Mehdi AKSU

Mehdi AKSU

Vahdeti ihlal edenin tevhidi bozulur!

Vahdeti ihlal edenin tevhidi bozulur!

Fikri, şahsi, menfaate dayalı düşünce ve eylemler, nefsi hesaplar ihtilaftan başka bir sonuç vermeyecektir. Teşkilâtlarını, sivil toplum kuruluşlarını, ibadethanelerini, toplumunu, gençliğini bir arada tutmayı başarıp, sineleri toplu atanlar başarıya elbette ki ulaşacaktır.

Davasına inanarak hizmet edenleri tribünde oturtup küstürenler öte taraftan da kendileri tribünlere oynayanlar, küçük pazarlıklar içerisine girenler, basit hesaplar yapanlar, hizipleşenler, didişenler ve dava arkadaşlarını yok sayanlar kaybedecektir elbet.

İslam Dininin özünü tevhid inancı oluşturur. Tevhid, her şeyden önce Allah Teâlâ'yı zatında, sıfatlarında ve fiillerinde bir kabul edip, zatında, sıfatlarında ve fiillerinde O'na bir başkasını denk, emsal ve ortak tutmamak anlamına gelir.

Ferdin hem inanç hayatında ve hem de düşünce dünyasında istenen alt yapıyı oluşturan tevhid, sağlıklı ve itikadi alanda dengeli toplumların varlığının da ilk şartıdır. Hayatın her alanında tevhide dayalı bir bakış açısının net olarak belirmediği zihni yapıda ikilem ve parçalanma oluşur.

İslami literatürde şirk adı verilen parçalanmanın tarifi insanın Allah a, kendisine ve kader birliği ettiği toplumunun değerlerine yabancılaşmasını beraberinde getirir. Zihni ve ruhi hayatta meydana gelen bu parçalanma fert bazında tek bir insanla da sınırlı kalmaz, sosyal hayatta insanın kan dökücü, ayrılıkçı, fitneci ve çıkarıcı özelliğini de ön plana çıkarır.

Görüldüğü gibi parçalanmış bir düşünce yapısının faturası, kişinin kendi özel hayatıyla sınırlı kalmayıp, cemiyeti ve hatta kişinin statüsüne bağlı olarak dünyayı bile sarsacak bir sonuca gidebilir. İşte bu yüzden bütün Müslümanların hangi dile, hangi renge ve hangi bölgeye ait olurlarsa olsunlar -ki ırklar ve renkler mozaiği Allah'ın bir kanunudur- birlik ve beraberlik ruhu içerisinde olmalarını tevhidin bir gereği olarak görür.

Gerçek ve hakiki bir Müslüman tevhidi bozucu tüm davranış ve hareketlerden kaçınması gerektiğini her halükarda bilir. Müslümanlar arasında çeşitli ırklar ve mezheplerin, farklı düşüncelerin varlığı bir hakikattir. Ama önemli olan saygı, sevgi, dayanışma ilkelerini ihlal etmemek, makul çerçevelerde kırıcı olmadan, inatlaşmadan, kinleşmeden farklılıkları müzakere etmek ve tarafların birbirlerinden saygı ve hoşgörüyü esirgememesidir. Ancak diğer inançlara mensup olanlara dair diyalogtan, vahdetten, birlik ve beraberlikten söz edip de kardeşler arasında tefrika çıkarmak samimiyetsizliğin, çıkar ve menfaatçiliğin ve nefse itaatin bir kanıtı olacaktır.

Tevhid inancı insana gönülde, dilde ve davranışlarda istikamet alışkanlığı kazandırır. Bu sebeple namazın her rekâtında okuduğumuz Fatiha suresinde, "Bizi doğru yola ilet" şeklinde geçen âyet insanın hakka, iyiye, birlik ve beraberliğe, güzele yönelmesinin ve her türlü sapıklıktan ve ayrışmadan uzak kalmayı isteme arzusunun bir yansımasıdır.

Selam ve dua ile...

 

 
 
 
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehdi AKSU Arşivi