Prof. Dr. Mehmet BİREY

Prof. Dr. Mehmet BİREY

Nasıl bir dünya düzeni kuruldu?

Nasıl bir dünya düzeni kuruldu?

28 Temmuz 1914 tarihinde başlayan Birinci Dünya Savaşı 11 Kasım 1918 tarihinde bitti. Bu savaşın en önemli antlaşması Londra'da yapıldı. Mark Sykes-Georges Picot tarafından yapılan  ve Osmanlı Devletinin Ortadoğu'daki topraklarının bölüşümünü planlayan antlaşmadır.

Bu antlaşma 29 Nisan 1916'da Küt'ül-Amare Kuşatması ile Osmanlı Devleti'ne mağlup olan İngilizlerin bu mağlubiyetten 17 gün sonra 16 Mayıs 1916 tarihinde yapılmış ve Ekim ayında Rusya antlaşmaya katılmıştır. Bizim medeniyet coğrafyamıza verdikleri düzen devam ederken Avrupa'da, Doğu Asya'da ve Pasifikte yeni patron olan ABD için yapılacak çok iş vardı, özellikle Hitler Almanya'sının Avrupa, Japonya'nın da Çin ve ABD karşısındaki duruşu ABD'yi tedirgin ediyordu.

Almanya'nın 2. Dünya Savaşını çıkartması ve yenilgisi ABD, İngiltere ve SSCB'ye yeni bir dünya düzeni kurma fırsatını verdi. 2. Dünya Savaşı sırasında 4 Şubat 1945-11 Şubat 1945 tarihleri arasında Yalta Konferansı ya da Kırım Konferansı ABD, SSCB ve İngiltere arasında yapıldı.

Roosevelt, Churchill ve Stalin arasında başlayan konferans Ruosevelt'in ölümü üzerine Truman'la devam etti. Bu konferansla Birleşmiş Milletlerde veto hakkı olan ülkeler belirlendi, Mihver devletlere savaş ilan eden devletler BM üyeliğine alındı ve Türkiye'ye bildirilmek üzere Boğazların statüsünün SSCB lehine değiştirilmesi fikri benimsendi ayrıca Türk Dünyasıyla ilgili önemli kararlar alındı.

Birinci ve İkinci Dünya Savaş'larının en karlı tarafı Anglosaksonlar oldu ve dünya hakimiyeti ellerine geçti.

Anglosaksonlar bugün gelmiş geçmiş en büyük imparatorluktur.

İmparatorluk kendi milli sınırlarınının çok ötesindeki coğrafyaları kontrol altına alan o coğrafyaları maddi ve manevi yönde etkisi altında tutan, kendi dilini, inanç sistemini ve sosyal hayatını gönüllü veya gönülsüz olarak istediği gibi yöneten, kendi kural ve kanunlarını kabul ettiren güç demektir.

Bu anlamda Osmanlı'nın çöküşünden sonra Anglosakson imparatorluğu Londra ve Yalta konferansıyla büyük bir coğrafya üzerinde tahakküm kurdu. Modern sömürgeciliğini dünyaya kabul ettirdi, bütün okyanusları kontrolü altına aldı, dünyanın yeraltı ve yerüstü bütün zenginliklerini elde geçirdi.

Tarih içinde yönetim başarılarının bilindiği 300 milyon Türk dünyasını atomize etmiş ve özellikle Doğu Türkistan'ı Çin'e, Güney Azerbaycan'ı İran'a ve çok sayıda özerk Türk bölgesini de Rusya'ya bırakmıştır. Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının Rusların dışında iki galibi vardır; o da Anglosakson dünyanın ilk ikilisi olan ABD ve İngilteredir.

Anglosakson devletler ABD, İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda öncelikle akla gelir. Avusturalya, Büyük ve Atlas Okyanusunun içinde bulunan çok sayıda sömürge de ABD ve İngiliz şömürgesidir.  Gerek para yönüyle gerekse nükleer silahlanma olarak bugün ABD ve İngiltere dünyanın diğer ülkeleriyle kıyaslanamayacak büyüklükte bütçe ve nükleer silah envanterine sahiptirler.

Dünya üzerindeki kıymetli ve stratejik madenler büyük oranda bunların kontrolündedir. Şimdi uzayın keşfi ve hiç akılarından çıkarmadıkları yıldız savaşları projesiyle önce dünyayı tek bir dünya devleti fazına getirmek ve sonrada uzayı keşfetmek yolunda bilimi ve sermayeyi kullanarak ilerlemeye devam etmektedirler.

Dünyanın geri kalan ülkelerinin rejim problemi, eski yeni çatışması, altın rezervlerini ele geçiren Anglosaksonların kağıt paraya bağladıkları milli bütçelerin durumu ve dünyayı borçlandıran dolar milyaderlerinin elinde zor günler geçiren sözde milli devletlerin hali perişandır.

Dört problem çok önemlidir; savunma sanayi (saldırı var ki savunmadan bahsediyoruz), eski yeni kavgasının çok uzaması ve büyük bir enerjinin içeride boşa harcanması, eğitimin milli olmaması ve eğitim üzerinden kavga edilmesi, herkesin kendine göre bir ülke özlemesidir. Dünyaya Amerika merkezli Evangelist ve İngiltere merkezli Püriten  bakış dünyanın geri kalanını çok derinden etkileyen bir irade ve dirence sahiptir.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Mehmet BİREY Arşivi