunulur.
 

Sosyal iletişim alanlarındaki yapılan algı savaşlarına toplum olarak çok çabuk kanıyoruz vetoplumu endişe,kaygı,korkuya sürükleyece,ümitsizlik,güvensizlik,belirsizlik,moralsizlik,inançsızlık, kontrolsüz yanlış yere yönlendirilen öfke,nefret,ötekileştirme,düşmanlaştırma,şeytanlaştırma gibi bu tip haberler böyle amaçlar ile kurgulanır . Bu tür paylaşımlara resmi açıklama gelmeden inanmayın,paylaşmayın istedikleride bu toplumu çaresizliğie sürüklemek algısal olarak zihinlerde savaşı kazanmak.
 

Psikolojik harbin belli bir cephesi yoktur. Bu savas barışta da devam eder ve bu yüzden her yer bir cephedir. Sokaklar, kahvehaneler, sinemalar, hatta evlerin içi bile birer cephedir. Yani düşman her yerde ve her zaman mevcuttur. Psikolojik harbin belli bir zamanı yoktur. Psikolojik harp barışta, savaşta, savaştan sonra her zaman ve her yerde devam eder. Psikolojik harp gözle görülmeyen, elle tutulmayan malzeme ile yapılır. Bu malzeme sözler ve fikirlerdir. Yani psikolojik harbin silahı geliyorum demez. O ancak uyanık olanlar tarafından anlaşılabilir ve hissedilebilir.  Psikolojik harpte askerler üniforma giymezler, onlar bir toplumun içinde, hatta en yakınında bile olabilirler. Dost sözlü, güler yüzlü davranışlarla insanları kendi ulusuna ve vatanına bilmeden kötülük yapmaya sevk edebilirler. Ayrıca psikolojik harbin verdiği zayiat, yaptığı zararlar gözle görülemez, hemen fark edilemez. Bu yüzden gerekli önlemlerin alınma zamanı geçebilir.

Sosyal medya günümüzün en büyük savaş alanı. Sistem işine gelmeyen paylaşımlara istediği sansürü koyuyor veya erişimi yasaklıyor. Savaşlar sanal ortamda sürerken algı ile şekilleniyor. Algıları şekillenen kitlelerde sosyal medya odaklı etki ve nüfuz ajanları tarafından daha kolay sokağa çekiliyor.
Sistemin oyunlarına kanmayacağız. Türk  milleti olarak. Değerlerimize yediden , yetmişe sımsıkı sarılarak yetişen kuşakları büyüteceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Burak İĞLİKÇİ Arşivi