Tevfik Fikret TAŞKIN

Tevfik Fikret TAŞKIN

Türkler Ne Zamandan Beri Avrupa’da Yaşıyor?

Türkler Ne Zamandan Beri Avrupa’da Yaşıyor?

Türkler Ne Zamandan Beri Avrupa’da Yaşıyor?

 

Çoğunuzun tahmininin tersine,  Türkler çok eski tarihlerden bu yana Avrupa’da yaşamaktadır. Orta Asya’da yaşayan Türkler, tarihin karanlık dönemlerinden bu yana çeşitli nedenlerden dolayı dünyanın dört bir yanına göç etmişler.

 

Bu göç çok uzun sürmüş. Göçler sırasında önemli sayıda Türk nüfusu, Avrupa’ya gitmiş. Sadece göç etmemişler, aynı zamanda Avrupa’ya yerleşip orada büyük devletler kurmuşlar.

 

Avrupa’nın siyasî yapısını yüzyıllarca etki altına almışlar. Avrupa içinde çeşitli göç hareketleri oluşturmuşlar.

 

Bu hareketler o kadar yoğun yaşanmış ki bazı Türk bilim adamları, Amerika’da yaşayan yerlilerin bile, bu göç eden Türklerden olduğunu iddia etmişlerdir.

 

Bazılarımızı gülümsetebilecek bu iddiayı az buçuk baktığımızda ortak bir takım özellikler de göze çarpmaktadır. Örneğin, Amerikalı yerlilerin kullandığı ortak sembollerin büyük bir kısmının Orta Asya’da Türkler tarafından da kullandığı görülmektedir. Yine at, güneş, ok, yay gibi semboller de ortak kullanılmış.

 

Neyse, konuyu çok dağıtmadan Avrupa’daki Türklere dönelim. Türkler, genellikle Karadeniz’in kuzeyinden Avrupa’ya geçmişler. Burada yaşayan Slavların göç etmelerine yol açmışlar.

 

Avrupa’ya göç ettiği bilinen ilk Türkler, Avarlardır. Göktürkler, 552 yılında, Orta Asya’daki Avar İmparatorluğu’nu yıkınca, Avarlar Batıya doğru ilerlemiş. Karşılarına çıkan Slavları mağlup etmişler, merkezi Macaristan olan yeni bir devlet kurmuşlar.

 

Çinlilerin “Juan-Juan” dedikleri Avarlar, bu dönemde iki defa İstanbul’u kuşatmışlardır. İstanbul’u kuşatan ilk Türkler, Avarlardır. Fakat, Avarların kurduğu bu devlet, 805 tarihinde, Franklar tarafından yıkılmıştır.

 

Avarları, Batı Hunlarının ve Ogur Türklerinin karışmasıyla oluşan Türk topluluğu olan Bulgarlar takip etmiş. Tuna ve Volga nehri boyunca yerleşen Bulgar Türkleri, Tuna Bulgar Devleti’ni kurmuşlar. Hükümdar Kurum Han zamanında, Bizans’ı kuşatmışlardır. Tarihte Bizans’ı kuşatan ikinci Türk kavmi olmuşlardır.

 

Bugünkü Bulgaristan’da kurulan bu devlet, Boris Han zamanında, Hıristiyanlığı kabul etmiş ve halkın çoğunluğu Slav olduğu için Bulgar Türkleri de zaman içinde benliklerini kaybedip Türklüklerini tamamen kaybedip Slavlaşmışlardır.

 

Tuna Bulgar Devleti’nden sonra X. yüzyılda, bu bölgede, Kama Bulgar Devleti kurulmuş. Fazla uzun sürmemiş, Slavlar arasında yok olup gitmişlerdir.

 

Göktürk Devleti’nin yıkılmasından sonra, Kuzey Karadeniz ve Kafkaslar arasındaki bölgede, Hazar Kağanlığı kurulmuş. Yöneticiler, Museviliği benimsemişler, halkın bir kısmı Müslüman, bir kısmı Hıristiyan olmuştur.

 

Fin Ugor kavmi ile Ogur Türklerinin karışmasıyla ortaya çıkan Macarlar, 896 yılında Macaristan’a yerleşmiş ve kendi isimleriyle devlet kurmuşlar. Almanların doğuya doğru ilerlemelerini engellemişler, Balkan topluluklarının Almanlaşmasını önlemişlerdir. Fakat, X. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlığın Katolik mezhebini kabul etmeleriyle Türklük özelliklerini kaybetmeye başlamışlar ve zamanla kimliklerini unutmuşlardır.

 

Bu tarihten sonra da Peçenekler, Kumanlar ve Uzlar(Oğuzlar) bu bölgelere, yani Avrupa’ya yerleşmiş, buralarda devlet kurmuşlardır. Fakat,  göçlerin devamı gelmediği için Avrupa’daki halklar arasında kaybolup gittiler.

 

Burada kurulan Türk devletleri, Hıristiyanlığı benimsedikleri ve kalabalık Slav toplulukları içinde kaldığı için çok kısa sürede millî kimliklerini kaybedip Türklüklerini unutmuşlardır.

 

Yoksa, Türkler asırlardan beri Avrupa’da vardırlar ve Allah nasip ederse de sonsuza kadar da var olacaklardır. Yeter ki benliğimizi, Türklüğümüzü unutmayalım…

 

Bin beş yüz yıldır Avrupa’da olduğumuzu kendi evlatlarımıza da öğretelim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tevfik Fikret TAŞKIN Arşivi