Volkan AYDEMİR

Volkan AYDEMİR

Iğdır’daki listenin seçime ve sonuca etkisi

Iğdır’daki listenin seçime ve sonuca etkisi

31 Mart’ta yapılan Mahalli İdareler seçiminin etkileri açıklanan sonuçların itilaflı olduğu birkaç ilde hala devam etmekte. Büyükşehirlerde sonuçlar kesin olarak açıklanmakla birlikte, mazbatasını alan belediye başkanları koltuklarına oturup kurum idaresindeki çalışmalara başladılar bile.

Ülkenin doğusu ayrı telden, batısı ayrı telden çalsa da alınan sonuçlar, seçmenin haklı iradesini ortaya koydu. Seçim süreci boyunca parti mensupları tarafından, vatandaşı geren açıklama ve konuşmalarda, özellikle iktidar kanadının vatandaşla arasında mesafe olduğu anlaşıldıktan sonra oy kaybı olarak sandıklara yansıdı.

Diğer bir tarafta ise Dem parti milletvekillerinin seçmeninin terörize edici açıklamaları, sonucunda ülkenin Van ve birkaç şehrinde yanlış uygulama sonucu yaşanan olaylar kınanacak türdendi. Dem partisi milletvekillerinin yürütmüş olduğu politika ve açıklamaları Van belediye başkanlığını kazanan canlının geçmişte yapmış olduğu açıklamalar ve eylemler, toplumun genelinde bölücülük ve terörizm ile aynı algı yaratmaya başladı.

Türkiye’de Cumhuriyet rejimi ve Devletin bölünmez bütünlüğü ile sorunu olan veya seçmenine farklı vaatlerde bulunan siyasi partilere, yasalar çerçevesinde yargının müdahale etmesi gerekir. İnsan hakları konusunda bizlere örnek olarak konulan ülkelerin parlamentolarına bakarsanız, devlet yönetimi ve rejime karşı olan hiçbir siyasi oluşum göremezsiniz. Çünkü onlarda siyasi partiler politikalarını, rejim ve devlet karşıtlığı olarak belirlemezler. İnanmıyorsanız girin internete bakın yüzde yüzü iktidar olduklarında; sağlık, ekonomi, eğitim veya vatandaşının refah düzeyini yükseltecek politikaları getirmek için çaba sarf ederler.

Fikir serbestliği bile ülkenin idare rejimi veya bölünmez bütünlüğü ile alakalı değildir. Yurttaşlık bilinçleri, alt kimlikleri ile birlikte ulusal kimliklerini ve çıkarlarını muazzam şekilde korumak üzerine kuruludur. Ülkemizde ise orta öğretim müfredatından “Vatandaşlık ve Sosyal Ahlak'' dersini çıkardılar.

Sayın Milli Eğitim Bakanımız sivil toplum örgütlerine devretti ders verme işini. Milli eğitim ve yetkili öğretmenler dururken böyle bir akıl tutulması nasıl yaşanır bilinmez. Bunların hangi sivil toplum örgütleri olduğu tarafınızca malumunuzdur artık. Eğitim sistemi bilimin, toplum ahlakının ve teolojinin gerçeklerine oturan toplumlarda seçmen de politikacıdan ne isteyeceğini bilir. Bizde ise durum tam tersinedir. Çıkıp sokaktaki vatandaşa, karnını doyurup doyurmadığını veya ayağının sağlam sırtının pek olduğunu sorun. Hiç düşünmeden siyasi ütopik bir politik istek listesi çıkarır şaşar kalırsınız. Elin oğlu yolsuzluk, akaryakıt, vergi zamlarında eylem yapar hakkını aramak için. Bizimkiler rejim veya Cumhuriyet karşıtlığı peşindedir hala. Anlatmaya çalışsan senden kötüsü yoktur. Bu durum gözden ırak küçük şehirlerde ve ilçelerde farklı bir hal alır, manevi duygular kullanılarak seçimler kazanıldıktan sonra, kurulan politik düzende sözde seçkin insanlar ve sözde kanaat önderleri politikacı ile seçmen arasında durur ki pastadan en çok payı o alsın. İşini bilen bir milletvekili veya belediye başkanı vatandaş içinden kendisine kullanabileceği, seçmen ile arasında köprü olacak işe yaramaz adamlardan kanaat önderi tespit eder. Aslında bu kanaat önderi mevzusu, her seçimde birkaç hıyar kılıklının kendisini parlatmasından başka bir şey değildir.

Hazır konuyu seçimden ve ranttan açmışken. Iğdır yerel basının çok işi olduğu için yazmadıkları veya yazamadıkları birkaç konuya değineyim.

Seçim çalışmalarını çok yakından takip ettiğim doğunun şirin kenti olan Iğdır’da yaşanan ilginç gelişmelere de değinelim. Nahcivan ve Zengezur transit yolu güzergâhında olması Jeo-politik önemini çok artırıyor. Geçen yıl, siyasi hazımsızlığın verdiği ego sonucu nedensiz ve haksızca görevden alınan, çalışkan ve ilkeli bir devlet adamı olan İl genel sekreter muavinleri Mehmet Ali Bulut ve Mehmet Nuri Turan gibi çok kıymetli dostlarım var Iğdır’da.

Iğdır’da bürokrasinin mikro milliyetçilik üzerine kurulduğunu çok iyi bilenlerdenim. Farklı etnik kökene sahip bu iki başarılı bürokratın neden görevden alındığını kimse açıklayamıyor, ben polis memuru iken genel sekreter muavini yapılan birisini ve bu iki devlet adamının adam kayırmacılığa kurban gittiklerini çok iyi biliyorum.

Üç adayın yarıştığı ve sanırım Cumhur ittifakı adayının “Aman nasıl olsa kazanmasam kayyum atanır” psikolojisi ile çıkmış olduğu seçim yarışını 2.221 oy farkıyla, Dem partisi kazandı. Cumhur ittifakı adayı ve ekibinin yürütmüş olduğu başarılı seçim politikası sayesinde 69.954 seçmenin sadece 52.975’i oy kullanmaya gitti. Üçüncü aday toplam 2.225 oy aldı. Yani ilk iki adayın arasındaki fark kadar. Iğdır’ı bilmeyenler için yazayım politikası etno milliyetçilik üzerinde şekillenir. Partilerin kurumsal isimleri değişebilir ama genel görüntüde Siyah ve Beyaz olmak üzere iki renk vardır. Ara renklerin etkisi yukarıda yazdığım üçüncü partinin almış olduğu oy oranı kadardır belki.

Son günlerde yerel basından takip ettiğim kadarıyla, seçimi kazanan partinin il yetkililerinin Iğdır Belediyesinde taşkınlık yaptıkları, Cumhurbaşkanının fotoğrafının makamdan kaldırıldığı, insanları tehdit ettikleri ile ilgili haberler çıkıyor. Her bahaneyle sokakları ateşe veren yakıp yıkma talimatları veren partinin bunu da yapması işin gerçeği çok şaşırtmadı beni ama kazanmış oldukları belediyede hiçbir neden yokken taşkınlık yapmalarına çok anlam veremedim. Sosyal medya sayfamdan “BENDEN DUYMUŞ OLMAYIN AMA YAŞANAN OLAYLAR SONRASINDA IĞDIR’A YENİDEN KAYYUM ATANABİLİR” postu paylaştığımda, takipçilerimin bir kaçı mesaj kutuma aynı listeyi attı.

Bu listedeki kişilerin kayyum yönetimindeki Iğdır Belediyesinde sınavsız şartsız işe alınıp çalıştırıldığı söyleniyor. Gönderen dostların doğruluğundan eminim. listedeki soyadlarına bakıldığında da şaşırtıcı bir denklem var. Eğer kan bağları var ise 10 aileden 46 çalışan var. Iğdır belediyesinin toplamda kaç personeli var? Soy isim benzerliği değilse ayıptır, günahtır!

asasasas.jpg

Seçimler ve beklentilerin karşılığı, etki-tepki denklemindedir.

Şimdi soruyorum!

Aynı aileden birden çok kişiyi belediye bünyesine alırken herhangi bir sınav veya ön eleme yaptınız mı?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti personel daire başkanlığı kamu görevlisi alımlarında belli KPSS baraj puanı şartı getirirken siz de aynı uygulamayı yaptınız mı?

Bu liste eğer doğruysa?

Yıllar boyunca Iğdır’ı ve Iğdırlı’yı tahakküm altına alan bir grup sözde seçkin kişinin yakını olan listedekiler. Hangi kriterlere göre belediye bünyesinde çalıştırılıyor?
Nüfusu 100 bin olan bir ilde aynı soyadından akraba olduğunu düşündüğüm iki veya fazla kişinin görevlendirildiği Iğdır Belediyesine girişte bütün Iğdırlılara bu fırsat eşitliği neden tanınmadı? Bu listede soy isimleri olan aileler dışında orada yaşayan diğer aileler devlete vergi ödemiyor mu?

Vatandaşlık görevlerini mi yerine getirmiyorlar?

İşe girişler İş-Kur aracılığı ile olmuyor mu?

Sayın Cumhurbaşkanımız Iğdır’a Zengezur koridorundan ötürü özel ilgi duyuyorken, bu hata neden yapıldı?

Aynı listede çok yakından tanıdığım ve iyi ilişkilerimin olduğu dostlarımın da soy isimlerinin olmasına karşın eğer bir haksızlık yapılıyorsa bunu yazmama engel olmadığını onlar çok iyi bilirler.

Iğdır’ın sahibinin Iğdırlılar olduğu gerçeği son senelerde sanki unutturuluyormuş gibi, bütün siyasi ve sosyo ekonomik faaliyetler feodal benzeri bir sistemle kişisel çıkarları uğruna, parlamenter ve aynı zamanda iş insanı olan birisine bağlanması amacı güden insanları takip ediyorum. Küçük şehirlerden çıkan varlıklı insanların, kentlerine olan özlemlerini yatırım ve yardımlarla gidermelerini takdirle karşılarım. Adana’da, Bolu’da, Ağrı’da, Bitlis’te bu kıymet baki insanların isimlerine hasrolunmuş okulları, hastaneleri, huzurevleri, öğrenci yurtları gibi kullanılması için devlete bağışlanmış binaları çokça görebilirsiniz.

Nitekim Iğdır’lı iş insanı olan sayın milletvekilinin de başka bir niyeti olmadığından adım gibi eminim. Yazımız arasında paylaştığımız liste eğer doğruysa, bundan da haberi yoktur muhakkak.

Şimdi gelelim haberlerin kaynağına ve sebebine. Kazanan parti yetkililerinin eline bu liste geçtiyse ki geçmiştir! Yayılan asılsız veya gerçek haberlerin sebebi bu kayırmacı tavır olmuştur.

Arşivden Iğdır hakkında 2019 yılında ziyaretim sonrası yazmış olduğum yazımı çıkardım, sanırım seçimin ve tarafların en keskin olduğu il Iğdır. Bu keskinlik kazananın icraatlarına da yansıyor. Başta yazdığım gibi rejimle ve devletin bölünmez bütünlüğü ile sorunu olan hiçbir siyasi oluşumun destekçisi değilim, Iğdır’da bu partinin kazanması için, karşı taraf yürütmüş olduğu yanlış politikalarla çok çaba harcadı.

Umarım Iğdırlılar bu süreci sağduyulu ve sakin olarak atlatırlar.

Her yıl geldiğinde ani fiyat artışlarının yaşanmasına, 600 yıldır sorulan “Sakız orucu bozar mı” sorusu kadar alıştığımız.

Bazı kanallarda yayınlanan ramazan sohbeti programlarının Türkçe, ama kutsal ayetlerin Arapça okunduğu ve bizim anlamadığımız bu ayda. Ben İslam dinini Türkçe öğretilmesini destekleyenlerdenim, çünkü dinimi öğrenmek için kullanmayacağım bir dili öğrenmek istemiyorum. Diğer ülkelerde kendi dillerinde öğreniliyorsa Türkçe de öğrenilebilir.

Sabır ve sükûnetle yerine getirdiğimiz oruç ibadetlerimizin kabul olması dileği ile
Ramazan Bayramınızı Kutluyor Esenlikler diliyorum.

KALIN SAĞLICAKLA!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Volkan AYDEMİR Arşivi